- 1168 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Serap Hocanın Kaleminden Sürmeli Şiir Şöleni
Yozgat 10. Sürmeli Festivali Şiir Şöleninin İzleri
1. gün
Yozgat’taki 10.Sürmeli Şiir Şölenini duyunca tüm vakitsizliğime rağmen eşim ve kızımla hazırlıklarımızı tamamlayıp Ankara’dan sabahleyin yola çıktık. Seyit amcam ve oğlu Hakkı, bizi şehrin girişinde karşıladılar, birlikte önce Saat Kulesinin karşısındaki Tonusluoğlu çarşısında yıllardır terzilik yapan Çınar amcamın yanına gittik. Yılların anıları duvarlara sinmişti, büyüklerimin resimleri bana hoş geldin diyordu sanki. Ben “Geç kaldım, hadi bekliyorlar.” deyince amcam da yanımıza geldi ve yolun karşısındaki Kültür Müdürlüğüne doğru konuşa konuşa ilerledik. Ne kadar özlemişim Yozgat’ı…
Toplantı binamız olan Kültür Müdürlüğü binasına girmeden dışarıda bekleyen şair arkadaşlarımızı görünce içim kıpır kıpır etti. Hiçbir dinleti beni bu kadar heyecanlandırmamıştı, bu şiir şöleninin ata toprağım olan Yozgat’ta olması beni daha farklı duygulara çekmişti. Amcam, Ahmet Sargın Bey’le beni tanıştırdı, onun “Yeğenim, Albay olan ağabeyimin kızı.” derken gözlerindeki gururu hissetmek ne güzeldi. Daha önceki dinletilerde karşılaştığımız dostlarımızı görünce ben izin isteyip onlarla selamlaşmaya gittim, ortalıkta müthiş bir telaş vardı. Bir gün önce gelenlerin olduğunu Ahmet Bey’den telefonla öğrenmiştim, Bazıları da benim gibi henüz geliyordu. Köşelerde dost sohbetleri, çay içenler, kahvaltı yapanlar, okuyacağı şiiri internetten çıkış almaya çalışanlar…
Bizler, birbirini sanal ortamda tanıyıp dinletiler aracılığı ile tanışan şairlerdik…Bazılarımız, başka ortamlarda tanıştığı için göz ve gönül aşinalığı ile Yozgat’ta bulunmanın mutluluğunu paylaşıyorlardı; ancak çoğumuz birbirimizi internet üzerindeki şiirlerden tanıyorduk ve burada hep herkes birbirine ilk önce kimdir acaba, diye bakıyor; sonra da “Ya, siz o kişi misiniz? ”diye şaşkınlıklarını dile getirip selamlaşıyor, dostça kucaklaşıyordu. O anı anlatmanın sıkıntısını çekiyorum, yaşamak gerek. Arkadaşlarıma eşimi, kızımı, amcalarımı tanıştırdım, sonra birlikte sunum yapacağım Kelami Aydemir Bey, hoş geldiniz deyip kendisini tanıştırdı. Yozgatlı şair Salim Gülbahçe, yeni gelen arkadaşların isimlerini listeye ekliyordu. Biz Ahmet Sargın Bey’den sunumla ilgili önerilerini aldık. Programın akış sırasını aldık, hangimizin nerede konuşmayı alacağını listeledik.Daha sonra sahne düzeni için aşağı indik. Yeni gelen arkadaşlarla selamlaştık, ancak kimin kim olduğunu bilmek açısından diğer dinletilerdeki gibi yaka kartı verilmemesinin eksikliğini çektik.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından Yozgat Valisi Sayın Amir Çiçek, Yozgat’ın tanıtımı için çaba sarf eden şairler Ahmet Sargın, Salim Gülbahçe ve Osman Yüksel’i plaketle ödüllendirdi.
Vali Bey’in bu yıl ulusal düzeyde 10. ve uluslararası düzeyde 2.si kutlanacak olan Sürmeli Festivali kapsamında düzenlenen bu Şiir Şöleni’ndeki konuşması, bir ilin tanıtımında yetkililerin destek çıkmasının ne kadar önemli olduğu açıkça kendini hissettirdi. Yapılan anlamlı konuşmanın ardından tüm şairler adına YOŞAYBİR Başkanı Ahmet Sargın Bey, kendilerine teşekkür eden ve Sürmeli şiir şöleni hakkında bilgi veren bir konuşma ile uzaktan yakından gelip bu salonda kenetlenen şairlerimize hoş geldiniz, dedi ve Belediye Başkanı ve baro başkanı Sayın Yusuf Başer, kürsüden tüm şairlerin gönüllerine hitap eden ve “İyi ki Yozgat’a gelmişiz.” dedirten konuşmasını yaptı.
Program akışında şiir okumalara geçmeden önce Yozgat tanıtım CD’sini izlerken gün be gün,Yozgat’ta nelerin değiştiğini de gördük, yeniliklerden haberdar olduk ve Yozgat’la ilgili bilmediklerimizi öğrendik.
Biz - Kelami Aydemir Bey ve ben Serap Hoca- programı sunarken sahnenin hemen önünde bulunan protokolde o ilin valisinin ve belediye başkanının bulunduğunu bilerek bin kat heyecan içindeydik, ancak protokolle birlikte Yozgat halkının da bu etkinliğe katılımı, verilen değerin bir sonucuydu ki bu da bütün gelen misafirleri mutlu etmişti.
Sahneye şair arkadaşlarımızı davet edişimiz, onların şiirlerini ve mesajlarını iletmeleri bizleri kaynaştırdı, duygu selinde yitip gittik. Her şairin kalemi başka söyleyip başka yazar. Bunun en güzel örneğini o sahne gördü, dinleyenler duydu.
Kaç yıldır gelemediğim memleketimdeki akrabalarım beni dinletide yalnız bırakmadılar, tüm hemşehrilerimin yanında onların varlığı benim sahnedeki heyecanımı azalttı.
Program Yozgatlı şair Sami Sırakaya (1951-2001) ’nın bir dörtlüğü ile kapatıldı:
“Bozok yaylasından mübarek belde
Bellidir tarihte Yozgat’ın izi
Hiç soranı yok ki, nedir, ne halde
Onun için buruk özü Yozgat’ın.“
Programın bu bölümünün bitiminde herkesin aklında ve yüreğinde binlerce kelebek uçuşurken ben kendime bir öz eleştiri yapıp dedim ki “Şiirinden alıntı yapılan şairin ismini unutmamalı ve dinletiler için gelmek, sadece sahnede şiir okumak değildir, yüreklerin kaynaştığı yerde olmak da yetermiş buraya gelenlere.”
Çıkışta misafirlere Yozgat’ı tanıtım amaçlı olarak hazırlatılan harita ve kitapçıklarının olduğu çantalar armağan edildi, Şunu belirtmeden geçemeyeceğim, tanıtımlar göz ve gönül doyurucu olarak hazırlanmıştı, Anadolu’muzun her ilinin bu tür tanıtımlara ihtiyacı oluyor çünkü belli illerin dışındaki illeri tanımıyor sanki genç nesil.
Şiir şöleni bitiminde bir kısım arkadaşımız Yozgat’ın yerel gazetesi olan İleri’ye ve Yozgatlı ressam Mehmet Saygı’nın sergisini gezmeye gittiler, ben onlara ancak müzede yetiştim.
