- 1133 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Balkanlar'dan Yozgat'a Uzanan Bİr Nefes
BALKANLAR’DAN YOZGAT’A UZANAN BiR NEFES
Sürmeli Festivali kapsamında düzenlenen ve yurdun dört bir tarafından şair, yazar, gazeteci ve aşıkların katıldığı Sürmeli Şiir Şöleni için Yozgat’a gelen Balkan Aydınları ve Yazarları Birliği Başkanı Osman Baymak’la bir söyleşi yaptık.
Yozgat Şairler ve Yazarlar Birliği Derneği Başkanı aynı zamanda gazetemiz köşe yazarı Ahmet Sargın tarafından yapılan söyleşide Baymak edebiyat tutkusu ve şiir üzerine düşüncelerini bizimle paylaştı.
A. SARGIN: Sayın Osman Baymak sizleri şiir şölenlerinde görüyor edebiyat tutkunuzu ilgiyle takip ediyoruz. Yozgat İleri Gazetesi olarak sizinle bir ropörtaj yapmak istiyoruz. Yozgat Sürmeli Şiir Şölenine de katılıp bizleri mutlu ettiniz. Bu konularla ilgili olarak sizinle bir söyleşi yapacağız. Öncelikle bize kendinizi kısaca tanıtır mısınız?
O. BAYMAK: 13 Mayıs 1954 yılında Rumeli kenti olan Prizren’de (Kosova) dünyaya geldim. İlk ve ortaokulu doğduğum kentte bitirdim. Yüksek öğrenimimi Priştine ‘de sürdürdüm. Şiirle yazı hayatına başladım, öykü, deneme, eleştiri, röportajlarla yazmaya devam ettim.
Kosova Türk Demokratik Partisi’nin yönetim kurulunda 6 yıl Kültür Başkanlığı görevini yürüttüm. Balkanlar’da Türk Kültürü sahasında çeşitli çalışmalarım oldu. “BAY” (Balkan Aydınları ve Yazarları) kültür ve sanat dergisi, “İNCİ” Çocuk dergisi, “DOST” gençlik dergisi ve “BALKAN” haftalık siyasi gazete yayınlarının sahibi ve yazı işleri müdürüyüm.
Her yıl “Uluslararası Balkanlar’da Türk Kültür ve Sanat Şöleni” düzenlemekteyim. Balkan Aydınları ve Yazarları Derneği Başkanı olarak faaliyetlerime devam etmekteyim. Şu ana kadar yayınlanmış olan eserlerim: “Beş Parmak” (1980), “Şarkılar Seni Arar” (1982), “Unutma” (1983), “Dize Geze Geze” (1988), “Kadına Türkülerim1” (1988), Kadına Türkülerim 2 (1991)“Selâm Dur Geçmişe” (1992), “Bilmeceli Şiirler” (1996), “Çağdaş Yugoslavya Türk Şiiri Antolojisi” (1996), “Yaşarlar Dize Dize” (1996), “Rumeli Sizi Unutmaz” (1997), “Aylardan Kalanlar” (1997), “Suzi Çelebi” (1998), “Gagavuz Çağdaş Şiir Antolojisi” (1999), Ceviz Ağacı (2002), Bir Gün Daha (2003), Kırımname (2003)’dir.
A. SARGIN: Sayın Baymak, Gördüğüm kadarıyla edebiyatı seviyorsunuz.Edebiyat tutkunuz sizleri taa buralara kadar taşıyor. Şiir ve edebiyat tutkunuz nasıl başladı?
O. BAYMAK: Çok küçük yaşlarımda dahi Türkçenin eşsiz musîkisine, kulağımda tınlayan ahengine hayran olduğumu hatırlıyorum. Büyüdüğüm coğrafyanın, Balkanların anadili Türkçe’ye olan vefası, hayranlığı beni şiir ve edebiyata yönlendirmiştir.
Bizler, Balkanlar’da yaşayan Türkler, nasıl geçmişimize, tarihimize sıkı sıkıya sarıldıysak; aslımızı, kimliğimizi unutmamak için dilimiz Türkçe’ye de öyle sağlam sarıldık. Türkçe bizim geçmişimiz demekti, kim olduğumuz demekti. Türkçe tek sığınağımız, vatanımız, bağrımızda yanan sıla hasreti demekti.
