sensizlik içinde
Ne bir öğretmen, ne bir karatahta nede hiç bir okul anlatmadı senin yokluğunun bu kadar acı vereceğini küçücük yüreğime. Kandırmacasına düştüğüm basit oyunlarda köşe kapmaca oynuyorum hep bir akıl. Kimsesizler ülkesin de bu kimin gölgesi üzerime düşen. En ufak ses de irkilen yüreğimin sızısı nerden kaldı bana bilmiyorum. Hangi akşam karanlığı düşmüş ağlamaktan yorulan gözlerimin rengine. Hangi minik serçe yüreği ki bu titreyen ellerim böyle zangır zangır. Sensizim ve bil ki üşüyorum ey yar…
Ne bir yol, ne bir deniz nede bir rüzgar anlatamadı bende ki yerini. Sevdasına düşüp de adını yazdığım ülkemin dağları sen. Sevdasına düşüp de gürül gürül aktığım nehirlerim de sen. Sevdasına düşüp de buram buram hasret, memleket diye ciğerlerime çektiğimde rüzgarlar da sen. Şimdi sen bu kadar bende iken seni sana daha çok yakışan şekilde sevmek mi çok. Bende bütün kasvetiyle ey yar…
Yenilmek zayıflıktır ortasında iken yalnızlığa. Kan damlar yüreğimden kan. Keskin bir bıçaktır ayazın içimi kestiği. Kanadı kırık kuşlar çırpınır gözyaşlarımda. Her tren bir çığlık, her çığlık bir intihardır içimde. Sen yoksun ya kuruyorum düşlerimden yapılmış bir dar ağacını üşüyen parmaklarımın arasına vuruyorum vurulup da ölen yine ben. Sensizlik içinde…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.