5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
953
Okunma
On gün önce...
Aylardan Temmuz..Günlerden Cuma..
Evde telaş hakim..Erenköy’deki taş konak sakinleri, bir haftadan beri ayaktalar..
1950 lerden kalma bu taş konakta Evliyaoğulları ailesi oturmakta..İki katlı binanın giriş katında yemek odası, mutfak ve servisler ile geniş balkon, üst katında yatak odaları ile çam ağaçları manzaralı teras vardı..Binanın bahçesinde güller, ıhlamur ağaçları ile yasemen kokularının yayıldığı çardak bulunuyordu..Bahçe kapısının yanında mermerden yapılmış bir çeşme duruyordu..
Evliyaoğullarının bir kızı ve bir oğlu vardı..Kızı Aysun, Eczacılık Fakültesinde okurken tanıştığı Birkan ile evlenmiş ve şimdi, kırk günlük bir torunları vardı..Oğulları İsmail ise İngiltere’de, Hukuk öğrenimi son sınıftaydı..
Bir hafta önce, İsmail’den bir telefon geldi..Bir kız arkadaşı ile İstanbul’a geleceğini söylemesiyle, ailede, sevinç ve heyecan başlamış oldu..
Üç gündür, mutfak, tam gün mesai yapıyordu..Bir tarafta İsmail’in sevdiği, ince, kalem gibi yaprak dolması sarılıyor..bir tarafta, katmer börekler açılıyor..diğer tarafta, hanımgöbeği tatlısı yapılıyordu..
Aysun;
-Anne! Aklıma geleni, söylemeden edemeyeceğim..İsmail, acaba, bu İngiliz kızı ile ciddi bir şeyler mi, düşünüyor?..Bu güne kadar, bizimle, hiçbir kız arkadaşını tanıştırmadı..
diye sordu..
-Benim de aklıma geldi..Beni biliyorsun..Oğlum mutlu olsun, önemli olan o..Ama baban, ne düşünür, bilemiyorum.. Sana da, ona da, pek düşkündür..İkinizin de, yanında olması, onu mutlu eder..İsmail, bu kız ile evlenip İngiltere’de kalır diye, endişelenebilir..
-Eğer.. Ben, kızı seversem..merak etme babamı da, ikna ederim..Hah.. hah.. hah..
Anne kız gülüşürken, kapı çaldı..
Aysun;
-Babacığım! Hoşgeldin.. diyerek , iki kolunu, babasının boynuna, dolayıp, yanaklarına defalarca öpücük kondurdu..
-Dur! Benim delişmen kızım! Dur..Anne oldun, hala, küçük kız gibisin..dediyse de Aysun, babasını bırakmaya niyetli değildi..
Ferit Bey, çareyi,
-Haydi! Hazır mısınız?..Havaalanına gidiyoruz..Haydi çabuk oluuunn..diye bağırmakta bulur..
-Hayır baba! Bu sefer olmaz.. her seferinde erkenden gidiyoruz..Saatlerce bekliyoruz..Artık ailemizin yeni üyesini unutmayalım..Dede olmak öyle kolay değil..Süt saatini evde geçirip öyle gideriz..
Ferit Bey, oğlunun her geliş gidişinde heyecanlanır.. evi de,telaşe verirdi..
-OOO..oo..Siz beni bugün çok üzeceksiniz..En iyisi bu sefer ben yalnız gideyim..
-Aman Ferit..Yine acele edip iki ayağımızı bir pabuca sokma lütfen..
diye,Selma Hanım mutfaktan konuşmaya katıldı..
Ferit Beyle Selma Hanım, büyük bir aşkın sonunda evlenmişler..Gün geçtikçe birbirlerine daha çok bağlanmış, nadir, karı kocalardan biriydiler..Ferit Bey, ailesi için çok çalışmış, onların refahını temin etmiş..yeni emekli olmuştu..Şimdi en büyük arzusu, çocukları, torunları ile beraber günlerini geçirmek, onlarla seyahat etmekti..
Uzun süre kapının çaldığını hiç kimse duymamıştı..Selma Hanım,
-Ayol! kapı çalıyor..Hiçbirirniz duymuyorsunuz..Kim gelmiş ..Bir bakın..diye seslendi..
- Birkan’dır..O da bizimle havaalanına gelecekti..diye Aysun kapıya koşturdu..
Devam edecek..