- 717 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
30 AĞUSTOS TÜRK MİLLETİNİN UYANŞININ DÖNÜM NOKTASIDIR
KAYNAKTAN DERYAYA
LEBİDERYA
30 AĞUSTOS TÜRK MİLLETİNİN UYANIŞININ DÖNÜM NOKTASIDIR
Türk milletinin büyük dönüm noktaları vardır.
Osmanlı’nın yıkılışındaki dönüm noktası; 1794 Yılında çıkan Kırım
Hanlığı isyanıdır. 1797 Yılında imzalanan Yaş Antlaşması ise; devletin
kırılma noktasını teşkil etmektedir.
Yaş Antlaşması’nın öncesinde; devletin içine sızan devşirmeler devlet
yönetimini zayıflatmışlardır.
İnsanları "Nemelazımcı." Yapmaya yönelik her türlü gayret sarf
edilmiştir. Nemelazımcılığın olduğu bir yerde "Devlet." Çöker.
Devlete karşı asilikler başlatılmış, isyanları bastırmak için her
cephede savaşlar başlamıştır.
Asilere taviz üstüne taviz verilmeye başlamıştır.
Her isyan sonunda; isyan başlatanlarca talepler olmuş, bu talepler
karşısında "Taviz verilmeye başlanınca da; "Devlette Blok Çatlaması."
Zuhur etmiştir.
Gaflet uykusu uzun süreli olunca "İhanet." Kendiliğinden ortaya
çıkmış, Milli Duruş sergileyen yöneticiler çeşitli oyun ve tezgâhlarla
devre dışı bırakılmışlar, etkisiz hale getirilmişlerdir.
Her bölgede çıkan isyanların etkisini azaltmak isteyenler ise;
isyanların arkasında olan dış güçlerin desteğini almak için akıl
danışmışlar ve dış güçlerin dedikleri şekilde davranarak tamiri mümkün
olmayan tavizler vermekle "Vatana İhanet." Etmişlerdir.
Galiçya, Balkanlar, Dalmaçya, Trablusgarp, Suriye, Kafkaslar, Mısır,
Yemen bir bir elden çıkmıştır.
Anlaşmalar öncesinde; "Bir şey olmaz, bölünmemiz mümkün değil."
Denerek Millet uyutulmuş,
Her elden giden yer için ise; "Burası zaten bizim değildi ki;"
Denilerek yapılan ihanete kılıf bulunmuştur.
Her tekke kendince din icat etmiş; tekkelerin şeyhlerinin sözleri
Allah’ın Ayet’inden, Allah Resulu’nün Hadislerinden üstün tutulmuştur.
Dine göre insan yetiştirmek, milletin öz değerlerine göre nesil
yetiştirmek yerine; "Şeyhe sadık kapı kulları." Yetiştirmek ihaneti
hızlandırmıştır.
Saraya alınan güzel hatunlarla zevk girdabına batan yöneticiler; Oğuz
Kağan’ı, Çin sarayını 40 Yiğitle basan Kür Şad’ı, Hazreti Satuk
Buğra’yı, Çağrı Bey’i, Alparslan’ı, Gündüz Alp’i, Ertuğrul Gazi’yi,
Hazreti Fatih’i, Yavuz Sultan’ı unutmuş, unutturmuşlardır.
Böylece; "Hilkat garibesi." Bir nesil yetişmiştir.
İlkesiz, ülküsüz, hedefsiz, bilgisiz bir toplum yetişince de; o dost
sanılan Avrupa ülkeleri ABD başkanı Nilson’u da yanlarına alarak;
bütün devleti ortadan kaldırmak için topyekün saldırı başlatmışlardır.
Avrupa ülkeleri Osmanlıya saldırırken; Arap yarımadasındaki ülkelerin
tamamı da İngiliz ajanlar tarafından kışkırtılarak; Osmanlı’nın
kanını dökmeleri sağlanmıştır
Bugünkü Şam ve Filistin bölgesinde Türk askerlerini günün ortasında
baltalarla paramparça edenler ne hazindir ki; Araplar olmuştur.
Birinci Dünya Savaşı sonrasında Osmanlı ordusu dağıtılmış, artık
tamamen tükenme noktasına gelinmiştir.
Çanakkale’yi geçemeyen İngilizler İstanbul’da Sayarı idare eder hale gelmiştir...
Halide Edip Adıvar, Yunus Nadi gibi vatanseverler bile ABD
mandacılığını kabul ettiklerini ABD’ye yazdıkları mektupla kabul
etmişlerdir.
İtalyanlar, Fransızlar, Yunanlılar; İngiliz ve ABD’yi yanlarına
alarak; Anadolu’yu paylaşmaya başlamışlardır.
Terhis edilen orduların dağıtılıp dağıtılmadığını kontrol etmekle de;
Mustafa Kemal "Ordu müfettişi." Sıfatı ile görevlendirilmiştir.
Teşkilatı Esasi’de Mehmet Akif ile birlikte Trablus isyanını bastıran
Mustafa Kemal; "Gizli yapılanma." Konusunda mükemmel bir uzmandır.
19 Mayıs 1919 (Mustafa Kemal daha sonra nüfus cüzdanına, doğum tarihi
olarak 19 Mayıs 1919 yazdıracaktır.) Tarihinde Samsun’a çıkan Mustafa
Kemal; Amasya, Sivas, Erzurum kongrelerini toplamış ve Ankara’ya
hareket etmiştir.
Antep’te; Şahin Bey ve Karayılan, Maraş’ta; Sütçü İmam, Kastamonu’da;
Şerife Bacı, Balıkesir’de; Mızraklı Alay Kumandanı Miralay Şerafettin
İzmir (İzmir’in kurtuluşunda İzmir’e ilk giren Türk Kumandanı’dır.),
Bursa, Balıkesir, Çanakkale’de; Mehmet Akif, Malatya’da; Sinan’lı
Hasan, Samsun Meşalesinin ardından kurtuluş meşalesini ateşleyen
Destan Kahramanları olmuşlardır.
Alaşehir’de futbol turnuvası düzenlenmesi talimatı verdiğinde;
yanındakiler "Bu adam ne yapmak istiyor, memleket kan gölüne dönmüş
her tarafta kan ve gözyaşı var, futbol turnuvasının sırası mıydı?"
Şeklinde düşünceye kapılmışlar, Alaşehir’de futbol turnuvası için
toplanan birlikleri Sessizce Dumlupınar ve Zafertepe Çalköy’e sevk
ettiğinde; "Bu adam bir dahi." Diyerek önceki düşüncelerinden dolayı
mahcup olmuşlardır.
Büyük Taarruz Başkomutanlık Meydan Muharebesi; Türk Milleti’nin
şahlanışın "Dönüm Noktası." Olmuştur.
30 AĞUSTOS ZAFERİ "TÜRK MİLLETİNİN YOK EDİLMEYECEĞİNİN." DÜNYAYA İLAN
EDİLİŞİDİR.
30 AĞUSTOS TÜRK MİLLETİNİN "UYANIŞININ." DÖNÜM NOKTASIDIR...