- 704 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ROSA PARKS "BUS BOYCOTT"
I have a dream..
« Bir gün, dört çocuğumun da derilerinin rengi ile değil de kişilikleri ile yargılanacağı bir ülkede yaşayacaklarına dair bir hayalim var. »
Martin Luther King
Alabama Montgomery’de sabah işine gitmek için otobüse binen bir kadın, sadece kendinin değil, yüzyıllardır ayrımcılıklarla ezilmiş bir ırkın da makus talihini yenecekti.
01 Aralık 1955 günü terzilik işiyle uğraşan 42 yaşında zenci bir kadın olan Rosa Louise McCauley Parks her zamanki gibi işine gitmek çin otobüse bindi. Otobüste zenciler için ayrılmış olan, cam kenarındaki boş koltuğa yerleşti.
1955 yılının Amerika’sında Alabama’da da ve bir çok güney eyaletinde olduğu gibi zencilere ayrımcılık uygulanıyordu. Otobüslere farklı kapılardan biniyorlar, onlar için ayrılmış yerlerde oturuyorlardı. Üniversitelere alınmıyorlar. Hatta siyahlara çok sonra 1965 te çıkarılan bir kanunla verilen, oy hakları dahi bulunmuyordu.
Rosa Parks, otobüste dört siyahla birlikte dördüncü sırada oturmaktaydı (siyahlar yalnızca ilk sıraya oturabilirdi). Daha sonra tüm oturma yerleri doldu ve otobüse beyaz bir erkek bindi. Siyahlar ve beyazlar aynı sırada olamayacakları için bu beyaz adam tüm siyahların oradan kalkmasını istedi. Diğer dört siyah itaat ederken, Rosa bunu reddetti ve yerinden kalkmadı. Derhal olaya müdahale eden otobüs şöforü James Blake, oradan kalkmasını yoksa polis çağıracağını söylemesine karşın Rosa yine yerinden kalkmadı. Ve sonunda 01 Aralık 1955 günü Rosa Parks, eyalet ırk ayrımı yasalarını ihlal etmek suçundan polis tarafından tutuklandı.
Neredeyse tüm güney eyaletlerinde uygulanan ve “Jim Crow Yasaları” adı verilen bu yasa (Jim Crow, aşağılamak amacıyla beyazlar tarafından siyahlara takılan isimlerden biriydi) gereği tutuklanan Rosa Parks olayı bir kişinin daha yıldızının parlamasına yol açacaktı. O da, Amerikan Yurttaş Hakları Önderi Martin Luther King’di.
Martin Luther King önderliğinde bir yıl boyunca Montgomery’de siyahlar otobüslere binmeyip boykot ettiler. İşlerine kol kola girerek büyük gruplar halinde gittiler. Bu olay Montgomery Otobüs Boykotu (Montgomery Bus Boycott) olarak Amerika’da ve bütün dünyada geniş çapta yankı uyandırdı. Çok sayıda eylemci gözaltına alındı, tutuklandı, tartaklandı. Hatta bazılarının evleri kundaklandı.
Amerika’da Siyah Ayrımcılık Yasaları nihayet sorgulanmaya başlıyordu ve Yüksek Mahkeme siyah yolcuların otobüste istedikleri yere oturabilecekleri yönünde bir karar vermesiyle yaklaşık bir yıl süren eylem 21 Aralık 1956 da sona erdi.
Sonrasında Martin Luther King önderliğinde yapılan bir çok eylem ve girişimler neticesinde siyahlar 1964 yılında çıkan Yurttaş Hakları Kanunu (Civil Rights Act of 1964) ile 1965 yılında çıkan Oy Hakkı Kanunu (Voting Rights Act of 1965) ile Amerikan hukukunun birer parçası oldular. Yaptığı bu çabalar Martin Luther King’e 1964 yılında Nobel Barış Ödülü’nü kazandırdı. Ancak ne yazık ki 1968 yılında bir suikaste kurban gitti. 1986’dan beri her yıl Ocak ayının üçüncü Pazartesi günü ABD’de King’in doğum gününde medeni haklar lideri ve yaşamı boyunca savunduğu idealler anılıyor, konuşuluyor, King’in barış sevgisi dile getiriliyor
Rosa Parks ise 1999’da Time dergisince 20. yüzyılın insan hakları savunucusu seçildi. Parks 1996 yılında Başkanlık Hürriyet madalyasına lâyık görüldü. 1999 yılının başında da, Kongre’nin altın madalyasına hak kazandı ve bu ödülü başkan Bill Clinton’un elinden aldı. Öldüğü 24 Ekim 2005 yılına kadar da Amerikan siyahları için bir idol oldu.
Ayrıca Rosa Parks’ın binmiş olduğu o meşhur 2857 nolu otobüs Henry Ford Müzesi’nde sergilenmektedir.
Aslında halen Amerika’da içten içe siyahlara yönelik bir ırkçılık devam etmektedir. Yalnızca ırkta değil her konuda ayrımcılığın olmadığı, eşitliğin hüküm sürdüğü bir dünya için, Michael Jackson’un “black or white” şarkısında vurguladığı gibi ,"eğer kardeşim olmayı düşünüyorsan önemli değil siyah ya da beyaz." ( Beşiktaşlıları tenzih ederim : )
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.