- 964 Okunma
- 11 Yorum
- 0 Beğeni
Velinimetiniz Size Bozuluyor
Annemi özel muayenehanesine götürmüştüm doktorun.
Takdir edersiniz ki; avantajları vardı bu işin. Doktorlar zaten hastaneden muayenehaneye
yönlendirirdi hastasını.
Hastanın canı burnundadır. Ne uzun zamana ne de gezmeye tahammülü vardır.
Yılana sarılır denize düşen. Bastırır muayeneye 150 bin lira.
Tahliller yine hastanede ama günlerce beklemek yok.
Neticeler alınır ve tekrar özel’e.
Pas ve ver-kaçlar sürer gider. Yayıkta ki süt’tür hasta ve yağı çıkarılacaktır çalkanarak.
Sıra kesin müdahaleye gelir.
- " Müdahaleyi burada yaparsam 500 lira alırım. Hastanede de yaptırabilirsin" der doktor.
- " Bir düşüneyim hocam" der hastası.
Bedava müdahale ettirmek varken akıl işi mi 500 lira vermek?
Bir ay sonra hastanede müdahale ve birçok eksik. İşin tekrarı da gerekir.
" Keşke hemen orada 500’ü verip müdahale yaptırsaydım" pişmanlıkları.
Yeniden özel’e göndermek amacı ile hastanede hastaya ilgisizlik ve savsaklamalar.
Hasta mı dedim?
Affedersiniz müşteriye ilgisizlik diyecektim.
Bazı hatta birçok paragöz doktor için hasta değil müşteri vardı.
Hastaneler de müşteri devşirdikleri kaynaklardı. Hani ya; müşteri velinimetti.
Tam gün çalışma yasası ve engelleyenler geldi aklıma bir an için.
Geçenlerde babamı götürdüm acil servis’e. İnsan yağmıştı adeta.
Ağlayanlar, inleyenler, kusanlar ve kanamalı hastalar. Zehirlenen den yaralanana kadar ne ararsanız vardı.
Üç doktor yüzlerce hastaya yetişmek için can ve başla çalışıp, çabalıyordu.
Bu doktorların gözlerinde dolar işareti yoktu. Onlardaki sabır, meslek aşklarından geliyordu.
Fakat acil servisin çilesi daha kayıtta başlıyordu. İki yerde bir saat kuyruk bekleyerek doktora ulaşıyorduk.
Herkesin moralleri bozuk, sinirleri çok gergindi.
Acil’in tahlilleri de bir buçuk saat alıyordu. Sonrasında müdahale.
Her şeyde sıra ve uzun kuyruklar vardı.
Belki de yetmiyordu hastaneler. Acilde bile neden bunca formalite vardı?
Neden iki ya da üç katına çıkartılmazdı sağlık hizmetleri?
Neden tip fakülteleri açılmazdı fazlaca?
Neden hastalar müşteri oldu?
Nasıl önlenecek bu durum?
Atatürk’ün " Beni Türk hekimlerine emanet ediniz " dediği hekimler hangisi?
Doktorlar bu sağlıksız hasta doktor ilişkisinden rahatsız değil mi?
Hasta mahremiyeti ve hasta hakları yeterince gözetiliyor mu?
Turgut Özal’ın Otel Hastaneler projesini uygulayacak yiğit bir iktidar gelmeyecek mi?
Sağlıktaki yolsuzluklara nasıl son verilecek?
Suçu hep, gelen hükümetlere atarak gerçek hırsızları neden fark edemeyiz?
Bakanından müdürüne, hizmetliden doktoruna kadar herkes öz eleştiri yapmak zorunda değil mi?
Niye mi?
Velinimetiniz size çok bozuluyor da ondan.
Damdan düşenin halinden yine damdan düşen anlar.
Hastanelerde neler çekildiğini de hasta yakınları bilir. Allah eksikliklerini vermesin ama o kapılara da düşürmesin.