Türkçe, geçmişimizle, kimliğimizle tek bağımızdı ve bu sebeple olsa gerek şiir ve edebiyat küçük yaşlarımdan itibaren benim için vazgeçilmezdi; tek tutkumdu ve içimde sönmek bilmeyen bir ateşti.
Bir ahde vefaydı, bir kavuşmaydı şiir ve edebiyat benim için. Kısaca Türkçe yüreğimi yakan, kavuran aşktı. Bitip tükenmek bilmeyen, ebedi bir aşk.
A. SARGIN: Yurtdışı bağlantınız var. Zaman zaman Türkiye’ye gelip bazı dostluklar da ediniyorsuz. Bu yoğun tempoda devam eden-
Çalışmalarınız hakkında bize bilgi verir misiniz?
O. BAYMAK: “BAY” (Balkan Aydınları ve Yazarları) kültür ve sanat dergisi, “İNCİ” Çocuk dergisi, “DOST” gençlik dergisi ve “BALKAN” haftalık siyasi gazetesini yayınlamaya devam ediyorum.
Canseli Donat’la birlikte Balkanlarda tekkeler ve tarikatlar konulu yeni bir kitap hazırlamaktayız. Ayrıca yeni şiirlerimi yazmaya devam ediyorum.
A. SARGIN: Sayın Baymak, Yozgat kendini yeterince tanıtamamış bir il, bizler ilimizin tanıtımı için çalışıyoruz. Bütün çabamız bu yönde,Sizler Yozgat’ı dışarıdan nasıl tanıyorsunuz?
Yozgat ve Yozgatlı hakkında neler düşünüyorsunuz?
O. BAYMAK: Yozgat, arifler, yiğitler, yüreği Hakk için, Vatan için çarpan civanmertler diyarıdır. Vatan denince yüreği yananların yaşadığı şehirdir Yozgat. Tarihiyle, Türklüğüyle gurur duyan, bayrağı için gözünü kırpmadan can vermeye hazır yiğitler şehridir.
Yozgat benim ikinci yurdumdur. Kendimi fahri hemşehriniz kabul ediyorum. Yozgat’ı Yozgat yapan; Yozgat’ın ve Yozgatlıların şansı Yusuf Başer beyefendi gibi bir belediye başkanına sahip olmasıdır.
Kendisini tanımak bahtiyarlığına erdiğim için kendimi şanslı addediyorum. Gerçek bir Rumeli dostu olan Yusuf Başer beyefendiye teşekkürlerimi sunmak isterim.
A. SARGIN: İlin tanıtımı için çalışan ve Sürmeli Şiir Şölenleriyle adından sıkça söz ettiren, Yozgat’ın en aktif derneği olan, Yozgat Şairler ve Yazarlar Birliğinin çalışmalarını nasıl buluyorsunuz?
O. BAYMAK: Yozgat Şairler ve Yazarlar Birliğinin çalışmalarının ve faaliyetlerinin faydalı olduğunu düşünüyorum ve amacına ulaştığı kanaatindeyim.
Güzel dilimiz Türkçe’ye hizmet için gayret kemerini kuşanmış bu arkadaşlarımıza teşekkür etmek isterim.
A. SARGIN: Bir çok şiir şölenlerine katılıyorsunuz, Bunlar içinde başarılı olanlar da var. İlini tanıtan güzel çalışmalır. Bu mana da Yozgat Sürmeli Şiir Şölenini değerlendirir misiniz?
O. BAYMAK: Yozgat Sürmeli Şiir Şöleni, Türkçe ve şiir için çarpan yürekleri buluşturup tek yürek haline getirmiştir. Zaten bir şiir şöleninden murat da bu değil midir?
Şiir, şöleni boyunca coşkuyla denize dökülen bir ırmak gibi şairlerin yüreğinden, şiir severlerin yüreğine dökülmüştür. Şölene katılan şairlerin her birinin şiirini dinlemekten büyük keyif aldığımı söylemek isterim.
Bu tip organizasyonlar şiirimizin gelişmesi, güzel dilimiz Türkçe’nin korunması için son derece önemlidir.İllerin tanıtımına da çok büyük katkısı oluyor. Bundan daha güzel bir tantım olamaz.
