GÜNEŞ ve RÜZGAR
İki güvercin bir dama konmuş,şen sesleriyle ötüyorlardı.Minik gagalarıyla kanatlarını temizlemek ve biraz dinlenmek için buraya gelmişlerdi.Tam karşılarında bulunan bir binanın pencerelerinden birinde küçücük bir el onlara heyecanla el sallıyordu.Bu bir bebekti.Henüz saç çıkmamış başı,minicik gözleri ve ağzında ki iki dişiyle pek sevimli gözüküyordu.Bedeni kıpır kıpırdı.Arkasında onu tutan bir çift el olmasa o da kuşların yanına uçacak gibiydi.Güvercinlerden biri;arkadaşına dönerek, şu bebeğin merhabasına bir merhaba diyelim dedi.Cik cik öterek bebeğin evinin penceresine kondu.Minik bebeği tutan eller şimdi daha çok zorlanıyordu.Çünkü bebeğin kolları-bacakları kıpır kıpır yerinde durmuyor,minicik gözleri yaşadığı heyecanla büyümüş güvercine bakıyordu.Sanki elini uzatsa ona dokunabilecekmiş gibi elleri pat-pat cama vuruyordu.Güvercin bir süre bebeğin sevgisine karşılık verdi.Pencerenin önünde şen şen öttü.Ve bir süre sonra kanatlarını usulca çırparak arkadaşının yanına gitti.Bu sırada;tam tepelerinde gökyüzünde iki arkadaş Güneş veRüzgar karşılaştılar.Rüzgar,merhaba Güneş dedi.Bugün nasılsın?Güneş,herzaman ki gibi güleryüzlü ve neşeliyim.Sen nasılsın?dedi.Benim biraz canım sıkılıyor diye cevap verdi Rüzgar.Bugün hava bir sonbahar havasına göre çok durgun.Biraz hareket istiyorum dedi.Güneş,arkadaşı Rüzgar’a dönerek;bugün biraz dinlen istersen dedi.Şu güzel havanın tadını çıkar.Rüzgar inatçı sert yapısıyla diretti.Benimle bir iddiaya girermisin?Ben şu aşağıda gördüğün;damda huzurla oturmuş,güzel güzel öten iki güvercini istersem bir esintiyle hızla yerlerinden çok uzaklara uçurabilirim.Onları birbirlerinden ayrı ayrı yerlere savurabilirim.Nedersin?Güneş;kendinden gayet emin şekilde gülümseyerek pekala dedi.Seninle bu iddiaya varım.Senin bu iki güvercini yerlerinden kaldırabileceğine inanmıyorum.Senin aksine ben onlara tatlı tatlı sıcaklığımı vererek bu sonbahar gününde ilkbaharı yaşatıyor gibi hissettireceğim...Önce rüzgar havayı üfleyerek bir esinti yarattı.Olanlardan habersiz bu ılık sonbahar gününün tadını çıkaran iki güvercin arkadaş şaşkınlıkla birbirlerine bakarak hava ne kadar da serinledi birden diyerek birbirlerine doğru sokuldular.Rüzgar sinirlenerek,bu sefer olanca gücüyle havayı üfleyerek büyük bir esinti yarattı.İki arkadaş,soğuktan ürpermiş kanatlarıyla zorlukla kımıldayarak,arkalarında bulunan bacanın içine tünediler.Birbirlerine sımsıkı sarılarak rüzgardan kendilerini korumaya çalıştılar.Şimdi sıra Güneşindi.Güneş,ışıl ışıl gülümseyerek sıcaklığını gökyüzünden aşağıya bıraktı.Güvercinler neşe ile birbirlerine bakarak sıcaklığın vermiş olduğu rehavetle bulundukları yerden çıktılar.Biraz serinlemek için yakınlarında ki göl kenarına uçmaya karar verdiler.Yavaş yavaş kanatlarını çırparlarken gülümseyen yüzleri ve şen sesleriyle çok mutlu gözüküyorlardı.Rüzgar ortaya attığı iddayı kaybetmenin üzüntüsü ile arkadaşı Güneşe sen kazandın tebrik ederim dedi.Ve hızla gökyüzünden uzaklaştı.Bütün olup bitenleri penceresinden izleyen minik bebek değişen hava hareketlerinden çok;iki güvercini gözünden kaçırmamaya dikkat ediyordu.Bütün sevimliliği ile arkalarından onlara el sallıyordu.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.