Sesim,Gözlerim,Sen ve şiir..
Dün geceden kalma yorgun gözlerim..hala içinde az bir ağrı var…sabah hani nerdeyse duşun altında boğulacak gibi oldum ama hala gözlerimin içinde yorgunluk var….hiç bitmeyecek bir sızı var sanki derinliklerde….kazıyabilsem, didinebilse,içeriye girebilsem ne olduğunu görebilsem….acaba ucu yontularak sivriltilmiş bir kıymık mı? yoksa bahçemizin kenarındaki dikenli bent mi? bilemiyorum asıl yanıtını…
Yaşamın asıl mutluluğunu aramak,bu uğurda durmadan bir filozof gibi soru sormak,hep bir şeyleri anıştırmak,yeni şeyler bulmak,hayattı güzelleştirmek ne kadar anlamlı ve manidar olurdu..
Her gün evimizin holündeki derme çatma yarı çatlak aynaya bakıyorum….karşımda benimle birlikte doğan ikizim…birbirimizi uzun süre süzüyoruz..ben ona,o da bana bakıyor durmadan….bi ara göz kırpıyor bana,’’’üzülme diyor kısık bir sesle’’’galiba kimseye ses gitmesin diye öyle yavaş ve kıpırtısız konuşu yo ki..! ! ! !
Hemen yanımdan annem geçiyor.şu manzarayı bozacak gibi geliyor…’’kadın yorgun bir sesle şu aynadan ne istiyorsun ‘’’diyor..sonra gözlerini tepeliyor üzerime…yanımdan geçerken nefes seslerini işitiyorum…endişeli gözlerle ‘’’anne neyin var diyorum’’’kadın gözlerimin içine bakıp,’’ayna çarpmasını hiç duydun mu oğul diyor’’’hayır anne ‘’diyorum..
ama ‘’ayna çarpması’’ adlı bir öyküyü bir zamanlar okuduğumu söylüyorum…
iki ikizin birbirine benzemediğini aynadan görüyorum artık… sağ gözümü oynatırken o sol gözlerle beni kesmeye çalışıyor….zaman bizi farklılaştırdı..düşüncelerimiz,hayata olan bakışımız,insanlara olan tutumumuz ve değerlerimiz değişiverdi..
ikimiz de zamanla dönüştük..farklı karakterler olduk..bu yüzden aynadaki suretim hep farklıdır….
gece gözlerim karanlık olur…asi bir perde iner kaşlarımın üzerine..ay ışığını göremem
darmadağın olur bakışlarım…balkondan aşağıya düşmüş gibi olurum….
Bende ki hüzün değil…tatlı bir pasta dilimi gibidir…içim okşanır bu kırkikindi
yağmurların altında…
dün gece yine bekledim ayışığını…,hani nerdeyse sahur olmak üzereydi…yüzümde sararan bir bitkinin kokusu vardı…gözlerim hep aynı yöne bakan bir kördü..biri kolumdan tuttu..
parmaklarıma eski bir kurşunkalemi sıkıştırıp ‘’’yaz ‘’’dedi bana…
bir şiir içimde çöreklenir…çöreklenir de araratın ve cilonun doruklarına doğru yol alır,hiç sıkılmaz hiç yorulmaz..
…közlenir….gecenin zifiri rengini alır….
Ve bu gece bir şiir yazmalıydım…sesimi ayışığı duymalıydı…
ruh halimin hangi fırtınalardan geçtiğini,
nasıl anaforlar yaşadığını,
nasılda savrulduğunu yazarken gözyaşlarıma engel olamıyorum,
sevgili dostum,can ciğer arkadaşım;
bunu seninle pylaşıyorum bu gece,
bu gece çok uzun olacak inan
çok uzun! ! !
ay buğulu bulutların arasına gizlenecek,
gökyüzü morardıkça bozulacak,
şimşekler çaktıkça çatır çatır sinirlenecek,
güneş sanki hiç doğmayacak ve
insanlar hiç bitmeyecek bir uykunun derinliğinde kaybolacaklar..
bu gece ağır olacak hemde çok ağır,
tıpkı ağır demlenmiş bir çay gibi,
yada bir nefeslik cigara
yada ağır bir alkol koması düşecek yanımıza.
ve her tarafımız ağır bir içli şiirin iksirine karışacak,
çok uzun bir gece olacak bu
acılı ve gürültülü,
ve ben
korkulu ve yalnız düşlerin koynuna uzanmaktansa
karşıma seni alıp güleceğim geceye
birlikte güleceğiz geleceğe
Çünkü çok uzun olacak bu gece
Ahh! ne kadarda eksik o kahkahalar
ne kadar doyumsuz ve kırgınlar
Yağmur yağsa keşke şimdi
hemen, şu anda ıslansa düşlerimiz
Belki anlam katarlar minik tebessümlere
Sahte kahkahalar atmaktansa
Yaşlı gözlerle bakmak daha iyidir çünkü sevgiliye
İçlerden gelen yaşlar görünmez yağmurda
Keşke yağmur yağsa
hemen şu anda
Morarmış gökyüzüm kararan umutlarımı yıkasa
Dokunabilsem aya
Parlaklığından bir parça verir mi yaşantıma?
Çok yavaş geçecek bu gece
her saniye sanki bir ak daha saçlarımda
Henüz küçüktüm hani
Hani yaşanmamışlıklarla doluydu derinliklerim
Beni bu dehlizlere sürükleyen nedir peki?
Geceye bu rengi veren nedir benim gözlerimde
Kim boyuyor katran karasına yıldızları kalbimde
Ahh çok zor olacak bu gece
Öylesine bir aşk değildi benimki
Beni mavi gözlerine hapsedenler
basit bir ’öylesine’ değildi
şakaklarıma vuran kıskançlığın sancısı
emin ol hiç bir yüreği bu kadar incitmemişti
Kaybolası bir çığlık değildi kalbimdeki
Kaybolmayacak, hep içimi sızlatacak gibi
Neden güldürüyordumki o açık denizleri
Ela gözlerimi o sularda yakmak için mi
Çok ama çok uzun bir geceydi içimdeki
kağıtlara dökülemeyecek yağmur damlalarıydı etrafımda
her yandan
her an
gözünün alabildiği her yerdeydi sevgim
ismine boyanmıştı caddelerim
gökyüzünde daima parlardı hecelerim
Sende...
sende sevseydin...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.