A. SARGIN: Sizce bir ilin tanıtımı nasıl olmalı? Çalışmalarımızın ilimizin tanıtımına katkısının olduğunu düşünüyor musunuz?
O. BAYMAK: Elbette, Yozgat Sürmeli Şiir Şöleni ve bu gibi etkinlikler Yozgat’ın tanıtımına büyük katkı sağlamaktadır.
Ayrıca şölen esnasında seyircilere sunulan Yozgat tanıtım filminin de çok güzel hazırlanmış olduğunu söylemeliyim.
Yozgat ilinin tanıtımında bu özenle hazırlanmış filmin de büyük katkısı olduğunu düşünüyorum.
Her sanat dalının ve her biri için hazırlanacak organizasyonların bir ilin tanıtımında çok büyük katkı sağlayacağı inancındayım.
A. SARGIN: Bir çok etkinliğe katıldığınız için pek çok anınızın olduğunu düşünüyoruz. Şiir, edebiyat adına böyle bir güzel anınızı bizimle paylaşır mısınız?
O. BAYMAK: Tanımak bahtiyarlığına eriştiğim abide şahsiyetlerden olan gerçek bir Rumeli dostu, büyük Türk yazarı, usta edebiyatçı Tarık Dursun K. (veya tam adıyla Tarık Dursun Kakınç) beyefendi ile uzun yıllardan sonra İzmir’de TÜYAP kitap fuarında geçen yıl karşılaştım.
endisini gördüğüm için son derece mutlu olmuştum.
Birbirimize anlatacak ne kadar çok şeyimiz vardı. Bir yandan çayımızı yudumlarken bir yandan da şiir ve edebiyat üzerine sohbet etmekteydik. Derken sohbetimize kitap fuarını ziyaret etmekte olan birkaç hanımefendi de katıldılar, laf lafı açtı ve konu büyük yazarlara geldi.
Bendeniz de hanımefendilerden birine Tarık Dursun K’yı biliyor musunuz? diye sordum. Hanımefendiler, Tarık Dursun K’nın kitaplarını bildiklerini, yıllar önce okuduklarını ifade ettikten sonra içlerinden biri: “Kendisi geçenlerde rahmetli oldu, vefat etti galiba” deyivermesin mi?
İşte tam o anda lafı gediğine koyan Tarık Dursun K.: “Yok yok, ben mezardan hortlayıp geliverdim.” dedi gülümseyerek.
O anda hanımefendilere yanımda oturmakta olan beyefendinin usta yazar Tarık Dursun K. olduğunu söylediğimde hanımefendilerin yüz ifadesi görülmeye değerdi.
Kendimizi daha fazla tutamayarak hep birlikte gülmeye başladık. Ardından yüzümüzde acı bir gülümseme beliriverdi. Ömrünü edebiyata, Türkçeye adamış olan bu büyük Türk yazarının akıbeti hakkında okurların bir fikir sahibi olmayışı yüreğimizi burkmuştu.
Ömrünü Türk edebiyatına vakfetmiş bu büyük ustaya lâyık olduğu saygı, ilgi, alâka ve hürmet medyada gösterilmemiş olmalıydı ki insanlar, onun hayatta mı, yoksa vefat mı etmiş olduğundan bîhaberdi.
Büyük romancı, senaryo yazarı, rejisör, gazeteci, usta öykü ve hikâye yazarı Tarık Dursun K. da diğer yüce gönüllü edebiyat adamları gibi kendisine lâyık görülen vefasızlık her ne kadar yüreğini dağlıyor olsa dahi Türk toplumuna sitem etmeyecek kadar tevazu sahibi bir insandı.
