KAPI ÖNLERİNDE..!
Kapı önlerinde …!
Yoğun bakım odasındaki sessizlik gecenin en siyahını kıskandırmaya bile yeter.Azrailin sıkça uğradığı bu mekanda umut zincirlerine sarılmış yaşamlar gitmekle kalmak arası acıları,ağrıları yenebilmek için çırpınıp dururlar…
Belki içerde yatana faydası olur diye odanın önünde bekleyenlerin,içerde yatanın gitmesini engelleyebilme umuduyla kenetlenir dişleri,elleri,yürekleri.
Oğlum 6,5 yaşındayken tanıştım yoğun bakımla,ömrümün en zor sınavıydı.Çocuğum olmadan bir tek güne bile uyanmayı düşünmeden bekledim azraili ,ve ağlamanın her zaman iki damla yaş olmadığını o kapının önünde beklerken öğrendim.
Küçücük ellerin avuçlarımda
Ter içindesin oğlum.
Yazgı diye alnıma yazılanları
Islak avuçlarınla sil,ne olur…
Gel vazgeç gitmekten oğlum
Ellerimi sıkı tut
Umutlarımızı kenetleyelim
Hüznümüzü
Gelecek günlerin sevinciyle boğalım.
Güzel gözlerinden gülümsemeni çaldırma
Sevinçlerini uğurlama ne olur.
Gel birlikte bir kez daha yakaralım Allaha
Kim bilir belki güneşimiz doğar sabaha. ((1987/göztepe ssk))
Uzun beyaz florasanlar ile aydınlatılan koridorlarda,üzerine ilaç kokuları sinmiş,korku…umut ve endişeyle beraber geceyi sırtlayıp sabaha taşımaya çalışırken,
Tebessümünüz yağmur,
İçiniz sırılsıklam olur…
Kapı önlerinde azraili beklemek zordur… sanki gelirse içeri girmesine engel olabilecekmişiz gibi.
Rukiye KAN(Enderoğlu)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.