- 744 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
RÜYA
Ahmet bey 65 yaşlarında,uzunca süren memuriyet döneminden sonra emekliye ayrılmış,tarihi eser sayılabilecek babadan kalma evinde mazbut bir yaşam süren yalnız bir insandı.
İlerlemiş yaşına rağmen tek tutkusu gençliğini verdiği,gecesini gündüzüne katarak uğraştığı at yarışları idi.Daha çocuk sayılabilecek yaşlarda tesadüfen gittiği hipodromda başlayan at sevgisinin sonradan varını yoğunu verdiği kumara dönüşebileceğini bilemezdi.
Öyle bir alışkanlıktıki hayatına bir kadın sokmadığı gibi bakkala,manava kasaba ve arkadaşlarına da olan borçlarıda cabasıydı.
Her yarış günü öncesi odasına giriyor,sabahlara kadar da çıkmıyordu.Koşan her at için dosyalar tutuyordu.Atların anasını,babasını,hava şartlarını aklına gelebilecek tüm istatistikleri not alıyordu.Bütün bu uğraşlarına rağmen umutla başlayan her yarış hüzünle bitiyordu.Henüz elle tutulur bir ikramiye kazanamamanın burukluğuyla yaşıyordu.Emekli maaaşının hemen hemen hepsini yarışlara yatırıyordu.Yavaş yavaş tükendiğini,artık dayanacak gücünün kalmadığını hissediyordu.Ama yine de para kazanma hırsını kaybetmiyor.Şans bir gün banada gülecek diye düşünüyordu.
Yine sıradan bir yarış günü öncesi penceresinin önünde kahvesini yudumlarken,diğer taraftan koşacak atların listesini inceliyordu.Bir ara gözü sokakta oynayan çocuklara takıldı.Çocukluk günlerinin hayaline daldı.Gözleri dolmuştu."Ne güzeldi o yıllar" diye mırıldandı."Bizim zamanımızdaki oyunlar şimdi yok.Bizler ne kadar şanslıydık.Her yer yemyeşildi.Kırlarda koşar,akşam eve kendimizi zor atardık.Sonra babamızın yolunu gözlerdik.Bu akaşam bize ne getirecek diye.Hatta hatırlıyorumda o oyuncakları yatmadan önce yastıklarımızın altına koyardık.Gece rüyalarımızda görelim diye,görürdükde" derken aklına parlak bir fikir geldi.Kendi kendine "neden olmasın ?" derken gözleri parıldıyordu."Şansımı bir kerede böyle deneyebilirim,bu köhne evden başka kaybedecek neyim kaldıki "dedi sabırsızlıkla gece olmasını bekledi.
Gece olmuşdu.Yarış bültenini itinayla yastığının altına koydu.Gözlüklerini çıkardı.Fakat rüyayı daha net görmek için tekrar taktı ve uyudu.Sabah uyandığında gözlükleri gözünde değildi,düşürmüştü.Neyseki hala sağlamdı.Fakat rüyasında gördüğü hiç bir şeyi hatırlamıyordu.Hatırladığı tek şey epeyce biriken borçlarıydı." Lanet olsun " dedi ve kalktı.
Günler geçiyordu.Ahmet bey ise süreki kaybediyordu.Ama yarış bültenini yastığının altına koyarak uyumayı ise alışkanlık haline getirmişti.Ama değişen bir şey olmuyordu.Rüya işinden de tam ümidi kesmiştiki bir gece aniden uyandı.Karanlıkda gözleri parıldıyordu.Gözlüklerini taktı.Kalemi kaptığı gibi yastığının altındaki yarış bültenine rüyasında gördüğü " 3 6 4 2 1 9 " nolu atları işaretledi.Yüzündeki mutluluk açıkca belli oluyordu." Sonunda şansın banada güleceğini biliyordum" dedi ve keyifle yatağına uzandı.
