AH İSTANBUL SANA NE DESEM
NE ZAMAN BİR VAPUR GÖRSEM
ne zaman bir vapur görsem
hep İstanbul gelir aklıma
bir martının kanadında
yoksul ve çok çocuklu bekçi gibi
çığlık çığlığa
ne zaman bir vapur görsem
hep İstanbul gelir aklıma
kırık simit tezgahında
yaşlı simitçinin simit satıp ilaç aldığı
bozuk paralarında
ne zaman bir vapur görsem
hep İstanbul gelir aklıma
bakıp dikiz aynalarımdan
fötr şapkalı birisini arar gözlerim
arar bulurum ya sonunda
darulacize koridorunda
beni kendi kızı sanıp,
bu son vapur muydu der sarılır boynuma
elleri ellerimde nasıl da gülümser
baktığım zaman fötr şapkasına
sus pus olurum,ağlayamam
ne zaman bir vapur görsem
hep İstanbul gelir aklıma
vapurun ilk ıslığında,ilk dumanında
yoluna yokuş deyip de yakalamadığımız
varoşlarda kaybolup gidenler gelir
ne zaman bir vapur görsem
içindekiler acaba el mi oldular der
el sallarım giderler
ne zaman bir vapur görsem
hep İstanbul gelir aklıma
. . .
AH İSTANBUL HANİ NEREDESİN ?
SENİ GÖREBİLMEK İÇİN FOTOĞRAFLARA MI BAKMAK GEREKİYOR ?
YA DA ŞİİRLER YAZMAK,YENİDEN RESMİNİ Mİ ÇİZMEK...!
FAKAT OLMAZ Kİ NE O SEN SENSİN,NE DE ZAMAN AYNI ZAMAN.ŞİMDİ ANLATSAM YA DA SENİ KARALASAM,HANİ VAR YA SEN BİLE KENDİNİ GÖRSEN GÜLERSİN.
Neyse hadi boşver,nasılsın iyi misin,ya çoluk çocuk!
Yaşlılarını sormaya korkuyor insan.Biliyorum çoğu DARULACİZE’de.Şimdi başını nasıl da öne eğersin vay be İstanbul.Oysa eskiden evin reisi onlar değil miydi ya ESKİ İSTANBUL ?
Şu sizin çoluğu çocuğu sorsam dedim,nasıllar.Geçenlerde gördüm üstleri başları yırtık pırtık,ellerinde tuhaf birşey gece vakti İstiklâl’de ne işleri var öyle.Hayırdır paran mı yok çocuklara üst baş almıyorsun,yıkayıp giydirmiyorsun.Oysa eskiden kırmızı rûgan papuçlarla yatırmaz mıydın oğlum yahu sen onları hayret valla ESKİ AH İSTANBUL AHH ?
Bir de senin hatunu gördüm,elin evinde cam siliyordu.Kardeşinin evi falandır dedim önce durakladım oyalandım oralarda.İşinin bitmesini bekledim,bitmedi.
Bizim köşedeki Bakkal Remzi Efendi vardı ya ona uğradım,bakkal amca ölmüş,oğulları işletiyor dükkanı.Numaradan bir gelincik istedim güldüler,Gelincik gelin oldu haberiniz yok mu dediler.Peki dedim şu cam silen kadını tanıyor musunuz ?Hee ne olmuş.Para kazanmak için evlere cam silmeye gidiyor.Nasıl utandım bilsen,onun cam silmesinden değil haa,kendimdem.
Gördün mü İstanbul bu devirde kimsenin namusunu kurtarmaya uğraşmaya çalışmayacaksın!Yoksa sen demir parmakların ardındayken senin hatununa al bu fistanı da sen giy diyen oluyor mu.?Yoo,tam tersi gel şu camı sil diyen oluyor değil mi İstanbul
AH ESKİ İSTANBUL hani hatunlar SULTANDILAR ?
Hani senin fötr şapkalı beyefendilerin,hani onun kollarındaki cicili bicili hanımefendilerin.
Şimdi başka evlerde temizliğe mi başladılar.
