- 788 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
mavi delikler
botları çamurdu.üzerine pet şişedeki tüm suyu boşalttı.
-pompaladığımız nedir?
-doldurma asası..bunu fıçı deliği denen yere sokuyoruz
-benimle dalge geçme.
-varili aşırı doldurmadığımıza emin olmamız gerekiyor.işte.tam zamanında.
-geliyor.aman Tanrım.yeni bir varil.
-yeni bir ikilem.
üç boyutlu ekip su çamurlu olduğu için daha fazla ilerleyemedi.haritalama işine başladılar.güçlü bir dalaga onları karşıladı.tünelin daah ilerisine doğru gittiler.
-hazır olmak gerekir.
-sualtı krallığına mı?
-hı,hı.
onayladı.yanlız onlar biliyordumüzik duyuluyordu derinliklerden.
-5OOO senelik parçanın üzerinde hazine kayıp
-bunu bulacağız kaptan.alınyazımız biri oraya çekiyor.
-krallara ait.karanlık çağlara.5OO0 sene önce bu kıta yanıyorduonlar çok farklı bir kökene veya bir dünyaya aittiler.demir ustasıydılar.toprağı işlediler.ölen savaşçılarını değerli eşyalarıyla gömdüler.
-teslis yok muydu o zaman.
-hayır bilakis Tanrı tek olarak inanıyorlardı.ibadetleri tek Tanrı’ya idi.
-güç dengesi değişti sonrasavaş alanları kan göllerine döndü.ölüleri soyuyorlardı.
-bak bu arazinin 3 tarafıda işlek otobanlarala çevrili.binlerce kez geçtim burdan.çiftçilerle tanıştım.oturduk konuştuk günlerce,haftalarca.evlerinde kaldım.
-sonra?
-sonra çiftçiler onları kesmeye karar verdiler.
-tıpkı ataları gibi mi?
-evet belki.
-tarla binlerce kez sürüldü.sonuç hep hüsran,zarar.
-sen hibir şey demedin mi onlara?
-dedim çok kez.zaman kaybı olur dedim.önce anlaştılar aralarında.sonra ikna olmadılar yapılanlara,vadelinlere.
diğer arama günleriydi.yaşlı ipek tüccarı dedektörü çıkardı.muhtar karanlığa gözlerini alıştırmaya çalışrken sarma sigarasınıda yakmaya çalışıyordu.birden sigara düştü.arandı.bulamadı.yeniden sarmaya koyuldu.
-bu sefer benide götürün,dedi profesör
hepsi şaşkınlıkla baktılar.sadece Ziya şaşırmadı.güldü önüne baktı
-kime sesleniyor bu,dedi muhtar
-eski zamanda burda yaşamış kutsal ruhlara,dedi Ziya.
işe koyuldular.pirinçten bir iğne vardı.törpülenmişti.kılıçtan kopmuş bir parçaydı.karanlıkta ışıl ışıldı.oturdular düşünmeye başladılar.sinyallerle baş edemiyorlardı.acaba devamı var mıydı?tanımsızdılar.taşlardan bazısıda eksikti.yön taşlarıydı bunlar.
-endişeye mahal yok,dedi muhtar.korkmayın.
-korkan kim,dedi Ziya.sadece çabuk düşünmeliyiz o kadar.
şaşkındılar biraz.profesör portatif masanın üzerindeki kutuya uzandı.çok yorgundu yüzünden belli oluyordu bu.
-bak eski çağlara ait.daha dönemini tespit edemedik henüz.
-aksiyon hazır muhtar,dedi Ziya.patlayıcıları çıkardı.ortaya çıkan şey panikti şimdi aslında.
-bulgular elimde,dedi Ziya.o sırada muhtar sandalyeden düştü yere,toprak zemine.
-hay Allah.bu ne rezillik ya,dedi .
Ziya bilgisayarı açtı.defineyi bulmuşlardı nihayet.tarlada daha çok vardı bunlardan elbette.
-ilk aşama tamam.