Yağmur hafif hafif çiseliyordu. Kapıdan girer girmez ilk ilgimi çeken konağın muhteşemliği oldu, ana giriş kapısının yan tarafında adam boyundaki küplerin adeta bekçilik yaptığı bu konakla ilgili olarak yetkililerden ve burada yaşayanlardan aşağıdaki bilgileri aldım:
“Yozgat il merkezinde, A.Nohutlu Mahallesi, Emniyet Caddesi’nde bulunan Yozgat eşraflarından Nizamoğulları ailesine ait olan konak, 1871 yılında yapılmıştır. Bu yapı XIX. yüzyıl sivil mimari örneklerinden olup Yozgat’ın mimari ve dekoratif özelliklerini de yansıtmaktadır. Konak 1979 yılında Kültür Bakanlığı tarafından onarılmış ve 1985 yılında Etnografya Müzesi olarak ziyarete açılmıştır. “
Müzenin hangi odasına girsek apayrı bir dünyanın içinde bulduk kendimizi, hayranlığımızı dile getirecek kelime bulamıyorduk. O kadar güzel bir düzenlenme yapılmıştı ki konağa, sanki tarih öncesinden konağın sahipleri kolumuza girmiş, bize evlerini ve Yozgat’a ait değerleri tanıtıyordu. Kafamızı nereye çevirsek tarih bize sesleniyordu. Ben anneannemlerin yıkılan evinin sofasını, dolap düzenlerini, oymalı kapılarını, kilimlerini… görür gibiydim. Giriş katındaki odanın birinde topraktan çıkarılan pişmiş toprak lahitlerden birinin resmini çektim, o kadar farklıydı ki adeta küçücük bir odacıktı. Konağın perdeleri Yozgat kadınlarının ve kızlarının el emeğini yansıtırken, tahta işlemeciliği, oymacılık ve bakır işlemeciliği de erkeklerin yeteneklerini sergilemekteydi.
Etnografik eserler, yöresel kadın ve erkek giysileri, el yazmaları, eski telefon santralleri ve manyetolu telefonların da sergilendiği zemin kattan üst kata çıktığımızda hepimiz şaşırdık. Burada eskiden burada gelinlerin “Ud kemanı çalmazsa Aynalı körük gelmeyince ben gelin olmam.” dediği Aynalı körük zemine merdivenle inilen bir düzen içine yerleştirilmişti. Bu yaylının Eski Belediye Başkanı Salim Korkmaz Bey tarafından müzeye bağışlandığı söyleniyor.
Çıkıp da o yaylıya gelin olası geldi gençliğimin.
Bu katın her odası, milli kültürümüzle öyle iç içe yaşattı ki bizi. Düşünebiliyor musunuz, tarihi bir piyano bile vardı.O odadan çıkıp da yan odaya girdiğimde yöresel giysisi ile bizi karşılayan mankenin üzerindeki giysilerdeki renk uyumu ne hoştu, ya hemen şu sağdaki ayaklı dikiş makinasında kim bilir kaç genç kızın çeyizi hazırlanmıştı.
Müzeden çıkarken çisil çisil yağan yağmur damlaları, sanki geride yalnız kalan Nizamoğullarının gözyaşlarıydı.
Müze çıkışı yeniden toplandık tüm şair arkadaşlar ve Yozgat saat kulesinin, tarihi Çapanoğlu Camiinin önünden, ecdadımın da ayak bastığı Lise Caddesi’nden, rahmetli babacığımın mezun olduğu Yozgat Lisesi’nin önünden gün batımına doğru giderek Özel Ergin Okulunun önüne geldik. Okul mu, otel mi diye sordum oralılara, “okul” dediler. Meğer sorduğum kadar varmış, çünkü bahçesindeki faytonuyla, şelalesiyle bu okul bahçesi Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen ’En Güzel Bahçe’ yarışmasında Türkiye genelinde 21 okul arasına girmiş.
Okulun içinde de farklı bir hava vardı, yöresel divanların (makatların) üzerindeki halı minderlerin üzerinde oturup çay içtik, yorgunluk attık. Daha sonra yemek salonuna geçtik, sabah 11 gibi yolda içtiğim bir tas çorbadan başka bir şey yememiştim, ne verseler yiyecektim. Öğrenciler gibi sıraya girip de yemeklerimize kavuşunca sohbeti falan unuttuk, yemek bitiminde aşçıya teşekkür ettik, gerçekten çok güzeldi yemekler. Şair arkadaşlarım da hem yemek yiyor hem sohbet ediyorlar ve birbirleriyle daha bir yakınlaşma imkanı buluyorlardı. Her birimiz uzak uzak yerlerden gelmiş ve şiir adına bu sefer de Yozgat’ta kenetlenmiştik. Yemekten sonra salonun yanındaki dinlenme köşesine geçtik. Herkes farklı bir yerde sohbete dalmıştı, bizim oturduğumuz yerin zeminindeki diz boyu satranç taşları duygu yüklü biz şairlere hayatta akıl yarışının da önemini vurgulamak ister gibiydi. Bu dinlenme köşesindeki devasa akvaryum da insanı adeta denize götürüyordu.
Çaylarımızı bitirirken toplanmamız istendi, dışarı çıktığımızda hava iyiden iyiye kararmıştı. Arabalarımıza binmeden şehre tepeden bakan bu yerden Yozgat’a baktığımda şehrin bize ışıl ışıl gülümsediğini gördüm.
Yozgat, anılarımda hâlâ çocukluğumu ve gençliğimi saklayan Yozgat, hadi bana geçmişi yaşat…
Kafamdaki binlerce düşünce ile arabaya bindik, ben şimdi nereye diye sorup duruyordum, gece şehri gezmek ne güzeldi. Nihayet arabalar durdu, girişinde ışıklı bir tabela asılı olan bir konak bizi karşıladı. Bu ışıklı panoda konağın eski hâli ve yeni hâlinin fotoğrafları vardı. Yozgat’ta Ramazan sohbetlerinin yapıldığı Hayri İnal
Konağı’na girerken kendimizi çok özel hissettik. Konağa girerken ayakkabılarımızı çıkardık ya da galoş giyindik ve taş çerçeveli cümle kapısından içeri girdik. Bu konak,
Kültür ve Turizm Bakanlığının katkılarıyla 2007 yılında Yozgat Belediyesi tarafından restore edilerek yöre turizmine kazandırılmıştır. Görevlilerinin güler yüzü ve ilgisiyle karşılandık, girişte Alper imzalı ve bu güne dek hiçbir yerde görmediğim bir Atatürk portresi vardı, sanki Atamız bize “İşte böyle, kenetlenin, birbirinize bağlı olun.” der gibi bakıyordu. Geçen yılki Sürmeli Festivali’nin birinci gününde konağın açılışı gerçekleştirilmiş Yozgat’ta 1960’lı yıllarda belediye başkanlığı yapan ve belediye tarafından restore ettirilen tarihi konağın sahibi olan Hayri İnal, Yozgatlılardan sadece Yozgat’a en iyi hizmeti yapmalarını istemiş.
Konağın yukarı katına çıktık. Sanki bir komşumuza, yakın bir akrabamıza misafir gelmiş gibiydik. Yozgat Belediyesinin de katkılarıyla geçmişten bugüne gelen konsollar, oymalı kapılar, üçgen koltuklar, taş ayna, bakır küpeli kazanlar, eski tarihi işleme tavanlar, pencerelerdeki tahta oymalar, el örgüsü perdeler… adeta geçmişi bugüne getirmişti. Konağın yukarıdaki sofasında taş plak ve gramofon vardı. Bir an daldım oradaki antika telefonu görünce.
Sanki çevirmeli telefonla postaneye bağlanıp sıra aldık, saatlerce bekledikçe sıramız gelince ancak konuşabildik. Ben bu düşlerdeyken çalan cep telefonu bana nerde olduğumu hatırlattı. Sofanın sağ tarafındaki odadan gelen seslere yöneldik. Burada Yozgatlı âşıklar, ellerinde sazlarla dillerinde sözlerle hazır bekliyorlardı. Kimimiz divana, kimimiz yer minderlerine, kimimiz oymalı sandalyelere oturduk ve başladı atışma. O kadar samimi bir ortam vardı ki… Atışmanın ardından türküler söylenmeye başladı, bu arada odada oturacak yer kalmayınca geni gelenler konağın diğer odalarına yerleştiler. Şöyle bir dolaştım,- her odası ayrı Türk motifleriyle bezeli konakta kimi arkadaşlar birbirleriyle şiir paylaşımında bulunuyor, kimi sohbet ediyor, kimi etrafı inceliyordu. Vakit nasıl geçti bilemedik.
