- 924 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Türk Milli Eğitimine Bir Bakış
Eğitim, toplumun değer yargılarını, kültürel, ahlaki ve tarihi gelişimini bilgi ve becerisini, birikimlerini yeni nesillere aktarma sürecidir denilebilir. Bu manada eğitimin amacı yeni nesillere bir kültür birikimi aktarımı yapmadır. Vatanına, milletine, devletine ve ailesine faydalı evlatlar yetiştirmek amaçlanmalıdır. Kuşaktan kuşağa aktarılacak bilgi birikimi kimsenin tek başına yapabileceği biri iş değildir. Bunun içerisinde okul, öğretmen, aile ve çevre faktörleri rol almıştır. Kültür aktarımını çok daha seçkin ve çok daha etkin bir ekiple yerine getirilmelidir.
Eğitim sürecinde insanların davranışlarını istenilen şekilde değiştirme amaçlanır. Eğitim sürecinde bireyin kendi yaşıntısı esastır. Eğitimin ilk temel taşları ailede atılır. Bu anlamda aile düzeninin korunması ve ailenin sağlamlığı toplumun temelini oluşturur. Aile, okul , çevre ve öğretmen eğitimin önemli birer parçalarıdır. Bu parçaların eksikliği ya da bozukluğu eğitimin amacına ulaşmasını engeller. Korunması gereken temel değerlerimiz vardır. Bunların başında aile mutuluğu gelir.
Eğitimin amacı vatanına, milletine, devletine ve ailesine iyi bir evlat yetiştirmek olarak algılamışsak, bu amaç doğrultusunda emin adımlarla ilerlememiz gerekiyor. Eğitim, beşikten mezara kadar olan bir süreci içine alır. Bu sürecin kesintiye uğraması demek amacının gerçekleşmemesi demektir. Onun için O Yüce insan, Peygamberimiz eğitimi beşikten mezara kadar alğılamamızı istemiştir.
TÜRK KÜLTÜRÜ ÇAĞLARA HÜKMETTİ
İnsanlık tarihinin en eski ve en büyük milletlerinden birisi olan Türk Milleti çağlar boyu kültürü ve yaşantısıyla insanlığa örnek olmuş bir millettir. İmparatorluklar, medeniyetler kurmuş, destanlar yazmış, güzel ve örnek ahlakı ile insanlık dersi vermiş, ahlakta medeniyette, sosyal yaşantı da parmakla gösterilir hale gelmiştir. Ortaçağın karanlık dünyasını aydınlatan Türk Milletidir. İnsanlık tarihi geleceğini Türk Mlletine borçludur. Bu seçkin millet İslamiyetle şereflenmiş, Türk -İslam kültürü olarak asırlar boyu örnek ve muhteşem bir hayat sürdürmüştür.
Bu girişten sonra Türk Milli Eğitiminin gelişimi ve geleceği konusundaki düşüncelerimizi ifade edelim. Malesef, Türk Milleti kendisi için değil, hep insanlık tarihi için, başkaların mutlulğu için yaşamış ve insanlığın kurtuluşunu hedeflemiştir. Hayatı kazanmaktan çok ahiret duyugusunu kazanmayı amaçlamıştır. Malesef dememizin nedeni şu ki, birileri bu kutlu gelişim ve bu kutlu sevdayı kendi aleyhimize çevirerek Türk Milletini istilacı bir millet olarak yargılamayı hedeflemişlerdir.
Oysa Türk -İslam kültürü dünü, bugünü ve yarını ile insanlığın huzur ve refahını amaçlayan bir kültür olarak varlığını devam ettirmektedir. Doğusun da, batısını da, Amerikalısının, İngilizin, Çinin de bu kutlu çağrıya ve bu kutlu kültüre ihtiyacı vardır. İnsanoğlu ya iyiyi, güzeli, doğru olanı amaçlayacak ya da kendi elleriyle hazırladığı yok oluşun fitilini çekecektir. Düştüğü bataklık ahlaksızlık bataklığıdır. Bu bataklıktan Türk-İslam kültürüne tutunmasıyla kurtulacaktır.