Prof’lar ve bürokratlar odalarında uyusunlar.
Gözlerinde dolar işaretsiz doktorlarla biz, Acil servis’in koridorlarında sabahlarız.
Mesleğine Mecnun doktorlara kurban oluruz biz.
Vallahi iyi manada söyledim…)
YORUMLAR
Çok güzel bir yazı,çoğu fikrinize katılıyorum...
Düzen böyle diye boyun büküp he dememeliyiz her şeye.
Hakkımızı savunmalıyız gücümüzün yettiğince.''Parayı veren düdüğü çalar'' tarzı örnekler arttıkça halimiz ne olacak,yazık fakir fukara insanlarımıza...Kutluyorum duyarlı ses veren kaleminizi.
Sevgili Engin
Hasbelkader annemizin, babamızın, eşimizin, çocuğumuzun, kendimizin içinde bulunduğu çeşitli marazi vesilelerle endirekt olarak da olsa tıp sektörünün içindeyiz yıllar, yılı. Profesöründen, doçentine, operatöründen asistanına, hademesinden hemşiresine bütün kategorideki çalışanları ile bire bir temaslarım oldu mecburiyetten. Tüm bu personel içindeki hiyerarşide, makam ve mevki yükseldikçe, gözlerdeki merhametin, gönüllerdeki vicdanın renginin nasıl insafsızca "dolar yeşili" ne dönüştüğüne defalarca şahit oldum. İstisna şahıslar müstesna.
Hani usta kasaplar çiğ köftelik kıymanın sinirini falan ayıklar ya büyük maheretle, sanırım tıp fakültelerinde de ilk olarak öğrenci adaylarının vicdanlarını ayıklıyorlar. Yoksa vicdanın en önemli unsur olduğu bir sektörde bu kadar vicdansızın bir arada bulunması akıl alası şey değil.
Selamlar
Engin Tatlıtürk
Gözlerim yaşaracak yerde niye gülüyordum?
Dostum senin kaleminde bir şey var.
Sen dramatik bir şeyler de yazsan biz güleceğiz. Aslında her dediğim haklı ve duygusal.
Yahu ben gene gülüyorum.
Sayfama şerefler verdiniz.
Okumadığım yazın yok ki ana sayfaya alayım. Bir tane daha yaz da sitenin neşesi gelsin.
Hayırlı geceler. Davulcu " yemek ye" diye uyarıyor.
Sevgilerimle.
Öncelikle babanıza geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum.
Paragöz olmayan doktorlarımız, başımızın tacı.
Haklısınız, bazı doktorlar gelen her hastayı, potansiyel para basma makinesi gibi görünce, edilen yemini falan unutup, işi hep maddiyat olarak hesaplıyorlar.
Ülkemizin en önemli sorunlarından olan sağlık konusunu işlediğiniz için teşekkürler, selamlar.
Engin Tatlıtürk
Ziyaretinizden onur duydum.
Yorumunuzda da hakkınız var.
Selamlar.
Bir türlü çözüme kavuşturamadığımız en önemli sorunlarıızdan birisi sağlık sorunu. Bu konuda her ne kadar iyi niyetli gelişmeler yaşansa da bu gelişmeler birileri tarafında anında ranta dönüştürülüyor. Geçenlerde özel bir tıp merkezine gitmek zorunda kaldık. Doktor daha şikayetimi dinlemeden uzunca bir tahlil listesi tutuşturdu elime. Nedeni çok açık tabi....Peki bunun külfeti kime? Devlete, yani bizlere....
Yine toplumsal bir yaramıza parmak basmışsınız.
Tebrikler.
Engin Tatlıtürk
Teşekkürler.
Selamlar.
Engin Bey ben bu yazınıza bir fıkra anlatmak istiyorum. Bir doktorun iyileşmeyen bir hastası varmış. yıllardır aynı doktora gidip gelir dururmuş.
