- 921 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Behice../ Ardahan öyküleri/ 125 (kitap)
Deli Beyce dedi ki:
" Ardahan’ın en büyük konağında otururum. Kimse karışamaz bana. Gecelerim kuş tüyü sütü beyazı; gündüz kalktığım da sütüm tüy gibi ılık elimdedir."
Güven Fırın’da, Beyce, aha senin oturduğun gibi karşımızda minderli sandalyeye oturmuştu.
Eteği gine elindeydi. Fırıncının verdiği sıcak ekmeği gazeteye sardı. Koynuna koydu. Şalını ölenecek başından sıyırmadı. Ala renkli şaldı. Yahya Kemal’in ’ zil ve şalı’ ile revaç; modadan vird ( sürerek) etmeydi. Blue- Jean günümüzün anaç modasıysa; o zaman şal ondan da artıktı.
Beyce dedi ki:
" İvan Shıskın’ın bir tablosu kaldığım veran hanede duvara asılıdır. İki katlı konağımız, seneler sonra yıkılıp yerine yeni bir bina dikilecek. Binanın; bir oda içinde barınabiliyorum. Gerisi uçuk merdivenler, yıkık iç duvarlar, kapılar ve sökülmüş pencereler. Eskiden kimler yaşamış kimler?
Tristram Shandy efendinin hayatı ve görüşleri isimli bir kitap masada meyve kabının yanında... görüyorum. Ev sahibi şöminenin önünde kaykılan sandalyesinde; Laurence Sterne’nin "Tristram Shandy efendinin hayatı ve görüşlerini" okuyor. 1650 de basılan... Londra’da basılmıştı kitap. Edebiyat tasarımını... ne olması gerektiği hakkında hala öncü eser. Yazı yazma kolaysa bile ezelden kudret kalemiyle çizilmiş istidatlara dayanırmış..."
Adamın biri dedi ki:
" Beyce! İvan Shıskın’nin resmi orman manzarası olmasın? Ressam ağaç ve orman manzarasını çok gerçekçi çizermiş ben de işittim. Kudretten gelen yeteneği; ona vergiliymiş. Dünyanın en iyi ağaç ve orman çizeri oymuş. Bir tablosunda yağmur yağmış bitmişliğini, onu ifade edebilmiştir. Ağaçların gövdesinde yaprakların üstünde ıslaklık kurumaya devam ediyormuş. Sanatçının idrakine dikkat isterim! Sanatçı nasıl görmüş ve yansıtmış ki? Eseri seyredenler bu nüansı hemen fark ediyormuşlar."
Fırına gelmiş müşteri dedi ki:
" Beşinci yüz yılda yaşamış, zamanının en iyisi: HEMEZANİ’ yi niye bahse konu etmiyorsunuz? O bütün Doğu’da en iyi hikaye yazarıydı. Servantes’ten bile önce... Tristram Shandy Efendi’nin hayatı ve görüşlerinden daha avangard eser yazdı. Robert Musil’in 1920’lerde yazdığı ’Niteliksiz Adam’ eserinden bile özgündür. Eserleri; Hemezani’nin özgün tasarımı MAKAME isimli yapıtındadır; denemeyi, anlatıyı, öyküyü aşan bir kurgusal yapıtla alanını tasarım ve yapı adına yaratıcılığa açtı."
Fırıncı dedi ki:
" Her ne kadar söyleşiniz takdire değer olsa da burası ekmek teknesi. Sohbetinizi münasip zamanla mahdut tutmanızı isteyeceğim. Görüyorsunuz; kızarıp bozarıyorum. Edebiyat şinas insanlarsınız. Anlayın gayri. Beyce! Sen kuzum iyi ki o virane de kaldın. Neler gördün neler? Askerlik Şubesi’nin alt yanındaydı; eskiden senin malikane, yıkıldı. Şalın ve dişsiz ağzın insanların dimağlarında hep hatırlanacak. Asabi avurtlarınla; çocuklara bağırış ve çığırışların keza. Şalı sıkça başına çekmen tik olmuştu. Arkasınca çenenle kemçirmen. Nevrotik tavırların, aç- bilaç kalmandan değil de neydi? Ardahan’dan bir BEHİCE geçti diyecekler emin ol!.."
Behice dedi ki:
" Oblomov’u bilirsiniz. Gonçarov’un ölmez eseri. Bizim malikane ki yıkık konaktır. Ardahanlılar ona cinli, perili ev derler. Uşakları, ahçıları, misafirleri, kahyaları sanki her akşam, her seher burada yaşıyor. Petersburg’a soğukları bile benziyor eşikten dışarı düşen kırağıya göz seğirtince. Odaların kapıları açılıyor. Misafirler ellerinde kvarslar, ayakta dikilenler, koltuklara kurulmuş hanımefendiler. Müzik canlı, keman ve garmon sakin çalıyor. Şehrin sesi ne arasın, bizim yıkık haneden Topal Memi’nin kahve’nesi mesafe aralığı bomboş. Keskinlerin fırında yok. Ses telefon hattı gibi, evde konuştuğun Meme’nin oraya çabuçak akar inerdi. Aşık Şenliğin, Aşuk İzani ile atışmasını bir gece dinledim. Geçmişten gelmeleriydi: Dinlediğim gecesi. Semi ile basar ile dinler gibi bererek işittimdi. Doğrusunu Allah bilir!"
Müşteri dedi ki:
" Dört ekmek, yarım kilo helva ver amca!"
YALÇINER YILMAZ 25-08-2010 ÇANAKKALE
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.