Böylesine zengin bir kültüre sahip olan Türk Milletinin geçmişinden birileri örnek alıp eğitim modellerini geliştiriken, biz "Avrupa Terinine bindik inmeyiz" türküsünü çağırıyoruz. Eğitim modellerini batıdan alıp her on sene de bir değiştirererk eğitim masasını adeta oyun tahtasına çevirmişiz. Bu kadar oynadığımız eğitim sisteminden bir şeyler beklemek hayal olur. Ne yazık ki, bugün istenilen gelişimi yakalayamamışız. İlk okuldan üniversiteye eğitim yuvalarımızı siyasi hizipleşmeden kurtaramamışız. Bu nedenle de eğitimin kalitesini bir türlü yükseltememişiz. Zaman zaman gittiğimiz yolun yanlışlığını fark edip çark edişlerimiz olmuş acak, bu kısa süreli dönüşlerde de ciddi netice alamamışız.
EĞİTİM SİSTEMİMİZ BATI HAKİMİYETİNDEN KURTARILMALI
Burada şunu ifade etmek istiyorum, eğitim politikalarımızı Avrupa’ya -Batıya uyarlayacağız diye yıllarca taklide yönelik sistemlerle yanıltılmışız. Milli bir eğitim politikası uygulayamamışız. Bu sonuç eğitimde bizim yüzümüzü güldürmemiş, ilerlememizi de engellemiştir.
Eğitimle amaçladığımız; ahlaki değerlerle bezenmiş, insanlığa hizmet etmek üzere yetişmiş, gelişimi ve çağın teknoljisini yakalamış bir nesil olma özelliğini kazandıramamışsak, bunun sorumlulğu hepimize aittir. Ahlaki çöküntüler ard arda gelmeye başlamış huzur ve güven ortamı bozulmuş, devlete, millete, vatanına, bayrağına sahip çıkma düşünceleri tahribe uğramıştır. Medeniyet ve gelişim adına atılan hamase nutuklar hep sözde kalıvermiştir. Bugün itibariyle Türk Milli Eğitimi istenilen o gelişimi, o medeniyeti ve o teknolojiyi yakalamaktan çok uzaktır. Siyasi otoritenen düşünüp ders çıkarması ve tedbir alması gerekir diyoruz.
Türk -İslam kültürünü çağlara, asırlara taşımaktan söz ettik. Hayali dağların ardında ve devler ülkesinde hayali medeniyetler arayan, kafasını ve beyinlerini ipotek altına almalarına izin veren batı hayranlarına ve Türk İslam Kültürü düşmanlarına el-insaf demekten başaka çara bulamıyoruz. Dostlarımızın tabiri ile: "Titre ve kendine dön!.." demek için zamanımız var mı aceba?..Türk İslam kültürü sadece bizim için değil, dünya insanlığı için bir kurtuluş reçetesidir.
Konuyu uzattık galiba, toparlayalım. Kısa bir özet sunalım. Eğitimde bir hedefimiz olmalı, eğitimde araç gereçleri çağın modern sistemine göre ayarlamalıyız. Üniversitelerimiz araştırma ve geliştirme modelleriyle dünyaya örnek bir sistem sunmalı. Başta aile düzeni olmak üzere aile, okul, öğretmen ve çevere modellerimiz geliştirilmeli. Bilgilendirilmiş eğitimle sürekli bir gelişim içinde olmalıyız. Kadın, erkek, kız-oğlan, genç-ihtiyar, saglam engelli denilmeden eğitim herkese eşit ve adil olarak ulaştırılmalı. Ahlaki değerlerle bezenmiş, insanlığa umut olmuş, huzur ve güveni kazanmaya aday , iki cihanı aydınlatan bir model olmak zorundayız. Ahlaksız bir eğitimi eğitim modeli olarak benimseyemeyiz.
Eğtimin temelini okuma alışkanlığı oluşturur. Bu anlamda devam eden okuma alışkanlığını topluma kazandırma ve okuma seferberliğene dönüştürme poliitikasına destek olmamız gekekiyor. Okulda, otobüste, evde, tarlada, kıraathanede velhasıl her yerde kitap okuma alışkanlığı verilmeli ve toplum bu seferberliğe sahip çıkmalıdır. Eğitime sevdalı, kitaba dost nesiller yetiştirmek zornudayız.