Bu yıllarda doktorun oğlu okuyup doktor olmuş ve adam 'dur bir de oğluna gideyim demiş' ve gitmiş. Oğlan gereken tedaviyi yapıp babasına 'babacığım, hani şu senin iyileşmeyen bir hastan vardı ya, ben onu iyileştirdim' demiş. Baba doktor gayri öfkeli.
İyi *ok yedin! Ben onun parası ile seni okuttum, sende oğlunu okutabilirdin.
başka sözüm yok efendim. Sevgi ve saygılarımla...
Engin Tatlıtürk
Fıkralı yorumunuz tebessüm ettirdi.
Ne yazık ki Ülkemizde sorunlar fazlaca.
Dillendirerek çözeceğiz İnşallah.
Selam ve saygılar.
"Bıçak parası"
"Çorba parası"
Bundan böyle manava "hıyar parası" sünnetçiye "çük parası" gibi değerler topluma yerleştirilmeli ve bu tür uygulamalar yaygınlaştırılmalıdır...Halkımız bu tür uygulamaların kendilerinin menfaatine yapıldığı konusunda şiddetle ikna edilmeli gerekirse orantılı güç kullanımına gidilerek devletin bekası ve huzuru için bütün imkanlar seferber edilmelidir...
İşini bilmeyen ya da anlamayan memurlar hakkında Türk Ceza Kanununun "dandik" maddesi gereğince işlem yapılarak derhal görev yeri değiştirilmeli ve yurt çapında ( yarı çapını hep merak etmişimdir) bütün ilçe girişlerine "Köylü Milletin Efendisidir" yazısı asılarak Şehir ahalisinden burjuva eğilimi olanlara hadleri bildirilmelidir...
Organ bağışı yaygınlaştırılarak son Organ Mafyasının kökü kazınıncaya kadar kararlı mücadelemizin devam edeceği tüm halkımıza duyurulur...Netekim...
Engin Tatlıtürk
Teşekkürler.
Öncelikle büyük geçmiş olsun. Meslekler kutsal fakat içindeki kişilikler bozuyor bazen.. Çok ilgili güleryüzlü, her ayrıntıyı açıklayan doktora da tanık oluyoruz. İnsanın suratına bakmayan, fiziki muayene yapmadan hemen tetkike gönderen, soru sorduğunuzda umursamıyanlarına da.. Acil can pazarı tam.. Bir de özel muayene konusu o da bir çile..
Ben de sağlık sisteminin işleyişinden memnun olmayanlardanım. Allah ne düşürsün ne de onlarsız etsin. Saygı ve selamlarımla..
Engin Tatlıtürk
Saygı ve teşekkür benden efendim.
Hayırlı geceler.
Evet
Aynı durum eğitim sektöründe de yaşanıyor
Devlet okulunda ders veren öğretmenlerle
Dershanelerde ders verenler genelde aynı
Ama o dershanenin kapısından mutlaka geçmesi gerekiyor öğrencinin her nedense
Siyasi meselelere girmek istemiyorum ama
Bazı kurumlar özellikle iletişim,tıp,eğitim gibi
Özelleştirilmemeli(liydi)
Aynen katılıyorum yazınıza
Düzene mahkum doktorlarımızı ve öğretmenlerimizi bende tenzih ederek
Selam ve saygılarımla Engin bey.
Engin Tatlıtürk
Etkin ve isabetli yormlarınızdan dılatı sizi tebrik ederim.
Sevgi ve selamlar.
Bakanından müdürüne, hizmetliden doktoruna kadar herkes öz eleştiri yapmak zorunda değil mi?
Kimse kabul etmez tabiki kime sorsan gönlü ile hizmet ediyor Vatanini seviyor ya herkes.
Yüreginize saglik degerli dost
Sonsuz saygimla
Engin Tatlıtürk
Sayfama şeref verdiniz.
Selamlar.