Çayımızı içtik, kavurgamızı yedik… Ardından karpuzumuzu yedik. Ne acıktık ne susadık. Gönlümüz de midemiz de doydu. Ev sahibimiz Ahmet Sargın Bey, bizlerle çok yakından ilgilendi. Gündüzki törende şiirlerini okuyamayan arkadaşlarımız şiir paylaşımlarında bulundular. Köşedeki konsolun aynası nice anılara şahitti ve şimdi yurdumun dört bir yanından gelen misafirlerin anılarını da içine sindirdi. Gecenin ilerleyen vakitlerinde Yozgatlı şairlerden Hakkı Yurtlu, valimizin şehre renk kattığını anlatan şiirini ve ’kene ağıdı’nı okudu. Ardından Bozok şairi Yaşar Yiğitsoy hoş geldiniz, şiiri okudu bizlere. “Yuvamıza hoş geldiniz.” derken “Abbas Sayar sultanımız.”derken ne kadar içliydi şairimiz.
Çok hoş bir ortamdı, candan bir kucaklaşma oldu Yozgat’taki toplantıda. Bir odada türküler söylendi, oyunlar oynandı. Sazın sesine karışan Yozgat Sürmelisinde birleşti şair yürekli insanlar. Kapı kapatıldı, öbür odada şiir okumak isteyen arkadaşlar konağı dost sohbetinin yanında şiire de doyurdular. Yozgat Valiliğince Türk Sanat Müziği Repertuarına yeni eserler kazandırmak, bestecilerimizi yeni eserler üretmeye teşvik etmek amacıyla II. Uluslararası Sürmeli Festivali etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen şarkı yarışmasına eser yollayanlardan şiirlerini okuyanlar oldu.
Evet, “Ey şairler, Yozgat’a hoş geldiniz.” diye şiirler okudu Yozgatlı şairlerimiz bizlere. Hoş bulduk, evet gerçekten “hoş” bulduk Yozgat’ı
.........................................................
2.gün
Sabah Yozgat Kent Park’taki kahvaltıda buluşmak üzere arkadaşlarımdan ayrıldım ve çocukluğumun geçtiği Yukarı Nohutlu Mahallesine gittik bizi hiç yalnız bırakmayan amcamla. Demirtürk Sokak levhasını görünce bütün anılarımı adeta yaşadım bir anda. Çocukluğumda her yaz annemlerle büyükbabam Mirat Orhon ve İsmail Demirtürk’ün evleri arasında mekik dokuyan, ağaçlara tırmanan, Musa Camii’nin bahçesinden geçerek bakkaldan leblebi tozu alarak sokaklarda kaybolan, ardından “Kızım kuyuya düştü.” diye annesini ağlatan küçücük kara kız Serap geldi gözümün önüne.
Şimdi ata topraklarına başka bir gelişti bu ve çok mutluydu Serap Hoca, babasının daha öğrenciyken “hocanım” diye değer verdiği Serap Hoca. Amcamların evine girdiğimizde gündüzden hazırlanan kaneviçe işlemeli, dantelli yastıklarıyla tertemiz yataklarımıza yattığımızda kızımın saçlarını okşadım ve yıllardır hep eşimin memleketi Anamur’a giden kızımın memleketimle ilgili güzel düşüncelerini duymanın verdiği mutlulukla uykuya daldım. Sabah erkenden horoz sesleri bizi uyandırdı, ardından bütün evi saran börek kokusunu takip edip kendimizi kahvaltı sofrasında bulduk.
Önce masa üzerindeki testiden buz gibi Çamlık suyu içtik. Sıcacık börekleri birbirimizden kaçırırcasına nasıl yedik, bilmiyorum. Her şey, sofradaki sohbet, yüreğimi hala heyecanlandıran anılar ne güzeldi. Bu arada bir sela verildi, amcamların komşusu bir meslektaşımızın 40 yaşına girmeden vefat ettiğini öğrendik. Onlar cenaze evine giderlerken biz Kent Park Otelde bıraktığımız arkadaşlarımızı bulmak üzere ailece yola düştük.
Tüm şiir sevdalısı arkadaşlarımı bahçede kahvaltının sonunda yakaladık. Herkes ayrı bir güzelliği paylaşıyordu… Kimi fotoğraf çektiriyor, kimi Ahmet Bey’den adımıza yazılı katılım sertifikalarını alıyordu. Sabahın o saatinde bile güneş yüzlerimizi kavuruyordu.Toplandık ve yurdumuzun dört bir yanından bu etkinliğe katılmak için gelen arkadaşlarımızla hatıra resimleri çektirdik burada da. Eğer 26 Haziran’da burada bulunmuş olsaydık Belediye Başkanı Yusuf Başer’in evlilik müessesesinin çok önemli olduğunu belirtmek, bu önemi genç nesillere de aktarabilmek için evlilikte 50 yılını doldurmuş çiftleri bir araya getirdiği çaya da katılırdık. Sayın Başer, davete katılan çiftlerin ellerini öpüp yastık ve gül vermiş.
Bu ne güzel bir davranıştı. Ben bu düşünceler içindeyken birbirimizi çağıra çağıra toplandık ve farklı plakalı arabalarla bizler hemen, otobüslerin ardına düştük.
Şehrin meydanında bulunan ve Belediye Başkanı Tevfikizade Ahmet Bey tarafından 1908’de yaptırılan saat kulesinin etrafından Çamlık yoluna doğru yol aldık.Bu saat kulesi hakkında edindiğim bilgiler şunlardı:
“Kaynaklardan öğrenildiğine göre mimarı Şakir Usta’dır. Saat Kulesi kesme taştan altı bölüm halinde yapılmıştır. Bölümler birbirlerinden silmelerle ayrılmış olup, her cephesine yuvarlak kemerli birer pencere yerleştirilmiştir. Kuleye kuzeydeki yuvarlak kemerli bir kapıdan içeriye girilmekte ve zikzak şeklindeki ahşap merdivenlerle de yukarıya çıkılmaktadır. Kulenin en üst kısmı da şerefeye benzeyen bir balkon çevirmiştir. Bunun üzerini armut şeklinde çanı andıran küçük bir kubbe örtmüştür. Bu başlığın altında, şerefenin üzerinde dört yöne birer saat kadranı yerleştirilmiştir. Saatin üzerinde “Nores Jura ve L.D. Odobey Gadet” yazısı bulunmaktadır.”
Hastanenin yanından geçerken bir taş levhada “Bozok Şairi” adını okudum, bize eşlik eden yiğenim Ahmet ve Seyit amcam bu şairin dün akşam konakta şiir okuyan Bozok şairi Yaşar Bey olduğunu ve bu şairin burada halkı toplayarak şiirler okuduğunu söyledi ve anladım ki Yozgat halkı da şairlere duyarsız değil. Otobüsler arkadan geliyorken biz, şehre 2 km uzaklıktaki Türkiye’nin 1958 yılında ilan edilen ilk milli parkı olan Çamlık’a arkadaşlardan önceden çıktık, bir karacam ve sarıçam ormanıdır olan Çamlık yollarında doğanın güzelliğini hafızalarımıza kazımak istercesine dolaştık.