TÜRK KÜLTÜRÜ GELECEĞİMİZİN UMUDUDUR
Bugün itibariyle bu amaçları hedeflemeyen bir eğitim sistemimiz var mı? Eğitimde hedeflerimiz, amaçlarımız var mı? Bu hedefleri ve amaçlara ne kadar ulaşabildik diye sorgulayanımız var mı? Aile , okul çevre faktörlerini kontrol altına alıp bunları yönlendiren kurumlarımız var mı? Bu soruları eğitim adına sorup cvaplar hazırlamılyız. Aileyi, öğretmeni, çevreyi, eğitim kurumların masaya yatırıp bunların sonuçlarını almak ve başarısızlığın hesabını da sormak zorundayız. Kimse sorumlulktan kaçamaz ve geleceğin nesillerini başıbozuk bırakamaz.
Türk Milli Eğitimi kendine has bir model geliştirmelidir. Tarihi gelişime uygun bir model...Bu model dünya eğitimine de örneklik teşkil edecektir. Gelişmiş ülkeler sizin eğitim modellerini irdeliyip faydalanırken siz geçmişinizi yargılıyorsunuz, yazık...
Güçlü, huzurlu geleceğe hakim Ortadoğuya ağabeylik yapabilecek bir devlet olmak amacımız olmalıdır.İyi bir eğitim sistemi ile gelecekte söz sahibi olmanız mümkündür. Bugün yediden yetmişe tüm Türk ulusu eğitim modeli ve örnek hayat felesefesi ile dünya insanlığına saadet ve mutululuk reçetesini sunmayı amaçlamalıdır. Eğitmde sorgulayacağımız çok şey var galiba...Ne dersiniz?...
Ahmet SARGIN
Yozgat Şairler ve Yazarlar Birliği Başkanı
YORUMLAR
YOZGAT SEVDASI İLE AHMET SARGIN
Yozgat ve İlçeleri, özellikleri ve güzellikleriyle hep ilgi alanımda oldu çocukluğumdan beri. Lise yıllarımda Şebinkarahisar Sivas Yozgat yol güzergâhını takip ederek ve Kınık - Bozok havasını birleştirip soluyarak Pirimiz Abdi Bey aşkına varmıştım Yozgat'a.
Sanki o muhteşem Yozgat; Yozgat Lisesi, Yozgat Meydanı, Saat Kulesi ile 'Hoşgeldin Hikmet, seni tanıyoruz; biliyoruz; seni Yozgat Beyleri gibi seviyoruz.'' der gibi basmıştı beni bağrına.
Sabahçı kıraathanelerini, börekçi salonlarını, sabah çorbalarını hazırlamış lokantaları ziyaret etmiştim bir sabah namazı sonrasında. Duruşları, engin ufuklu görüşleri kadar sağlam, söylemleri testi kebabı gibi lezzetli özellikleri de adam gibi adamlarınkine benzeyen; konuksever candan Yozgatlılar ile selamlaşmıştım, konuşmuştum. Sokakta, caddede, meydanda nerede rastladıysam işlerimi bitirip dönünceye kadar…
Üniversite yıllarımda yedek subaylık günlerimde ve daha sonraları asker, sivil, bürokrat, vakıfçı, dernekçi, öğrenci, siyasetçi, âşık, ozan, şair, şiir yorumcusu çok candan tanıdığım oldu. Nurettin Albayrak, Mehmet Gül, Durali Doğan, Şükrü Ünalan ve M. Yılmaz Uluğtekin gibi…
Yıllar sonra 'Türkiye Okuyor' kampanyasına 'Okuyar' diyerek yüzde yüz katkı yapmak adına Şebinkarahisar'ın Köprübaşı'nda Proje çalışması olarak özenle hazırlayıp okurların faydasına sunduğum Tanıtım Turizm Kültür Sanat Eseri Türkiye Sevdası'nın Yozgat ve İlçeleri'nde tanıtımını gerçekleştirecek bir tanıtım turizm kültür sanat elçisi ararken yeni bir isimle tanıştım Yozgat meydanlarında.
Eğitimci Şair Yazar Gazeteci Ahmet Sargın meslektaşımı buldum sora sora.
Şiir Yorumcusu Yasemin Doğru ile merhabalaştık daha sonra. Başarıyla tamamladılar Türkiye Sevdası için çok anlamlı ve önemli tanıtım görevlerini.