Ahmet bey o sabah her zamankinden daha neşeli uyandı.Islık çalarak banyoya girdi.Traşını oldu.Memuriyetten kalma lacivert takımlarını çıkardı." Bunları giymeyeli uzun yıllar oldu ama bugün çok özel bir gün.Atyarışlarında en büyük ikramiyeyi kazandığımda gazeteciler fotoğrafımı çekmek için sıraya girecekler,yakışıklı olmalıyım." dedi ve soluğu en yakın tefecinin yanında aldı.Değerinin çok altında evini ipotek ettirdikden sonra aldığı para ile hipodromun yolunu tuttu.
Hipodrom her zamanki gibiydi.Sanki trenler,otobüser,minibüsler buraya çalışıyormuşcasına kalabalıkdı.İnsanlar telaşla bir yerlere koşturuyorlardı.Ahmet bey ise kendinden emin,sakin görüntüsüne rağmen heyacanlıydı.Bugün onun için çok önemli bir gündü.Ne elde ne avuçta kalmıştı.Evinide hiç denilecek bir para karşılığında tefecilere vermişti.Her şey istediği gibi gitmezse sokaklarda kalabilirdi.Bu karmaşık düşünceler içerisinde elindeki paranın bir kısmıyla rüyasında gördüğü numaralar üzerine oyun oynayarak tribündeki yerini aldı.İşte beklediği an gelmişti.Yıllardır herşeyini verdiği bu talih oyunundan rahat bir hayat sürecek miktarda para kazanacağı gün gelmişti.Böyle düşünüyordu Ahmet bey.
"Ve yarış başladı sayın yarışseverler" diye bağırdı spiker.Fakat o da ne üzerine oyun oynadığı " 3 " nolu at tökezleyerek düşüyor ve şansını şimdiden kaybediyordu."Tanrım mahvoldum" dedi Ahmet bey.Ne yapacağını şaşırmıştı.Başını ellerinin arasına almış kendi kendine konuşuyordu.Bu arada yarışıda" 9 " nolu at kazanmıştı.Ahmet bey üzüntüyle yarış bültenine işaretlediği rüyasındaki numaranın son rakamının " 9 " olduğunu farketti." Ben ne aptalım.Rüyaların tersi olur derlerdide inanmazdım.Rüyamda gördüğüm numaralar tersden başladı. " dedi ve gişeye koştu.Son parasınıda sondan ikinci numara olan " 1 " nolu ata yatırdı.Yarış başlamış "1" nolu at iyi bir startla başa geçmiş ,yarışın son metrelerinede önde girmişti ama yarış bitmek bilmiyordu.Tam yarışı kazanacakken arkalardan kuvvetle gelen bir ata yenik düşmüştü.İşte o anada Ahmet beyin dünya başına yıkıldı.Zaman durmuştu.Elleri titriyor,çocuklar gibi ağlıyordu.Bütün bu olanlara inanamıyor,rüya olmasını istiyordu.Evet rüya olmalıydı tüm bu yaşananlar.Birinin onu uyandırmasını,bu kabusun bitmesini istiyordu.Ama her şey gerçekti ve Ahmet bey her şeyini kaybetmişti.
Yavaş adımlarla hipodromdan ayrılırken,dalgın dalgın yürüyor,hiç bir şey düşünemiyordu.Nereye gideceğini,ne yapacağını bilmiyordu.Hatta tren raylarında yürüdüğünün bile farkında değildi.Bir anda acı bir düdük sesi duyuldu.Duymayan ise Ahmet beydi.Etrafı korkunç bir feryat kaplamıştı.
Ertesi gün Ahmet beyin tüyler ürpertici ölümü tüm gazetelerin birinci sayfasında yer almıştı.Hemen resminin alt tarafın da ise Milli Piyangoda en büyük ikramiyeyi kazanan numara yazıyordu. " 3 6 4 2 1 9 "
Ahmet beyin resminde tatlı bir tebessüm vardı.Sanki numarayı görürcesine,şansına gülercesine.
@1990
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.