Burada altın kartal, şahin, doğan keklik tavşan tilki ve benzeri hayvanları olduğunu duymuştuk ama hepimizin korkusu keneydi, bu yüzden tedirgindir. Tedirginliğimizi dağıtan, ağaçların arasında yeni doğum yapan bir köpeğin tüm anaç duygularıyla yere sele serpe uzanması ve birbirinden güzel sekiz yavruyu emzirmesiydi. Bu anaç sahne, hepimizi onları izlemede ortak kıldı, kızımın yavruların birini alalım, yalvarmaları mecburen boşa çıktı ve Yozgat Belediyesinin otobüsleriyle çamlar arasına gelen arkadaşlarımızla sohbete daldık, çevreyi gezdik.
Sonra saat 11 gibi aşağıya Cevdet Dündar Göleti’ne doğru yol aldık, orada buz gibi suyun yanındaki piknik alanında bizlere taze nohut satan çocuklardan nohut aldık, temiz havayı ciğerlerimize doldurduk. Yurdumun dört bir yanından gelen şiir yürekli arkadaşlarım, mutluluklarını oyun havaları ile bütünleştirdiler, mutluluk sindi Yozgat’ın semalarına.
12.00 ile 12.20 arası Sorgun’dan geçiş yaptık Sarıkaya’ya giderken ve yollarda bozkırın altın kolyelerinin hala biçilmemiş olduğunu gördüm. Uzaktaki dağların çıplaklığı gönül üzerken dağlarla bozkır arasındaki ağaçlandırılmış bölgeler yüreğimize su serpiyordu. Bu Pazar günü sarı ile yeşilin cümbüşünü seyrede seyrede saat 13.oo’te Yozgat sutasfm.com anonsuyla Süper fm den türküler dinleyerek Sarıkaya’ya girdik. Düğün zamanıydı ya konvoyumuz zaman zaman sünnet ve düğün alayları arasına da karıştı. Sonra arabalar Mehmetoğulları Otel ve Kaplıcaları’nın önünde durdu.
Havanın sıcaklığına otel sahibi Reşat Bey ve otel görevlilerinin ilgisi de karıştık, güllerle bezeli kamelyada gözümüz kala kala otelin içine girdik arkadaşlarla. Gerçi yemekten sonra arkadaşlarımız kamelyanın ve salıncakların hakkını verdiler. Doğrudan yemek salonuna almasalardı oraya giderken gördüğümüz o güzel dinlenme salonunda bir kahve içmek isterdik. Görevlilerden aldığım broşürden ve daha sonra yetkililerin verdiği açıklamalardan öğrendiğime göre bu otel öyle herhangi bir otel değilmiş. Bay ve bayanlara özel termal havuzları, Türk hamamı, Fin hamamı, şok havuzu, yüzme havuzu ve odalardaki termal su ve saunalarıyla misafirlere nerde olduklarını unutturan bu otelden biz sadece aşçılarının lezzetli yemeklerinden ve güler yüzlü servislerinden yararlanabildik. Yemek salonuna giderken arkadaşlara gece pansiyonda rahat edip etmediklerini sorduğumda hoş anlar yaşadıklarını anlattılar.
Biz şairlere bu yemeği veren Sarıkaya Kaymakamı Yaşar Dönmez Bey, bizlere ev sahipliği yaptılar. Mülkiye baş müfettişi Muzaffer Öztürk Bey’in de bulunduğu protokole şair arkadaşlarımız sırayla kendilerini tanıttılar, şiirsel söylemlerde bulundular. En güzeli de Ahmet Sargın Bey’in ilçe kaymakamı Yaşar Dönmez Bey’e Yozgat Valisi Amir Çiçek adına verdiği teşekkür belgesiydi; bu dayanışmada hedef şiirdi, şairdi ve Yozgat yetkililerinin Sürmeli Festivali içinde şiire de yer vermesiydi ki güzel olan buydu.
Öğlen yemeğinde çok zengin bir menü ile karınlarımızı doyurduk, bunun yanında yaşadığımız güzelliklerin biri de Yozgat’ın Karacaoğlan’ı olarak tanınan bir şair olan Yetkin Bey’in bize okuduğu duygu yüklü şiirdi.
Sarıkaya’dan çıkıp Sorgun’a doğru girerken Yozgat Şeker Fabrikası, “Bardağınıza attığınız her kaşık şekerde bizi de anın.” der gibi bizi uğurladı.,Bir de kulağımda ellerindeki çiğdemlerle sanki bize el sallayan çocukların sesleri kaldı Yozgat sokaklarından:
“Dam başında boyunduruk
Dura dura yorulduk.
Yağ verenin oğlu olsun,
Bulgur verenin kızı olsun.
Kız çatlasın ölsün,
Oğlan yanımıza yoldaş olsun.”
Kaplıca suları kaliteli ve şifalıdır. Sarıkaya ilçesindeki Kralkızı Kaplıcaları’nın Roma kralının kızına ait olarak yapıldığı söylenmektedir. Romalılardan kalma eski hamam sütunları ve abideleri turizm açısından değer ifade etmekte olan bu kaplıcayı görmeyi çok istememe rağmen Ankara yolunu tutmak zorunda olduğum için ilçenin diğer kaplıcasına gidecek olan arkadaşlarımla vedalaştım.
Keşke yerli turistlerle birlikte Almanya Fransa Hollanda İngiltere gibi birçok Avrupa ülkesinden ve Türk Cumhuriyetlerinden de turistlerin gelip yararlandığı tarihi kaplıcaları da görebilseydim. Gelecek günlerde günlük ortalama 2000-3000 kişinin ziyaret ettiği ve ilçede ekonomik hayatın canlanmasına katkı sağlayan bu tarihi kaplıcaları ziyaret etmek için kendime görev verdim.
Dönüşte Yerköy- Yozgat kaplıcaları yol ayrımından geçerken şehri şiddetli yaz yağmuruyla geride bıraktık, o an yüreğimden dökülenler şunlardı: “Toprak yağmura hasret, Yozgat ona sahip çıkana. Yağsın yağmur ve uzansın Yozgat’a eller.” Yola devam ederken sağda bir ayçiçeği yağ fabrikası gördük ve ardından güneş açtı ve bozkırın yüzü bu kez de güneşle güldü.
Şiirle yurdumun dört bir yanından bir araya gelen duygu insanı şair arkadaşlarıma sevgilerimi iletirken bizi can-ı gönülden ağırlamak için ellerinden gelenin üstünde çaba gösteren Yozgat ilimizin yetkililerine ve bizleri sevgiyle kucaklayan Yozgat halkına teşekkür ediyorum.
SERAP ÖZALTUN / Eğitimci Yazar
Serap Hoca
YORUMLAR
SÜRMELİ FESTİVALİ ŞİİR ŞÖLENİ İÇİN NE DEDİLER?
......................................
Gittim Gezdim Gördüm
Gazeteci Halise Tekbaş’ın Yozgat anıları
Çarşamba, 13 Ağustos 2008
www.ilerigazetesi.com
Gittim gezdim gördüm ve hayran kaldım...
Aylar öncesi Yozgat’a davet edilmiştim. Dikkatimi çeken tek şey özellikle gazetecilerin çoğunlukta olmasıydı.
Yozgat Şair ve Yazarlar Birliği Derneği Başkanı Ahmet Sargın, hemen hemen her gelişmeyi bize maille bildiriyordu. Yozgat’ ı ilk kez görecektim. Yola koyulmadan önce Yozgat’tan arkadaşım Yusuf Özcan "Halise hanım gelirken mutlaka hırka getirmeyi unutmayın" demişti.
Bu ya yola koyulacağım gün aceleyle eve gelip yanımda götüreceklerimi valize koydum Hırkayı aklında tutan kim... Günler öncesi biletlerimizi alırken kaç gibi Yozgat’ta olacağımızı sordum. Akşam 9 gibi yola çıkarsanız, ertesi gün 7 civarında Yozgat’ta olursunuz dediler, bize uyar dedim ve biletimizi almıştım.
