İLK/AY
Yeni tanıştığım ve arkadaşlıkta kısa sürede bu kadar ivmeli bir yol alınabileceğini bana gösteren ; kaynaştırıcı özelliği ile çevresindeki insanlarla seviyeli, dengeli diyalog kurma özelliği olan ve insanlar arasındaki diyaloğu da geliştiren özelliği ile dikkatimi çeken birinden bahsetmek istiyorum.
Arkadaş tatil yapmak için bir tatil beldesine gelen ve benim de çalışmak maksadıyla gidip tanışma fırsatı bulduğum biri. Ani bir kararla buraya gelmiş olmam, benim bu kişiyi tanımamı sağladı.
Onun sayesinde de sıradışı bazı eylenceleri keşfettim. Aslında üç arkadaş beraber keşfettik.
Çok şair ve yazar yakamozları anlatmış ve onlara ilham kaynağı olan bu deniz canlısını edebiyatın bir parçası haline getirmiştir. Yaptığınız araştırmalardan ayışığı ile yakamozları karıştırmayacak kadar bilgi edinmiş olabilirsiniz ama gece denize girip de her hareketinizde etrafınızda oluşan yakamozlar eşliğinde yüzmek apayrı bir duygu.
Çok az insan gece denize girip de deniz suyunu elleriyle okşayarak oluşan yakamozlara tanık olmuştur. Balıkçıların gece çektiği küreğin etkisiyle yakamozlar oluştuğunu biliyordum. Gece denize bakarken birtakım hareketlerin etkisiyle oluşan yakamozları gözlemlemiştim ama hiç içlerinde olmak aklıma gelmemişti. Gece denize girmek ve komşu bir ülkenin adasına doğru açılıp yeni keşifler yapmak başlı başına bir çılgınlık.
Üç çılgın bir araya gelirse üç misli çılgınlık yapmalı. Deniz de sırt üstü yatıp yıldızları seyretmeleri lazım tabi ki. Ve bir sandalın üzerine çıkıp ıslatmadan getirdikleri sigaraları tüttürürken canları bira istemesi lazım mesela. Sabaha kadar uzayan muhabbette güneş doğarken bira yudumlamak ayrı bir güzelliğe sahip. Ben normalde şarabı tercih ederim ama arkadaşlar biracı olunca mecburen uyum göstermek gerekiyor.
Bir takım sorunlar yumağı içersinde hayat mücadelesi vermeye çalışırken ve bazı sorunlar yaşadığım ve sorunlarımı çevreme hissettirmemeye çalışan biri olarak bu arkadaş grubu bana farkında bile olmadan destek oldular diyebilirim. Çalıştığınız ortamın stresi de insanı yorarken, çevrenizde güleryüzlü arkadaşların olması insanı olumlu yönde etkiliyor.
Evet bu arkadaş şu an tatilini bitirdi ve memleketine gitti. Ben de birkaç gün sonra memleketime geri döneceğim. Diğer arkadaş ise yedi yıldır burada yaşayan ve burada kalacak olan biri. Üç kişinin biraraya gelebilmesi bir daha mümkün olabilir mi ? Bilemiyorum Hayat sürprizlerle dolu. Ama şu var ki teknolojinin olanaklarıyla arkadaşlık bağlarını devam ettirmeleri mümkün.
Teneke muhabbeti yapılan ortamları oldum olası sevemedim. İnsanlar yetenekleri doğrultusunda biribirlerini geliştirebilmeli bence. Doğa insanlara farklı yönlerde gelişme imkanı sağlıyor ve karşılaştığınız insanlar bu farklı yönleriyle sizi etkiliyor ve bir şeyler katabiliyor. Sonuçta farklılıklar da eşitleniyor.
Biz farklı ortamlardan gelen üç kişiydik, biribirine uymayan alışkanlıklarımız ve davranış biçimlerimiz vardı. Benzer yönlerimiz de vardı tabii ki. İyi ki gelmişim ve bu arkadaşları tanımışım diyorum.
Hayatım boyunca verdiğim kararlarla bulunduğum durumların monotonluğundan kurtulma şansı yakaladım. İnanın hareket size olunabilecek en güzel yerde olma imkanı sağlıyor. Verdiğiniz bir karar olumsuzlukla sonuçlanırsa bu sonuçlara da siz katlanırsınız. Çünkü sizin kararınızdır. Olumlu sonuçlanırsa mutlu olursunuz. Ama veremediğiniz kararlar size her zaman azap verir.
Bazıları aptal insanlar mutlu olabilir ancak diye düşünür. Aptallar her zaman mutludur belki ama akıllıları da istedikleri zaman mutlu olabilecek kararlar verme yetileri vardır. Aptalların mutlu oldukları belirli ölçüde doğru olabilir ama hiç bir şeyin salt doğruluk değeri yoktur.
Mutlu olduğu halde mutluluk arayışıyla hayatı zindan etmek de mümkün. Ne fazla kurnaz olup daha fazla şey istemeli, ne de bulunduğumuz durumun kendimiz için en iyisi olduğu noktasında çakılı kalmalı. Bence ikisinin ortasını bulmalı.
Hayatı sıkıcı hale getirmemek gerekir, yerinde yapılan esprilerle bazen ortamı cıvıtmak gevşetmek de gerekli olabiliyor. Hatta iyi de oluyor. Okey masasında iyi arkadaşların hile yapmaları ve bunu göz göre göre yapıp da, sen iyi yeniliyorsun demeleri ve hatta hile hurda ile tavlada yenmeleri tepkilerini açık ve net belli eden benim gibi insanları çileden çıkarsa da bu şakaların temeleinde espritüel bir yaklaşım var bunu kabul ediyorum.
Tek ağacın altındaki ahşap ve dikdörtgen masanın etrafında içtiğim bir duble rakı eşliğinde birkaç şiirimi okudum. Birşeyler üretebilmek insanlarla bunları paylaşmak güzel bir duygu. Birşeyler alırken de veririken de hem mutlu oluyorsun hem de mutlu ediyorsun. Bir zamanlar arkadaşlarımdan biri bana sevgi paylaşıldıkça çoğalır demişti. Mutluluk da böyle birşey işte, paylaşıldıkça çoğalıyor.
İyi arkadaşlar, sen iyi yeniliyorsun diye takılıyorlardı bana. Bir sözü hiç unutmayacağım;’ hadi içelim o zaman ’ bunu söylerken hallerinden ne kadar keyif aldıkları belli oluyordu. Arkadaş eminim ki hayatında ilk defa hile yapmak istedi ama bana yakalandı, kaçar mı benden. Ama yenmek yenilmek nedir ki, önemli olan hiç bir çıkar ve bencillik gözetmeden gerçek arkadaşlığı paylaşmak.