-gece şahinleri geziyor.
-talan olabilir.
-vebadır bunlar profesör.sen bilmezsin.
-organize suçlar karanlıktan faydalanır zataen.
sonra madeni eşyaları bulabileceklerialanı tekrar taramaya başladılar.
-işte global etkinlik,dedi Ziya gülerek profesöre.
-arkeoloji kayboluyor mirim.
-sıkı talimat aldık,dedi muhtar.arama yedeklerininde yardımı oldu bize.
çadırın yanında bir ses duydular.ayten’di.Ziya’yla birlikte idi.
-ne zaman kalktın sen?
-az önce.ne buldunuz?
Ziya gösterdi bulduklarını.
-inanılmaz Tanrım.hepsi bu değil mi?
-daha var.
Ayten daha fazla destek gerektiğini düşündü birden.ama ifade edemedi.profesörden korktu.ortaya konuşmak isteği duydu,vazgeçti.inanmazdılar ona.o onlar gibi tahsilli değildi işte orta 3’ten bırakmıştı okulu.oysa yanındakiler muhtar hariç 2 fakülte bitirmiş kişilerdi.
-acayip rüyalar gördüm.parçalar gördüm.ama bunlardan çok farklıydı.korkunç yılanlar vardı ama etraflarında.
-çok ilginç,dedi profesör.
-amnaliz yapamadım .ne dersiniz
-boşver.bir rüya sadece,dedi Ziya.
etrafa bir sürü obje yayaılmıştı.
-vay canına .sıradışı.şimdi göğe doğru uçmak istiyorum.
--ama şimdi sırası değil.mitolojide bir kural vardır Ayten Hanım,dedi profesör.
-neymiş o,dedi Ayten profesörü küçümser bir tavırla.
-içgüdüyle yolculuğa çıkılmaz.toprak ve insanoğlu var olduğu müddetçe.köpeklere çöpçü kuşlar fısıldar bir şeyleri.mavi delikleri duymadınız sanırım.
-kara delikler olmasın onlar dedi muhtar.
-hayır bunlar mavi delikler.
-e neymiş bunlar.
-bunlar.servis tünelleridir uzayda.395 tane rageçit vardır onlardan önce.şimdi bunların 90’ında tehlike var.
-ne gibi?
-boyutsal olarak.tek giriş ve çıkışları olacak o zaman.bu da yeraltı canavarlarının oraya kolayca ulaşmasını sağlayacak tabiki.
-vay be.bunlarda ne ya.
-eğlence artıyor.e profesör.başka kehenetleriniz?
-şimdi ben bir hendek açma makinesi üzerinde çalışıyorum.benzetmek gerekirse.herşeyi yiyip yutabilir.devasa kayaları filan.bu aynı çimen biçme makinesine benzer.3 ton ağırlığında olacak.altı şeritli bir yol kadar çim biçen makineyi hayal edin.öyle işte.saatte 300 dönümlüük yer bu.470 basket sahası.makaraları var.silindiriklazerleri var.olmazsa olamaz bir icat bu.ilk size açıklıyorum işte.
-dünya hayaller üzerine kuruldu zaten,dedi Ziya.
-Ziya bu konuda biraz inançsızdır.ama benide iyi tanır.35 senelik tanışıklığımız var.aynı yerde doktora yaptık.ama o erken pes etti.profesör olamadı sadece..hayatı kafasına göre yaşayan biridir,dedi profesör muhtara dönerek.
-hiçte değil,dedi Ayten.
-gördün mü*
-neyi.
-gerçeği.
-hangi gerçeği.
-Ayten gerçeğpi derler buna Turgay.
-yani tabi senin nişanlın.seni tutuyor o kadar.
Ziya çantayı topladı.profesörle muhtar tarih sohbetine giriştiler.çadırda Ziya profesörün yani 35 senelik arkadaşı Turgay’ın "mavi delikler"’ini düşündü sabahın ilk ışıklarına kadar.gerçek miydi?
faruk tabak
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.