- 696 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ORTAKLIK
ORTAKLIK!
Şirk; en büyük günah olan Allah’a ortak kabul etmek Allahtan ümidini keserek başkasından medet beklemek. Şirk-i hafi ise İhlâssızlık, riyakârlık Allah rızası için değil de başkalarının rızası için ibadet etmek anlamına gelmektedir. Allah yarattığı mülkünde ortak kabul etmez.
Müslüman kardeşlerimin bir kısmının, bilerek veya bilmeyerek saplandıkları ve zaman içinde savunur oldukları şirk alışkanlığına veya belasına müptela olduğunu görmekteyim. Bu bela zamanla alışkanlığı kişilik haline dönüştürüyor. İşte tehlike çanları da o zaman çalmaya başlıyor. Okumadan araştırmadan taklit esaslı imanlı kardeşlerimde alenen ve de bilmeden putperestlik noktasında giderken okumuş kardeşlerimin bir kısmında şirk-i hafi boyutuyla ilerlediğini görüyorum. Her iki boyuta da örnekler vereceğim.
Birinci boyutta Hıristiyanlaşma temayülünü görmekteyim. Kutsal bildiklerini aşırı yücelten cisimleştirerek ona farklı dozlarda tapınan ve ondan şefaat bekleyerek af edileceğine inanan anlayış. Dünya Müslümanları arasında, yurdumuzdaki dindaşlarımızda ve bilhassa ilimizde benzer tapıcılık şekillerini görmekteyiz. Hintli Hinduların ineğe tapınmaları ile türbeye, duvara, taşa, beze, saça, tele kendisini Allaha ulaştıracağını umarak tapınma arasında fark görmediğimi ifade etmek istiyorum. Mevladan gayrisine mevlaya ulaştırma maksadı ile tapınmak! Şirktir. Yaratılan mevcudat, Allaha götürecek, onu tanıtacak tanıttıracak muarriflerdir. Bunların dışında varlık âlemine farklı görevler yüklemek yanlıştır. Ayrıca bu anlayışta kolaycı bir mantıkta vardır. Allaha ibadet ederek af dilemek, Camii duvarına bez sokuşturmaktan daha zor gelmektedir. Allahın yarattıkları içerisinde eşrefi mahlûkat sensin. Senden daha değersiz, sana hizmet etmekle mükellef varlıkları Allaha ulaştırma aracı kılarak değerini tenzil etme. Allaha hakaretin yanında eşrefi mahlûk olan kendine de hakarettir.
Önemine binaen bir daha vurgulamak istiyorum. Kutsallarımıza saygı göstermek, hürmet etmek farklı şeydir. Allahı aradan çıkararak kutsallara tapınıp cennete gireceğini beklemek daha farklı bir şeydir, şirktir. Eleştirdiğimiz nokta tam da bu husustur.
Hz Süleyman camiinde; azalmış olmasına rağmen, farklı tonlarda, yukarıda ifade etmeye çalıştığım anlayış kendisini göstermektedir. Cuma namazını kılmak için camiye gittim. Hamdolsun cemaatimiz kalabalık. Camimiz sıcak, imamın etkili vaaz ve hutbesinden sonra namazımızı kıldık. Camii avlusuna ilk olarak ben çıktım. Kapıda sıraya girmiş bayanların ellerinde kilitli anahtarlar. Yaşlı teyzenin birisi kilitli anahtarı bana uzattı.
-Hayırdır teyze ne oluyor? Diye sorunca,
-Evladım gelinimin çocuğu olmuyor yardımcı olursanız memnun olurum.
Kendi kendime hasbunallah çektim.
-Kadın doğum uzmanına götürseydin burası hasta hane değil.
Kızan yaşlı teyze,
- Kilitli bir anahtarı açacaksın hepsi o kadar.
-Anahtarı açınca gelinin hamile mi kalacak? Sorusuna
Yaşlı teyze,
-Evet, cevabını verdi.
Yıkılmıştım zira din adına Allahın yaratma sıfatını, camiden ilk çıkan aciz bir kula vermek ne kadar büyük bir şirkti. Elimin tersiyle anahtarı itip rahimlerde olacakların bilgi ve kudretinin yalnız rahmi Yaratan Hz Allah a ait olduğunu vurguladım.
Şirk çeşitli şeklilerde kendisini göstermektedir. Kilitli anahtar, camii duvarına okunarak sıkıştırılmış bez parçaları, okunmuş yiyecekler, türbe anlayışı, aracılara yüklenen amaç, minberin kollarına bağlanmış ipler vb…
İkinci boyut olarak ifade edeceğim konu ise Şirk-i hafi(gizli ortaklık) İhlâssızlık, riyakârlık Allah rızası için değil de başkalarının rızası için ibadet etmek. Kamuda veya özel sektörde çalışanların yerlerini korumak, bir makam sahibi olmak adına sergiledikleri ikiyüzlü tavırlar. Namaz kılmadığı, oruç tutmadığı halde yöneticisinin siyasi anlayışına uygun olarak namazcı kesilen namazsız insan, oruççu kesilen oruçsuz insan. Rüzgârın esiş istikametine göre yelkenini açan riyakâr kişi. Bir menfaat devşirme adına atmadık taklayı bırakmayan kişiliksiz insan. Yaptığı ibadetlerde samimi olmayan insan ve benzerlerini bu grupta toplamamız mümkündür. Herkes kanabilir ama mevla asla.
Rabbim şirk belasından ümmeti korusun. Yaptığımız her şeyde Allahın rızasını beklemeliyiz. Fani şeylerin rızasını elde etme adına baki olan şeyleri bırakamayız. Fani olan, fani şeylerle mutlu olmaz. Mutluluk baki bir yardadır gerisi vesselam…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.