Sanki ömrünü hiçbir karşılık beklemeksizin Türk edebiyatına, vakfetmiş olmak ve ardında birbirinden kıymetli nice eserler bırakmış olmak ona yetiyor da artıyor gibiydi. Kendini şanslı addediyor ve kimseye sitem yollu tek kelime etmiyordu. Gerçek bir Rumeli dostu olan büyük Türk yazarı Tarık Dursun K. 1961 yılında “Güzel Avrat Otu” adlı kitabıyla Türk Dil Kurumu, 1967 yılında “Yabanın Adamları” ile Sait Faik, 1985 yılında “Ona Sevdiğimi Söyle” ile Sait Faik ‘Hikaye’, 1984 yılında “Kurşun Ata Ata Biter” romanı ile Orhan Kemal armağanını, 1987 yılında “Ömrüm ömrüm” ile İş Bankası Edebiyat Büyük Ödülü’nü, 1991 yılında da “Ağaçlar gibi ayakta” eseriyle Yunus Nadi armağanını kazanmıştır. Kendisini saygıyla selamlıyorum.
A. SARGIN: Sayın Baymak şiir ve edebiyat çalışmalarınız nasıl gidiyor? Bu alanda neler yapıyorsunuz?
O. BAYMAK: Şiir sevdamızdır, dolayısıyla şiir yazmaya devam ediyorum. Aynı zamanda Canseli Donat’la birlikte “Balkanlarda Tekkeler ve Tarikatlar” konusunda bir kitap hazırlıyoruz.
A. SARGIN: Şiir Şölenleri sıkıntılarla devam ediyor. Bu programlarda ekonomik manada aynı sıkıntıları paylaşıyoruz. Gönül istiyor ama bu porğramların devam etmesi zor gözüküyor. Bundan sonra yapılacak olan Yozgat Sürmeli Şiir şölenlerine katılmayı düşünür müsünüz?
O. BAYMAK: Bundan sonra yapılacak olan şiir şölenlerine katılmayı elbette isterim. Yozgat Sürmeli Şiir Şöleni, bu faaliyet için büyük gayret sarf eden kardeşlerimiz sayesinde amacına ulaşmıştır ancak gönül ister ki bu şölenlerde şair kardeşlerimiz, şiirlerini binlerce şiirseverle paylaşabilsin. Yozgat Sürmeli Şiir Şölenine uluslar arası bir katılımcı olarak iştirak eden bir şairim. Dolayısıyla bundan sonra yapılacak olan şiir şölenlerinde daha çok uluslar arası katılımcının yer almasını dilerim.
A. SARGIN: Yozgat’a birkaç defa gelerek bizleri de tanımış oldunuz. Yozgat ve Yozgatlı hakkındaki düşüncelerinizi de öğrenmek isteriz?
O. BAYMAK: Yozgat’ın kendine özgü, kendine has bir yapısı olduğunu düşünüyorum. İnsanları mert, cesur, dürüst, edepli, konuksever, mütevazi, vatanı için gözünü kırpmadan canını verecek kadar vatanseverdir. Vatan deyince, bayrak deyince Yozgat ve Yozgatlılar aklıma geliyor demek daha doğru olur.
Buram buram Vatan sevgisi kokar her bir çiçeğinde, her bir yaprağında Yozgat’ın. Yozgatlı deyince Vatan sevgisi, bayrak sevgisi, yüce gönüllü, mert yaratılışlı, Yozgatlı yiğitler, civanmertler akla gelir.
Balkanlar Türk Kültürü Büyük Hizmet Ödülünü Kosova’da, bir Yozgatlı bilim adamı, araştırmacı, Prof Dr. Hakkı Acun beyefendiye takdim edecek olmam benim için bir onurdur.
A. SARGIN: Sayın Baymak, bunların dışında bizimle paylaşmak istediğiniz bir konu var mı? Yozgatlı hemşehrilerimize mesajınız?
O. BAYMAK: Bizleri bu şiir şöleninde bir araya getiren ve bu organizasyonda emeği geçen herkese teşekkür etmek isterim. Nice nice Yozgat Sürmeli Şiir Şölenlerinde bir arada olmak dileği ve niyazıyla. Yozgat’ta yaşayan bütün kardeşlerimize Balkanlardan selam ve muhabbetlerimi gönderiyorum.
A. SARGIN: Sayın Baymak, Bizimle paylaştığınız güzel düşünceler için size teşekkür ediyoruz.
O. BAYMAK: Asıl ben teşekkür ediyorum ve çalışmlarınızda başarılar diliyorum. Yozgatlılara gönül dolusu selamlar.
Ropörtaj…Ahmet Sargın
Yozgat İleri Gazetesi Yazarı
www.ilerigazetesi.com
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.