Arkadaşım şair Mansurla birlikte Yozgat yolcusuyduk. Akşam yola koyulduk, saatler geçti. Biz hala oturuyoruz otobüs yetkilisi bize dönerek: "Yozgat’a geldik" demesin mi. Saate baktım sabahın 4.28’i inanılır gibi değil. Oto garda indik, in cin yok bizden başka, derken havanın soğuğu dikkatimi çektim ve üşümeye başladım.
Yanımda uzun kollu veya hırka gibi hiçbir şey getirmemiştim. Anlayacağınız sabahın 6’sına kadar iliklerimize kadar donduk. Sonra Mansur Ahmet Sargın hocamı aradı ve 6.30 gibi gelip bizi aldı. Arabanın içine binince rahat bir nefes aldık. Soğuktan korunmuş olduk.
Daha sonra Ahmet Sargın hocam bize çamlık gezisi yaptırdı, mükemmel bir yerdi. Onun ardından sabah çorbası ikram etti. Yozgat yollarında gezinmeye başladık küçük ama şirin bir yerdi. İki dağın ortasında etrafı çam ve meşe kaplanmıştı sanki. Yozgat’ın her tarafı insanı büyülüyordu adeta... Yaygın bitki örtüsü, göletler dikkatimi çekti.
Daha sonra buluşma yerimiz olan İl Kültür ve Turizm Müdürlüğüne gittik. Arkadaşlar yavaş yavaş gelmeye başlamıştı. İl Kültür ve Turizm Müdürü Fuat Dursun, bizleri makamında kabul ederek ikramda bulundu. Hoş sohbetten sonra aşağı kata indik ve gelen arkadaşlarla koyu bir muhabbete başladık.
Evet sevgili arkadaşlarım yukarıda da belirttiğim gibi ilk kez geldiğim bu şirin il’e hayran kalmamak mümkün değil. Bu yıl Yozgat’ta 9’uncusu düzenlenen Sürmeli Festivaline Türkiye’nin dört bir yanından gazeteci ve şair arkadaşlar katıldı. Bana göre bu etkinliğin en büyük yükünü Ahmet Sargın hocam omuzlamış.
Belediye Başkanımız Sayın Yusuf Başer, "Festivaldeki amacımız, ilimizi dışarıya tanıtmak, ilin sosyal ve ekonomik olarak gelişimini artırmaktır." diyerek sözlerini tamamlıyor. Yani her koldan Yozgat’ı Dünyaya tanıtmaktır amaçları... Bunda da başarılı olurlar bu ekiple yola devam ederlerse.
Çünkü yapılan bu festival bana göre katıldığım birçok festivallere göre daha koordineli olmuştur.
Yozgat Valisi Amir Çiçek, "Yozgat’ta var olan kültürel ve turistik değerlerimizi tanıtmak, ekonomik potansiyelimizi gözler önüne sermek amacıyla, Yozgat ve Yozgatlıya sembol olmuş türkülerinin adı olan Sürmeli ismi ile kültürden sanata, spordan bilime, müzik ve eğlenceye kadar pek çok etkinliğin yer aldığı Sürmeli Festivali’nin 9’uncusun düzenliyoruz" diyerek önemine dikkat çekiyor.
Bu arada kalacağımız yere de yerleştiriliyoruz. 5 Yıldızlı otel gibi oradaki yetkililere de buradan teşekkür, ediyorum. İlk gün akşam teras katta şiir dinletisi ve çiğ köfteler, Yozgat ayaklarının altında ve de mehtap sanki gizlenmiş durumda. Mükemmel bir şiirli akşam yaşıyoruz...
Doyamıyorum, özlemlerim çoğalıyor gün geçtikçe dostlarıma.Yozgat’ın meşhur testi kebabını kırmamda ayrı bir güzellik. Şiirlere doyum olmuyor, şiir akışıyla bütünleşiyorum.
Aşık Dindari ve Şair Kasım Kazancıklıoğlu anısına düzenlenen Sorgun 2. Aşıklar Bayramı, aşık ve şairleri Sorgun’da bir araya getirdi. Sorgun Yazarlar Aşıklar Şairler Kültür ve Araştırma Derneği tarafından düzenlenen programa halk yoğun ilgi gösterdi.
Sorgun Belediyesi’nin katkılarıyla düzenlenen Aşıklar Bayramı’nda Aşık Dindari ve Kasım Kazancıklıoğlu Türkiye’de derece almış aşıkların ve şairlerin katıldığı bir programla anıldı. Burada da görünen o ki Dernek Başkanı Durali Doğan, bu ağır yükü omuzlamıştır, tıpkı Ahmet Sargın hocam gibi....
kendilerine bizlere göstermiş oldukları misafirperverlikten dolayı teşekkür ediyorum.
Ayrıyeten etkinlik boyunca bizi yalnız bırakmayan Kaymakamımız Ertuğrul Kılıç bey’e, Belediye Başkanımız sayın Ahmet Şimşek Bey’e, teşekkür ediyorum.
Yozgat’ta kaldığımız 3 gün boyunca bizlerle yakinen ilgilenen arkadaşlara sonsuz sevgiler. Bu yıl etkinlik bana göre çok iyiydi. Bazı eksikliklere rağmen ama öyle görünüyor ki gelecek yıl daha güzel olacak gibi... Son gün tüm arkadaşlarla kahvaltımızı yaptık, çamlık gezisi ve karpuz sefasının ardından, vedalaşarak Yozgat’tan ayrıldım...
Halise Tekbaş Gazeteci Şair Yazar ADANA
..........................................................................
YOZGAT SEVDASI İLE AHMET SARGIN
Yozgat ve İlçeleri, özellikleri ve güzellikleriyle hep ilgi alanımda oldu çocukluğumdan beri. Lise yıllarımda Şebinkarahisar Sivas Yozgat yol güzergâhını takip ederek ve Kınık - Bozok havasını birleştirip soluyarak Pirimiz Abdi Bey aşkına varmıştım Yozgat'a.
Sanki o muhteşem Yozgat; Yozgat Lisesi, Yozgat Meydanı, Saat Kulesi ile 'Hoşgeldin Hikmet, seni tanıyoruz; biliyoruz; seni Yozgat Beyleri gibi seviyoruz.'' der gibi basmıştı beni bağrına.
Sabahçı kıraathanelerini, börekçi salonlarını, sabah çorbalarını hazırlamış lokantaları ziyaret etmiştim bir sabah namazı sonrasında. Duruşları, engin ufuklu görüşleri kadar sağlam, söylemleri testi kebabı gibi lezzetli özellikleri de adam gibi adamlarınkine benzeyen; konuksever candan Yozgatlılar ile selamlaşmıştım, konuşmuştum. Sokakta, caddede, meydanda nerede rastladıysam işlerimi bitirip dönünceye kadar…
Üniversite yıllarımda yedek subaylık günlerimde ve daha sonraları asker, sivil, bürokrat, vakıfçı, dernekçi, öğrenci, siyasetçi, âşık, ozan, şair, şiir yorumcusu çok candan tanıdığım oldu. Nurettin Albayrak, Mehmet Gül, Durali Doğan, Şükrü Ünalan ve M. Yılmaz Uluğtekin gibi…
Yıllar sonra 'Türkiye Okuyor' kampanyasına 'Okuyar' diyerek yüzde yüz katkı yapmak adına Şebinkarahisar'ın Köprübaşı'nda Proje çalışması olarak özenle hazırlayıp okurların faydasına sunduğum Tanıtım Turizm Kültür Sanat Eseri Türkiye Sevdası'nın Yozgat ve İlçeleri'nde tanıtımını gerçekleştirecek bir tanıtım turizm kültür sanat elçisi ararken yeni bir isimle tanıştım Yozgat meydanlarında.
Eğitimci Şair Yazar Gazeteci Ahmet Sargın meslektaşımı buldum sora sora.
