Aşk ,Kadın-Erkek
hayrettin taylan
(felsefi tinler-10)
- İnsanının ruh açınımında, kendimiz olmaya bizi iten istencin ve duyuncunun kendimiz olarak bilmemizde sınırsız oluşa bizi sürükler.Geleneksel bir sed olmayınça nefesimizin özgür istemlerine savsarız kendimizi.
-Bu bağlamda usun merkezinde kadın - erkek eşit;ama hangi eşitleri tümlüyoruz. Hangi eşitlerde eşitiiz işte o kendi çıkarımlarını uzatır.
-Biyolojik haritada erkeğin güçlü şehirleri var. Bedenen üstünlük zaten tartışmasız kendini öndeş yapar;ancak bu düşünsel anlamda erkeği üstün kılmaz.
-Duyarlık ,eşitlik arasında bağ olmaktan öteye geçmemiş... İki eşey arasındaki tarihsel eşitsizlikler hem doğal, hem tinsel mecrada süregelmiştir.
- Erkek , tinsel ,doğal denklemde hep özgür olarak sunulmuştur hayata.
. Özgürlük insanın özsel tinsel varoluşunda ve bütün olarak tanınmasını ister ve kendini ödeşlere akıtmayı sağlar.
- Kadının özgürlük istenci ,yine erkeğin özgürlük merdiveninde basamak basamak olmuştur.
- Bir erkek,ergenlikte kız arkadaş edindiğinde :
-"Aferin çapkın oğlum ." tümcesi ayna olurken . Kızın erkek arkadaşı olduğunda etik dersler araya girer...
-Kızım sakın erkeklere güvenme,namus edebiyatı uzar gider.Hangisi doğru...
- Doğru olanı aramıyoruz ki zaten... Kadının ,özgür istencinin bilincini kavraması belki çözümdür.
-Bazı şeyleri yadsımaya belki çözümdür. Kadın kendi eşitlerini tanıması, kendi usunda kamil olmak. Hislerini bir yere bırakarak , eşitlerinin terazisinde, tinsel yolculukta, doğal tabiatında kendini tanımaya gitmesidir.
- Erkek özgür, öndeş, daha rahat bilinmesinin özsel yönünden çok sanırım Allah’ın bizi sunduğu hayatın şifrelerinde bazı şeyler gizemlidir.
- Erkek biraz daha eşit olmasında usu zorlayan imge biraz metafizikselden öte bir yerdedir .
-Tinin uygarlaştığı doğallık üstüne düşündüğümüzde bu şifreler hep öne çıkmıştır.
- İlkellik, yabanıllık, zorbalık ,vurdumduymazlık, gammazlık gibi doğal tinini kaybeden özümseyişten erkek zamanla romantikleşmeye meyilenmiştir.
-Dahası tabiatımızın öznesindeki çiftlik erkeği bu mecraya getirmiştir.
- Aşk, erkeğin en kadınsı yönüdür. Duygular çeşnisinden baktığımızda erkeği kadınsal öğelere özne yapan en büyük eylem aşk olmuştur.
- Savaşlar, saraylar, ölümler, ölümsüz olan birçok şey "aşk " üzre kendi çizgisini çizmiştir.
Ki zaten insan duygusu doğal değil ,tinsel olduğu için özsel olan Sevgidir. İnsan sevmek, sevilmek için yaratılmıştır. Nefis tezkiyemizin bütün tizlerinde sevmek, sevilmek kendi ağırlığını koymuştur. Sevmenin sonucudur bütün milletler, toplunlar, aileler...
- İnsani olan güzelliklerimiz doğal olmadığından yine tinsel olduğundan , biz içsel güzelliklerimizi yaşamak için , yaşatmak için tanrısal bir akışa bırakırız kendimizi.
- İnsanın içindeki en büyük içsel ,tinsel öğeler, sevmek, inanmak, cinsellik, annelik, babalık, başarı, ekmek...
- Sıralamanın önünde olan tinsel duyunçların dilinde hep aşk insanın en bilinçli döneminde sıralamayı bozmuştur.
- Sevmek duygusu, içimizdeki cinsel istençle kendi zirvesinde geldiğinde aşk güneş olup bütün dünyamızı kavurmakta.
-
Kadın tinsel dinginliği ve barışcıldır. Duyusal varlığı dünyanın en büyük denklemini dengeler. Anne, şefkat, aşk, güzellik, süslenme, beğenilme, şımartılma, ilgi, gibi sözcükler sarmalı kadının bu duyusal bağında büyür.
- Aşk ise, bütün bu duyusal açlıkları emziren süt annesi gibidir. Erkeğin aşk haritasındaki en temel şey, içinde olmayan sevilere kavuşmak, cinsel enzimlerin ateşe dönüşmesiyle büyüyen arzu volkanları, birisinin aşk önderi olmak, onu mutlu etme birinciliğini istemesi. Yani erkeğin aşk doğallığında birincil istençler vardır.
- Bu yüzden erkek çok zor sever;ama sevince zor unutur. Bir erkek sevmişse, duyusal açlıklarının hepsine karşılık gelen bir mecradadır. Bu ulaşılmaz mecrayı bırakmak istemez.
-Aşk ,zaten göz ile kalp arasındaki yolculuğun istençlerle sonsuzluğa ulaştığı tanımsız duygudur. Bağlanmak sözcüğünün tinsel katmanlarında,sevmek, cinsel arzulanış, içsel açlıkların tatmini, beğinilmek, dış etmenlerden korunma.
Özellikle kadın, birisinin himayesinde kendini güvende hissederek istenç özgürlüğüne kavuşmasıdır.
- İnsanın doğal (dürtüsel, içgüdüsel, fiziksel) yanının başat olması her şeyin göstergesidir.Özsel dünyamızın bütünüyle kendi kalıplarında oluşmaması bazı özgürlükleri yaşama, yaşatmayı engellemiştir.
-Dürtülerinin, eğilimlerinin, bize sunduğu özsel güzelliklerin farkına vararak, eşit olan eşitlerimizle en güzelleri yaşamayı öğrenme çabası içinde olmak gerek.
-Erkeğe gereksiz biçilen saldırganlık ve benzeri güdüler yokedicidir. İnsan doğallığında bir bebektir. Yani özü temizdir, tözsel olarak, tinsel olarak temizdir.
-Arınmış ve özel olarak yaratılmıştır. Uygarlaşma sırasında yaşamsal katmanlar ona farklı bireysellik öğretmiştir. Sosyalleşmenin doğal haritasında insan özel olan karekteriyle, çevrsel denklerin hamurunda kişiliğini kazanır.
- Kişiliğini kazan her bireyin öncül eylemlerinde biri de aşk olmuş. Aşk , her zaman kadın-erkek arasındaki bütün özsel denklemin erinci olmuş, ehil olana doğru insanlığı eğitmiştir.
-
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.