Kapsama alanında özellikleri ve güzellikleriyle Yozgat ve İlçeleri de bulunan Tanıtım Turizm Kültür Sanat Eseri Türkiye Sevdası'nın tanıtımı sırasında çok özel heyecan duyduğunu hissettim Ahmet Sargın'ın.
Bu sıcak ve samimi ilginin; tasarımını tamamlayıp, gelecek nesillere aktarmak için hazırladığı Ahmet Sargın imzalı Yozgat Sevdası ile irtibatlı olduğunu anladım derinlemesine konuştukça…
.
Binlerce çoğalttırarak şiir şöleni süresince şiir sevenlere Türkiye Sevdası armağanı olarak verdiğimiz Ahmet Sargın imzalı meşhur Sürmeli şiirine, Belediye Başkanı Yusuf Başer'in ve bazı İl müdürlerinin resimlerine Türkiye Sevdası'nın tanıtım sayfalarında yer verdik övünçle..
Eserin yeni bölümünü; okullara, kütüphanelere, kaymakamlıklara, belediyelere, kültür sanat dostlarına şiirli şuurlu canlara ulaştırdık ivedilikle.
Yozgatlı Şairler Şiir Yorumcuları ve Yazarlar Birliği Başkanı Eğitimci Şair Yazar Gazeteci Ahmet Sargın'dan 9. Uluslararası Yozgat Sürmeli Festivali Şiir Şöleni için protokol daveti alınca gönül dostluğumuz daha da sağlamlaştı, daha anlamlı oldu.
Zaten emindim. Şahittim. Eğitimci Şair Yazar Gazeteci Ahmet Sargın'ın sadece Yozgat merkezinde, meydan cadde sokak mahalle ve köylerinde değil İlçeleri'nde de tanındığı sevilip sayıldığını biliyorduk.
3 gün 3 gece süren 9. Uluslararası Yozgat Sürmeli Festivali Şiir Şöleni ile ilgili etkinlikler kapsamında Valilik ve Belediyenin ortaklaşa gerçekleştirdiği programlarda Ahmet Sargın'ın Yozgat Sevdası ile üstlendiği görevleri nasıl başarıyla ve alnının akıyla tamamladığına bizzat yakından gözlemleyerek yeniden şahit olduk.
Cami avlularında kıraathane köşelerinde minibüs duraklarında medya kuruluşları ve sivil toplum kuruluşlarında yaptığımız söyleşiler sırasında anlamıştık bu güzelliğin sırrını.
Yozgat Beylerine yakışan kalıcı hizmetleriyle, örnek özverili özel yetenekli şiirli ve şuurlu eylemleri ve davranışlarıyla defalarca ispatlamıştı kendini Ahmet Sargın. Öğrencileri de saygı ile belirtiyorlardı bağlılıklarını. 30- 40 Kişilik sanatçı topluluğu ile ilgilenirken 30- 40 bin duyarlı bir saygın topluluğu ile ilgileniyormuş gibi heyecanlanıyordu Yozgat Sevdası'nı tüm özellikleriyle aksettirircesine.
Kapalı ve Açık ortamlarda birçok yerde geceli gündüzlü beraberliğimiz oldu Ahmet Sargın ile. Tüm Yozgatlıların huzurunda adeta test ettik, sınavdan geçirdik Ahmet Sargın'ı… Bütün Yozgatlılardan vekâletname almış gibi temsil ediyordu. Yozgat Sevdası ile Yozgat'ı ve Yozgatlıları. '' Yediğin ekmek helal olsun!'' dedirtircesine.
Yozgat Valimiz Amir Çiçek, Yozgat Belediye Başkanımız Yusuf Başer,
İl müdürlerinin, öğretim görevlilerinin, vakıf, dernek, sendika, parti başkanlarının ve şiir dostlarının birlikte bulunduğu ortamlarda Yozgatlı duruşu ve Atatürk'ün özdeyişlerinde ifadesini bulan sanatçı tarifine uygun saygın davranışlarıyla adeta gözlerimizi yaşarttı. Gönül dostumuz meslektaşımız Ahmet Sargın.