Şiir Yorumcusu Yasemin Doğru ile merhabalaştık daha sonra. Başarıyla tamamladılar Türkiye Sevdası için çok anlamlı ve önemli tanıtım görevlerini.
Kapsama alanında özellikleri ve güzellikleriyle Yozgat ve İlçeleri de bulunan Tanıtım Turizm Kültür Sanat Eseri Türkiye Sevdası'nın tanıtımı sırasında çok özel heyecan duyduğunu hissettim Ahmet Sargın'ın.
Bu sıcak ve samimi ilginin; tasarımını tamamlayıp, gelecek nesillere aktarmak için hazırladığı Ahmet Sargın imzalı Yozgat Sevdası ile irtibatlı olduğunu anladım derinlemesine konuştukça…
.
Binlerce çoğalttırarak şiir şöleni süresince şiir sevenlere Türkiye Sevdası armağanı olarak verdiğimiz Ahmet Sargın imzalı meşhur Sürmeli şiirine, Belediye Başkanı Yusuf Başer'in ve bazı İl müdürlerinin resimlerine Türkiye Sevdası'nın tanıtım sayfalarında yer verdik övünçle..
Eserin yeni bölümünü; okullara, kütüphanelere, kaymakamlıklara, belediyelere, kültür sanat dostlarına şiirli şuurlu canlara ulaştırdık ivedilikle.
Yozgatlı Şairler Şiir Yorumcuları ve Yazarlar Birliği Başkanı Eğitimci Şair Yazar Gazeteci Ahmet Sargın'dan 9. Uluslararası Yozgat Sürmeli Festivali Şiir Şöleni için protokol daveti alınca gönül dostluğumuz daha da sağlamlaştı, daha anlamlı oldu.
Zaten emindim. Şahittim. Eğitimci Şair Yazar Gazeteci Ahmet Sargın'ın sadece Yozgat merkezinde, meydan cadde sokak mahalle ve köylerinde değil İlçeleri'nde de tanındığı sevilip sayıldığını biliyorduk.
3 gün 3 gece süren 9. Uluslararası Yozgat Sürmeli Festivali Şiir Şöleni ile ilgili etkinlikler kapsamında Valilik ve Belediyenin ortaklaşa gerçekleştirdiği programlarda Ahmet Sargın'ın Yozgat Sevdası ile üstlendiği görevleri nasıl başarıyla ve alnının akıyla tamamladığına bizzat yakından gözlemleyerek yeniden şahit olduk.
Cami avlularında kıraathane köşelerinde minibüs duraklarında medya kuruluşları ve sivil toplum kuruluşlarında yaptığımız söyleşiler sırasında anlamıştık bu güzelliğin sırrını.
Yozgat Beylerine yakışan kalıcı hizmetleriyle, örnek özverili özel yetenekli şiirli ve şuurlu eylemleri ve davranışlarıyla defalarca ispatlamıştı kendini Ahmet Sargın. Öğrencileri de saygı ile belirtiyorlardı bağlılıklarını. 30- 40 Kişilik sanatçı topluluğu ile ilgilenirken 30- 40 bin duyarlı bir saygın topluluğu ile ilgileniyormuş gibi heyecanlanıyordu Yozgat Sevdası'nı tüm özellikleriyle aksettirircesine.
Kapalı ve Açık ortamlarda birçok yerde geceli gündüzlü beraberliğimiz oldu Ahmet Sargın ile. Tüm Yozgatlıların huzurunda adeta test ettik, sınavdan geçirdik Ahmet Sargın'ı… Bütün Yozgatlılardan vekâletname almış gibi temsil ediyordu. Yozgat Sevdası ile Yozgat'ı ve Yozgatlıları. '' Yediğin ekmek helal olsun!'' dedirtircesine.
Yozgat Valimiz Amir Çiçek, Yozgat Belediye Başkanımız Yusuf Başer,
İl müdürlerinin, öğretim görevlilerinin, vakıf, dernek, sendika, parti başkanlarının ve şiir dostlarının birlikte bulunduğu ortamlarda Yozgatlı duruşu ve Atatürk'ün özdeyişlerinde ifadesini bulan sanatçı tarifine uygun saygın davranışlarıyla adeta gözlerimizi yaşarttı. Gönül dostumuz meslektaşımız Ahmet Sargın.
Bilinenleri tekrar ederek sözü uzatmayacağım. Yozgat ve İlçeleri'nin özellikleri ve güzellikleriyle Yozgatlı âşıklar ozanlar, şairler, şiir yorumcuları bestekârlar saz ve ses sanatçıları gibi yakından ilgilenirken tanıdım Ahmet Sargın’ı… Halk önderi Halk bilimcisi olarak gördüğümüz Eğitimci Şair Yazar Gazeteci Ahmet Sargın için methiyelerin ve bu yazılanların asla yeterli olmadığına inanıyoruz. Yozgat Sevdası için yoğun emek sarf ederken, bazı durumlarda işi bitince de haydi ''teşekkürler git güle güle!'' denilerek sırtı sıvazlanıp kapının önüne kadar yolcu edilecek bir isim değildir Ahmet Sargın…
Yozgat ve İlçelerinin tanıtım Turizm Kültür Sanat etkinliklerinde en ön saflarda yer alacak, millet devlet kaynaşmasında gönül köprüsü vazifesi görecek bir öncü olarak görülmeli en yüksek kadro ile Yozgat Belediye Başkanına Başdanışman olarak yardımcı olmasına olanak sağlanmalı; Yozgat'a, Yozgatlılara 25- 30 sene daha hizmet etmesine zemin oluşturulmalıdır.
Sadece Yozgat ve İlçelerinde değil; birçok il ve ilçede de etkin hizmetleri ve Yozgat Sevdası ile tanınan takdir ve takip edilen bir önemli isimdir Eğitimci Şair Yazar Gazeteci Ahmet Sargın… ( Kars, Artvin, Erzurum, Elazığ, Malatya, Gaziantep, Gümüşhane, Bayburt, Giresun, Görele, Şebinkarahisar, Sivas, Tokat, Çorum, Çankırı, Ordu, Samsun, Amasya, Ankara, Kayseri, Adana, Mersin, Tarsus, Muğla, Antalya, Isparta, Karaman, Konya, Kırşehir, Manisa, Akhisar, Salihli, Nevşehir, Ürgüp, Aydın, Muğla, Denizli, Kütahya, Bilecik, Söğüt, Eskişehir, Balıkesir, Bursa, Sakarya, Bartın, Kocaeli, İstanbul, Tekirdağ, Edirne, Kırklareli, Çanakkale ve Afyonkarahisar…)
Yozgat Belediye Başkanımız Yusuf Başer'den listesini hazırlarken Eğitimci Şair Yazar Gazeteci Ahmet Sargın'a birinci 2.sırayı ya da kontenjanı vermesini en az Yozgatlılar ve Ahmet Sargın kadar Yozgat Sevdası ile Türkiye Sevdası ile yanıp tutuşan “Dağların ve Çobanların Şairi” sıfatıyla istiyoruz ve bekliyoruz.
Eğer bilinen ve bilinmeyen sebeplerden dolayı bu isteğimiz gerçekleşmez ya da gerçekleştirilemezse Yozgat Valiliğince Ahmet Sargın’ın uzmanlık alanına girecek bir yüksek kadroda Yozgat Sevdası ile görevlendirilmesini diliyoruz.
Mevcut durumlar göz önüne alındığında Ahmet Sargın'lara çok ihtiyacımız var ve daha çok ihtiyaç olacak. Yozgat merkezinde ve çevresinde el ele gönül gönüle şiir yüklü duygularla ibadet aşkıyla yapacağımız çok büyük önemli çağdaş ve projeli hizmetler var. Tüm Yozgatlılar ile paylaşarak, severek, üreterek çoğalarak hayata geçireceğimiz Yozgat güzelliğinde ve Yozgatlılar saygınlığında nice sağlıklı günlerde…
Sevgilerle…
Saygılarımızla.
