- 618 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Dünyanın Zahirine Aldanmamak
Allah’tan uzak, nefsine yarar sağlamaya çalışarak kısacık süren dünya hayatına yönelen insanlar, olayları biraz akılcı değerlendirebilseler ve gerçekleri düşünseler, dünya hayatının sonsuz hayat yanında ne kadar değersiz olduğunu Allah’ın izniyle fark edebilirler. Ancak bu kimselerin en belirgin özelliklerinden biri, karşılaştıkları olayları zahiri yüzüyle değerlendirmeleridir. Rum Suresinde; “Onlar, dünya hayatından (yalnızca) dışta olanı bilirler. Ahiretten ise gafil olanlardır.” ayetiyle bu bilgi haber verilir.
Hayatını kendisinin şekillendirdiğini düşünme yanılgısındaki insanın huzurlu bir yaşamı olmaz. Uğraşıp didinerek sonunda ideali olan bir işe, eve, paraya ve aileye kavuşan kişi, bu kez de başka endişeler yaşamaya başlar. Ya sahip olduklarını bir gün kaybederse?.. İşte bu kuruntular nedeniyle, iman etmeyenlerin ruh hali, cehennemin belalarla dolu karanlıklarında ’ne ölebilen ne de diri kalabilen’ insanlarınki gibidir.
İman eden insan ise, dünya hayatında yaşadığı olayların zahirine aldanmaz. Her zaman olaylara batınından bakar; ardında gizlenen hayırları, hikmetleri görmeye çalışır. Ve daima Rabb’inin hayırlarla dolu yarattığı kaderi şükürle, sabırla izlemeye çaba gösterir.
Vicdanlı ve samimi bir insanın yapması gereken, yaratılış amacını düşünmek, "… Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, dirimim ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah’ındır." (Enam Suresi, 162) ayetinde emredildiği üzere tüm yaşamını Allah’ın bildirdiği şekilde ve O’nun sınırlarını koruyarak sürdürmeye çalışmaktır.
Kendisini yaratan, ruhundan üfleyen, dosdoğru yola yöneltip-ileten Allah’ın sınırları içinde yaşamak, insanı sonsuz huzur ve mutluluk yurduna ulaştırır. "Biz ona (insana) ’iki yol-iki amaç’ gösterdik." (Beled Suresi, 10) ayetiyle haber verildiği gibi, insanın önünde iki yol vardır. Yalnızca Allah’a boyun eğildiğinde O’nun hoşnutluğunu ve cennetini kazandıracak olan iman yolu ve bencil tutkularını ilah edinerek izlediği aşağılanmaya ve azaba sürükleyecek olan itaatten çıkmış şeytanın yolu…
Samimi iman eden ve aklını kullanan insanı dünya hayatı aldatamaz. . Tolstoy’un deyimiyle “kalmak üzere değil, geçmek üzere geldiğimiz bu dünya”daki hiçbir şey insana bir yarar sağlamaz. Maddeye olan bağımlılık kişiyi yıkıma taşır. İnsan kendisini dünyaya bağlayan maddi- manevi ne varsa bunlardan kurtulmalı, Allah’a yakın olmalıdır.
Hz.İbrahim, "Ben kaybolup-gidenleri sevmem" demişti. (En’am Suresi, 76) Etrafımızdaki her şey kaybolup gidecek. Kaybolmayacak olan şey, yalnızca Allah ve ondan bir parça olan ruhumuz. Allah kaybolup gidecekleri bırakmamızı, ardına düşmememizi istiyor; bizler ise O’nun istediklerini yapmayıp kendimize zulmediyoruz. Zulmeden pisliklerden kurtulduğumuzda, pırıl pırıl imana kavuşmamız mümkün olacaktır. Katıksız imanı yaşarsak Hz.İbrahim gibi, ateş soğuk gelecektir…
Fuat Türker, Haber Hilal
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.