Bilinenleri tekrar ederek sözü uzatmayacağım. Yozgat ve İlçeleri'nin özellikleri ve güzellikleriyle Yozgatlı âşıklar ozanlar, şairler, şiir yorumcuları bestekârlar saz ve ses sanatçıları gibi yakından ilgilenirken tanıdım Ahmet Sargın’ı… Halk önderi Halk bilimcisi olarak gördüğümüz Eğitimci Şair Yazar Gazeteci Ahmet Sargın için methiyelerin ve bu yazılanların asla yeterli olmadığına inanıyoruz. Yozgat Sevdası için yoğun emek sarf ederken, bazı durumlarda işi bitince de haydi ''teşekkürler git güle güle!'' denilerek sırtı sıvazlanıp kapının önüne kadar yolcu edilecek bir isim değildir Ahmet Sargın…
Yozgat ve İlçelerinin tanıtım Turizm Kültür Sanat etkinliklerinde en ön saflarda yer alacak, millet devlet kaynaşmasında gönül köprüsü vazifesi görecek bir öncü olarak görülmeli en yüksek kadro ile Yozgat Belediye Başkanına Başdanışman olarak yardımcı olmasına olanak sağlanmalı; Yozgat'a, Yozgatlılara 25- 30 sene daha hizmet etmesine zemin oluşturulmalıdır.
Sadece Yozgat ve İlçelerinde değil; birçok il ve ilçede de etkin hizmetleri ve Yozgat Sevdası ile tanınan takdir ve takip edilen bir önemli isimdir Eğitimci Şair Yazar Gazeteci Ahmet Sargın… ( Kars, Artvin, Erzurum, Elazığ, Malatya, Gaziantep, Gümüşhane, Bayburt, Giresun, Görele, Şebinkarahisar, Sivas, Tokat, Çorum, Çankırı, Ordu, Samsun, Amasya, Ankara, Kayseri, Adana, Mersin, Tarsus, Muğla, Antalya, Isparta, Karaman, Konya, Kırşehir, Manisa, Akhisar, Salihli, Nevşehir, Ürgüp, Aydın, Muğla, Denizli, Kütahya, Bilecik, Söğüt, Eskişehir, Balıkesir, Bursa, Sakarya, Bartın, Kocaeli, İstanbul, Tekirdağ, Edirne, Kırklareli, Çanakkale ve Afyonkarahisar…)
Yozgat Belediye Başkanımız Yusuf Başer'den listesini hazırlarken Eğitimci Şair Yazar Gazeteci Ahmet Sargın'a birinci 2.sırayı ya da kontenjanı vermesini en az Yozgatlılar ve Ahmet Sargın kadar Yozgat Sevdası ile Türkiye Sevdası ile yanıp tutuşan “Dağların ve Çobanların Şairi” sıfatıyla istiyoruz ve bekliyoruz.
Eğer bilinen ve bilinmeyen sebeplerden dolayı bu isteğimiz gerçekleşmez ya da gerçekleştirilemezse Yozgat Valiliğince Ahmet Sargın’ın uzmanlık alanına girecek bir yüksek kadroda Yozgat Sevdası ile görevlendirilmesini diliyoruz.
Mevcut durumlar göz önüne alındığında Ahmet Sargın'lara çok ihtiyacımız var ve daha çok ihtiyaç olacak. Yozgat merkezinde ve çevresinde el ele gönül gönüle şiir yüklü duygularla ibadet aşkıyla yapacağımız çok büyük önemli çağdaş ve projeli hizmetler var. Tüm Yozgatlılar ile paylaşarak, severek, üreterek çoğalarak hayata geçireceğimiz Yozgat güzelliğinde ve Yozgatlılar saygınlığında nice sağlıklı günlerde…
Sevgilerle…
Saygılarımızla.
Hikmet OKUYAR
Şüsiyad Başkanı
ŞEBİNKARAHİSAR
[email protected]
Haber: GİRESUN AJANS
İyi bir eğitim sistemi ile gelecekte söz sahibi olmanız mümkündür. Bugün yediden yetmişe tüm Türk ulusu eğitim modeli ve örnek hayat felesefesi ile dünya insanlığına saadet ve mutululuk reçetesini sunmayı amaçlamalıdır.
Çok doğru söylüyorsunuz Ahmet Bey.
Emek mahsulü bir yazıydı.
Tebrikler.
Teşekkürler.
YazganBestami tarafından 8/25/2010 1:54:55 AM zamanında düzenlenmiştir.