Hikmet OKUYAR
Şüsiyad Başkanı
ŞEBİNKARAHİSAR
[email protected]
.........................................................
TÜRKİYE SEVDASIYLA AHMET SARGIN
Pazartesi, 26 Ocak 2009
www.ilerigazetesi.com
Yozgat ve İlçeleri, özellikleri ve güzellikleriyle hep ilgi alanımda oldu çocukluğumdan beri. Lise yıllarımda Şebinkarahisar Sivas Yozgat yol güzergâhını takip ederek ve Kınık - Bozok havasını birleştirip soluyarak Pirimiz Abdi Bey aşkına varmıştım Yozgat’a.
Sanki o muhteşem Yozgat; Yozgat Lisesi, Yozgat Meydanı, Saat Kulesi ile ’Hoş geldin Hikmet, seni tanıyoruz; biliyoruz; seni Yozgat Beyleri gibi seviyoruz.’ der gibi basmıştı beni bağrına.
Sabahçı kıraathanelerini, börekçi salonlarını, sabah çorbalarını hazırlamış lokantaları ziyaret etmiştim bir sabah namazı sonrasında. Duruşları, engin ufuklu görüşleri kadar sağlam, söylemleri testi kebabı gibi lezzetli özellikleri de adam gibi adamlarınkine benzeyen; konuksever candan Yozgatlılar ile selamlaşmıştım, konuşmuştum. Sokakta, caddede, meydanda nerede rastladıysam işlerimi bitirip dönünceye kadar…
Üniversite yıllarımda yedek subaylık günlerimde ve daha sonraları asker, sivil, bürokrat, vakıfçı, dernekçi, öğrenci, siyasetçi, âşık, ozan, şair, şiir yorumcusu çok candan tanıdığım oldu. Nurettin Albayrak, Mehmet Gül, Durali Doğan, Şükrü Ünalan ve M. Yılmaz Uluğtekin gibi…
Yıllar sonra ’Türkiye Okuyor’ kampanyasına ’Okuyar’ diyerek yüzde yüz katkı yapmak adına Şebinkarahisar’ın Köprübaşı’nda Proje çalışması olarak özenle hazırlayıp okurların faydasına sunduğum Tanıtım Turizm Kültür Sanat Eseri Türkiye Sevdası’nın Yozgat ve İlçeleri’nde tanıtımını gerçekleştirecek bir tanıtım turizm kültür sanat elçisi ararken yeni bir isimle tanıştım Yozgat meydanlarında.
Eğitimci Şair Yazar Gazeteci Ahmet Sargın meslektaşımı buldum sora sora.
Şiir Yorumcusu Yasemin Doğru ile merhabalaştık daha sonra. Başarıyla tamamladılar Türkiye Sevdası için çok anlamlı ve önemli tanıtım görevlerini.
Kapsama alanında özellikleri ve güzellikleriyle Yozgat ve İlçeleri de bulunan Tanıtım Turizm Kültür Sanat Eseri Türkiye Sevdası’nın tanıtımı sırasında çok özel heyecan duyduğunu hissettim Ahmet Sargın’ın.
Bu sıcak ve samimi ilginin; tasarımını tamamlayıp, gelecek nesillere aktarmak için hazırladığı Ahmet Sargın imzalı Yozgat Sevdası ile irtibatlı olduğunu anladım derinlemesine konuştukça…
Binlerce çoğalttırarak şiir şöleni süresince şiir sevenlere Türkiye Sevdası armağanı olarak verdiğimiz Ahmet Sargın imzalı meşhur Sürmeli şiirine, Belediye Başkanı Yusuf Başer’in ve bazı İl müdürlerinin resimlerine Türkiye Sevdası’nın tanıtım sayfalarında yer verdik övünçle..
Eserin yeni bölümünü; okullara, kütüphanelere, kaymakamlıklara, belediyelere, kültür sanat dostlarına şiirli şuurlu canlara ulaştırdık ivedilikle.
Yozgatlı Şairler Şiir Yorumcuları ve Yazarlar Birliği Başkanı Eğitimci Şair Yazar Gazeteci Ahmet Sargın’dan 9. Uluslararası Yozgat Sürmeli Festivali Şiir Şöleni için protokol daveti alınca gönül dostluğumuz daha da sağlamlaştı, daha anlamlı oldu.
Zaten emindim. Şahittim.
Eğitimci Şair Yazar Gazeteci Ahmet Sargın’ın sadece Yozgat merkezinde, meydan cadde sokak mahalle ve köylerinde değil İlçeleri’nde de tanındığı sevilip sayıldığını biliyorduk.
3 gün 3 gece süren 9. Uluslararası Yozgat Sürmeli Festivali Şiir Şöleni ile ilgili etkinlikler kapsamında Valilik ve Belediyenin ortaklaşa gerçekleştirdiği programlarda Ahmet Sargın’ın Yozgat Sevdası ile üstlendiği görevleri nasıl başarıyla ve alnının akıyla tamamladığına bizzat yakından gözlemleyerek yeniden şahit olduk.
Cami avlularında kıraathane köşelerinde minibüs duraklarında medya kuruluşları ve sivil toplum kuruluşlarında yaptığımız söyleşiler sırasında anlamıştık bu güzelliğin sırrını.
Yozgat Beylerine yakışan kalıcı hizmetleriyle, örnek özverili özel yetenekli şiirli ve şuurlu eylemleri ve davranışlarıyla defalarca ispatlamıştı kendini Ahmet Sargın.
Öğrencileri de saygı ile belirtiyorlardı bağlılıklarını. 30- 40 Kişilik sanatçı topluluğu ile ilgilenirken 30- 40 bin duyarlı bir saygın topluluğu ile ilgileniyormuş gibi heyecanlanıyordu Yozgat Sevdası’nı tüm özellikleriyle aksettirircesine.
Kapalı ve Açık ortamlarda birçok yerde geceli gündüzlü beraberliğimiz oldu Ahmet Sargın ile.
Tüm Yozgatlıların huzurunda adeta test ettik, sınavdan geçirdik Ahmet Sargın’ı… Bütün Yozgatlılardan vekâletname almış gibi temsil ediyordu. Yozgat Sevdası ile Yozgat’ı ve Yozgatlıları. ’ Yediğin ekmek helal olsun!’ dedirtircesine.
Yozgat Valimiz Amir Çiçek, Yozgat Belediye Başkanımız Yusuf Başer,
İl müdürlerinin, öğretim görevlilerinin, vakıf, dernek, sendika, parti başkanlarının ve şiir dostlarının birlikte bulunduğu ortamlarda Yozgatlı duruşu ve Atatürk’ün özdeyişlerinde ifadesini bulan sanatçı tarifine uygun saygın davranışlarıyla adeta gözlerimizi yaşarttı. Gönül dostumuz meslektaşımız Ahmet Sargın.
Bilinenleri tekrar ederek sözü uzatmayacağım. Yozgat ve İlçeleri’nin özellikleri ve güzellikleriyle Yozgatlı âşıklar ozanlar, şairler, şiir yorumcuları bestekârlar saz ve ses sanatçıları gibi yakından ilgilenirken tanıdım Ahmet Sargın’ı… Halk önderi Halk bilimcisi olarak gördüğümüz,
Eğitimci Şair Yazar Gazeteci Ahmet Sargın için methiyelerin ve bu yazılanların asla yeterli olmadığına inanıyoruz. Yozgat Sevdası için yoğun emek sarf ederken, bazı durumlarda işi bitince de haydi ’teşekkürler git güle güle!’ denilerek sırtı sıvazlanıp kapının önüne kadar yolcu edilecek bir isim değildir Ahmet Sargın…
Yozgat ve İlçelerinin tanıtım Turizm Kültür Sanat etkinliklerinde en ön saflarda yer alacak, millet devlet kaynaşmasında gönül köprüsü vazifesi görecek bir öncü olarak görülmeli Yozgat’a, Yozgatlılara 25- 30 sene daha hizmet etmesine zemin oluşturulmalıdır.
