- 717 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Hoş Geldin ve Güle Güle
//Yaşam(zaman) düz bir çizgiydi. Başı ve sonu olmayan…//
Acı bir çığlık sonrasıydı…
Çizgi kasıldı o zaman. Kıvrıldı, yükseldi. Alçak bir duvar oluşturdu...
Ana karnındaydın sular içinde. Hayat kapısı açıldı, düştün oraya.
Dünyaya…
Ağladın uzun uzun; korkmuş muydun acaba?
Çıplaktın.
Islaktın ve kanlıydın.
Aldılar yıkadılar seni. Sardılar sarmaladılar. Verdiler kucağına.
Ana kucağına…
Karnın bir inip, bir şişiyordu. Yüreğin tık tık ediyordu. Gözlerin kapalıydı ama canın süt istiyordu.
Aranıyordun boyuna...
HOŞ GELDİN BEBEK!
Hava vardı, su vardı, güneş vardı. Ananı emdin memesinden, büyüyüp serpiliverdin birden.
Gözlerin açıldı önce. Gördün ve gülümsedin.
Sonra güç geldi uzuvlarına, emekledin.
Ağzın oynar oldu, dilin döner oldu; hece hece söylendin. Ba-ba dedin. Pa-pa dedin. Ama alçacık duvarı bir türlü geçemedin.
Çünkü bebektin...
Ayağa kalkman lazımdı, öyle yaptın.
Ayaklar yere basınca, baş yukarı kalkınca, eller boşta kaldı. Duvara dayandın ve sıraladın.
Aklın çalışmaya başlamıştı. Boyun kısa göremiyordun ama duvarın ötesinde acaba ne vardı?
Uzamalıydın.
Sonra çörek yedin, börek yedin doya doya. Su içtin kana kana. Boyun uzadı ve tırmandın. Duvarın ötesine bakınca gördüklerine inanamadın…
Oraya atladın.
Bebek değildin artık. Büyümüştün. Bağırıp çağırıyordun, koşup oynuyordun. Arkadaşların vardı ve onlarla coşuyordun.
Yani çocuktun…
Alçak duvarın arkası düz bir alandı. Ortasında da düz bir yol vardı. Sol yanı çayır çimen, sağ yanı bağ bağbandı ve türlü güzellikler vardı. Güneş gülüyordu, ay türkü söylüyordu. Dereler akıyordu, sular çağlıyordu. Mavi göldeki balıklar sen gibi oynuyordu. Kuşlar vardı, kuzular vardı; orası cennetten bir alandı.
Ama yürümeliydin hep, gitmeliydin...
Yiyip doyacaktın, yatıp uyuyacaktın, kalkıp oynayacaktın ve biraz daha büyük olacaktın.
Yol gide gide biter; yürümeliydin.
Hem, kenar çizgilerinin birleştiği ileride küçük bir nokta vardı. Sen ancak o kadarını görebiliyordun. Acaba onun ötesinde ne vardı!
Meraktaydın…
Çocuktun, büyüdün. Artık ergendin ve anandan uzaklaştın. Aşkı tattın sonra ve dünyanın anasını sattın. Kanatların yoktu ama uçtuğunu sandın.
Gide gide o noktaya vardın. Orası nokta değildi hâlbuki. Ötede bir nokta daha vardı. Onun ötesinde başka bir nokta…
Şaşırdın.
Çocukluktu, ergenlikti derken büyüdüğünü anladın.
Yol uzundu ve bundan sonrası dönemeçliydi, engebeliydi ve dikti. Yürüyebilmek için güç gerekliydi. Güçsüz kalıp düşersen omuz verecek eş gerekliydi. Hem, dölün yoksa soyun kurur bu yüzden evlenmeliydin.
Evlendin böylece.
Ama sevdiğin biriyle, ama kısmetin kimse…
Bir oğlun, bir de kızın oldu. Anaydın artık, ya da baba. Baktın, hayat böyle de hoştu ama sorumlulukların çoğaldı. Tencere kaynamak ister, ocak yanmak ister. Çünkü aş lazımdı…
Toprağı sürdün her sene. Ektin, biçtin peşi peşine. Anlayamadın geçti kaç sene. Bir de baktın ki, zor bir yokuştasın. Geri dönmek yok! Tırmanmalısın. Öyle yaptın. Düşe kalka yukarılara vardın. O zaman göğe yakındın.
Yani yaşlanmıştın…
Oturdun bir ağacın dibine. Sırtını dayadın gövdesine. Dedin burada işim ne? Sonra baktın çevrene. Oğul yok, kız yok… Acaba eş nerede! Azıcık soluklandın; düşündün, taşındın. Sonra arkana baktın. Bu yolun sonu yok! Git git nereye? Öyle ya! Gücünü bacaklarında toplayıp ayağa kalktın. Hazırlandın ve hızlandın. Geriye dönmeliydin. O düz yere, çocukluk günlerine…
Hey dediler, dur bakalım! Bu yol tek yön; geri dönüşü yok!
Biliyordun ya, iyice anladın. Ceplerine baktın hemen. Baktın ama yok, dönüş bileti almamıştın. O zaman pişmanlık yaşadın. Çöktün dizlerinin üstüne. Direnmek istedin gidişe. Burada bekleyecektin. Bir karış öteye gitmeyecektin.
Kalk dediler gene.
Hayat buydu işte!
Sonra bir değnek aldın eline, başladın yokuş inmeye. Çizgi burada kasıldı gene. Bir çukur çizdi önüne. Çukur çok derindi. Dipsiz direksizdi. Kaydın ve düştün içine.
Bedenin cansız bir kütle. Ruhun terk etti, uçtu yükseklere…
GÜLE GÜLE BEBEK!
Çizgi gevşedi sonra ve düzlendi. Biraz sonra gene kasılacaktı ve gene alçak bir duvar oluşturacaktı. Başka bir bebek doğacaktı o zaman ve nedendir bilinmez, o da ağlayacaktı. Çukura varana kadar...
//Yaşam(zaman) düz bir çizgiydi. Başı ve sonu olmayan…//
Tevfik Tekmen 5/Ağustos/2010 *Lüleburgaz*
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.