Sadece Yozgat ve İlçelerinde değil; birçok il ve ilçede de etkin hizmetleri ve Yozgat Sevdası ile tanınan takdir ve takip edilen bir önemli isimdir.
Eğitimci Şair Yazar Gazeteci Ahmet Sargın… ( Kars, Artvin, Erzurum, Elazığ, Malatya, Gaziantep, Gümüşhane, Bayburt, Giresun, Görele, Şebinkarahisar, Sivas, Tokat, Çorum, Çankırı, Ordu, Samsun, Amasya, Ankara, Kayseri, Adana, Mersin, Tarsus, Muğla, Antalya, Isparta, Karaman, Konya, Kırşehir, Manisa, Akhisar, Salihli, Nevşehir, Ürgüp, Aydın, Muğla, Denizli, Kütahya, Bilecik, Söğüt, Eskişehir, Balıkesir, Bursa, Sakarya, Bartın, Kocaeli, İstanbul, Tekirdağ, Edirne, Kırklareli, Çanakkale ve Afyonkarahisar…)
Yozgat Belediye Başkanımız Yusuf Başer’de ona sahip çıkmalı, bunu Yozgatlılar ve Ahmet Sargın kadar Yozgat Sevdası ile Türkiye Sevdası ile yanıp tutuşan "Dağların ve Çobanların Şairi" sıfatıyla biz de ( Hikmet Okuyar’olarak) istiyoruz ve bekliyoruz.
Yozgat Valiliğince Ahmet Sargın’ın uzmanlık alanına girecek bir kadroda Yozgat Sevdası ile görevlendirilmesini diliyoruz.
Mevcut durumlar göz önüne alındığında Ahmet Sargın’lara çok ihtiyacımız var ve daha çok ihtiyaç olacak. Yozgat merkezinde ve çevresinde el ele gönül gönüle şiir yüklü duygularla ibadet aşkıyla yapacağımız çok büyük önemli çağdaş ve projeli hizmetler var. Tüm Yozgatlılar ile paylaşarak, severek, üreterek çoğalarak hayata geçireceğimiz Yozgat güzelliğinde ve Yozgatlılar saygınlığında nice sağlıklı günlerde…
Sevgilerle…
Hikmet Okuyar
Gazeteci Şair Yazar-
SUŞİYAD Başkanı
..........................................................
Festivali için ne dediler?
Yozgat 10. Süremli Festivali Şiir Şöleni için Ne dediler:
Yozgat Sürmeli Şiir Şöleni anlatılmazdı.Bir çok dinletiye katıldım şair şiir dostluk adına böylesi samini bir ortam görmedim belkide evimde olmanın verdiği gururdu.Serap hocam ve Ahmet sargın bey konukları ile tek tek ilgilendiler salonda hava san ki kırkyıllık dostlar bir araya gelmiş sevgi yumağında birleşmiş ..
Çok sonraları haberdar olduğum Serap Hocamın daveti ile katıldım ki iyi ki katıldım..Bir çok dost yürekle zaten diğer toplantılardan tanışıyorduk ama sanalda yazışştığımız yıllarca yürek sesimizi paylaştığımız dostlarla tanışma heyecanı bir başka idi..
Ve şairlerin sahneye davet ediliş biçimleri o kadar muhteşemdi ki hayat hikayeleri dörtlükleri saygı sevgi dostluk işte Yozgat Süremli Festivalinin kısa özeti tek üzüntüm ikinci güne katılamayışım ama herşey için Yozgat’ta Memleketimde buluşturan bütün emek veren dostlara sonsuz teşekkürler..Nicelerinde buluşmak üzere...Yüreğinizden sevgi kaleminizden şiir yüzünüzden tebessüm eksilmesin ..
Dilek Hokkaömeroğlu /Aydın
Etkinliği düzenleyenlere, değer verip dinleyen Belediye Başkanı Yusuf Başe^’e ve Yozgat Valisi Sayın Amir Çiçek’e teşekkürler. çok güzel iki gün geçirdik. ismen tanıdığım dostları orada görmekten tanımaktan mutluluk duydum. ansızın, değerli genç patron arkadaşım, kardeşim seni seviyorum. dostluğun için teşekkürler, az sitemli olsa da....
Afet Kırat / Adana
Baştan sona büyük bir zevkle dinlediğim güzel bir dinletiydi..Bu etkinlikte emeği geçen bizleri konuk eden değerli büyüklerimize sanata değer veren yürekli şiir dostlarına gönülden teşekkürlerimi sunuyorum.. Çok sevdiğim yürek sesini duyduğum fakat şahsen görüşemediğim değerli kalemleri tanımak onur verdi.. Herşey çok güzeldi..
Serapta Bir Damla / Züleyha
Başından sonuna her şey güzel, samimi ve sıcaktı. Daha önce tanıdığım, ya da yıllardır görüşüp de ilk defa yüzyüze geldiğim arkadaşlarımı görmek büyük mutluluktu.
Biz geleneksel Yozgat Şöleninin Şiir ayağında dolaştık elbet ama görünen şu ki; Yozgat ilinin valisi, belediye başkanı, kaymakamı, baro başkanı, halkı kültür değerlerine sahip çıkıyor. Aksaklıkların olması çok doğal ama bunun gönül işi olduğu düşünülürse emeğin büyüklüğü göz ardı edilemez.
Edebiyat Defteri ailesi olarak da başka başka şehirlerden aynı sayfaya doluştuk ve çok komik tanışmalar oldu Siteden ismen bilmediğim fakat orada tanıştığım dostlarla ortak paydada buluşmak güzeldi...
Emeği geçen herkese, yurt içi ve yurt dışından gelen tüm şiir sevdalılarına şahsım adına teşekkür ediyorum.
Yüzünüzde gördüğüm o gülüşleri hiç kaybetmeyin. Seneye görüşmek ümidiyle
Arzu /Edebiyat Defteri.com
Bu güzel etkinliğe emeği geçen tüm dostlara teşekkür ediyorum. Ayrıca Yozgat valisi, belediye başkanı ve kaymakamına da şiire ve şaire verdikleri değer için; bizlere sunulan tüm güzellikler için saygılarımı sunuyorum.
Orada şair dostlarla birlikte an’ları güzel birer anı yapma şansını yakalayabilmenin mutluluğunu yaşadım
Ahmet Sargın beyefendiye ve Yozgatlı misafirperver insanlara yürekten sevgiler, saygılar..
Nesrin Akalmış/ Edebiyat Defteri.com
Yozgatta gerçekleşen şiir şöleni programına katılan tüm şair ve yazar dostlarıma şahsım ve yozgat adına teşekkür ediyorum.
Şölenin başından sonuna güzel anlatımları ile programı beraberce sunduğumuz değerli hocam Serap hanım’a da teşekkür ediyorum.programın ertesi gün yani pazar günü sarıkaya ya benim ilçeme gelerek bizleri onurlandıran tüm şair dostlarıma Habib beye ve Nesrin hanıma da edebiyat defterine de çok teşekkür ediyorum.
Tüm bu güzelliklerin ilçemde yaşanmasına destek veren ilçemizin değerli Kaymakamı sayın Yaşar DÖNMEZ beyefendiyede huzurlarınızda teşekkür etmek istiyorum. İlerleyen zamanlarda daha güzel organizelerde buluşmak dileğiyle tüm şair ve yazarlarımıza saygılarımı ve sevgilerimi sunuyorum.
Kelami AKDEMİR/Yozgat-Sarıkaya.