Hani kırmızı rûgan papuçlu çocuklar,şimdi sokaklarda esrara mı başladılar.
Nerede değer verdiğin yaşlılar,şimdi yapayalnızlar.
AH İSTANBUL NE DESEM,RESMİNİ Mİ ÇİZİP SANA GÖSTERSEM.
Hani vakit bulursan KAPKAÇÇILARINDAN buyur gel de uğra birer demli çay içelim, Arnavutköy’de DERTLEŞELİM,Kuzguncuk’ta SOHBET edelim.
KIZKULESİ henüz yerindeyken hadi yetiş de gel bir çay da orada İÇELİM.
SENi nasıl özledim bilsen ESKİ İSTANBUL...AH İSTANBUL.
19 - 8 - 2010
YORUMLAR
İstanbul ...
Rengiyle, dokusuyla ve bilinmezliğinin içinde aşikarlığının cezbeden ruhunu bize yaşattığınız için teşekürler Sevgili Davidoff..
Davidoff
Sevgilerimle.
İNAN HARİKASIN ŞİİRLE ANLATIMLA.....HELE ESKİ İSTANBUL ÖZLEMİ İLE YANAN YÜREĞİN...NEYDİ O ZAMANLAR DEĞİL Mİ? NEZİH, KİBAR, BEYEFENDİ, HANIMEFENDİ İNSANLAR KOL GEZERDİ ŞİMDİ NE KADAR KOZMOPOLİT BİR ŞEHİR OLDU İSTANBUL ÇOK GÜZEL BİR ŞEHİR YİNE DE AMA HEYHATTTT ESKİ İNSANLARI HANIMEFENDİLERİ BEYEFENDİLERİ İSTANBUL ŞİVESİ İLE KONUŞANLARI ÇOK NADİR ....KALEMİNİZ HİÇ SUSMASIN KUTLARIM SİZİ SEVGİLERİMLE ARKADAŞIM....
Davidoff
SEVGİLERİMLE.
resimler öyle güzel anlatımışki sanki bir slayt gibi geçti gözlerimin önünden yazı çok başarılı sanki benim gibi istanbul hasreti ile yanıp tutuşan istanbul aşığına o kendine has kaprisleri olan bu esiz şehrin kokularını savurdu geçti birkez daha hatırladım hasretimi
şidi o fötr şapkalı adamın peşine takıldım geziyorum yeniden ve yeniden
sevgilerimi yoluyorum istanbulun o iyotlu deniz kokularına sarıp
Davidoff
NE YAZIK Kİ BİR İSTANBUL OLMALIYDI İÇİNDE HATIRALARA DOLU.
MÜZELERİ,SARAYLARIYLA DOLU İSTANBUL KALMALIYDI...!
DÜNYADA Kİ ANTİK TEK ŞEHİR " İSTANBUL " OLMALIYDI.
Dünyada her yanı deniz ve göllerle çevrili,boğazdan başka milletlere açılan tek şehir İSTANBUL!!!
ve biz o boğazı kendi ellerimizle BOĞAZLADIK.
Davidoff
İstanbul'da yaşamayan onu hâla ESKİ İSTANBUL sanıp ah vah ediyor!
BİR KOŞSAM,ONA BİR KAVUŞSAM.
GELİN KOŞUN TAŞI TOPRAĞI ALTIN İSTANBUL'un...!
TEŞEKKÜR EDERİM Sn.Tezal.
özlediğince eskimiş olmak
bizim oralarda yaşlılık diye algılanmaz.
kuyruğuna dilekler yazılmış uçurtmalar kasten ipinden kesilip özgür bırakıldığında
hayallerini özleyeceğini bilir aslında ustası
sevmek neden hep böyle eskimek demek davidof..?
güzel yazıydı
sevgiler saygılar
Davidoff
Sonra da üzülüyoruz,başka milletlerin antikalarını izlemek için dünyanın parasını verip ülke geziyoruz.
Hep merak ederim ACABA İSTANBUL BAŞKA ULUSLARIN ELİNDE OLSAYDI NASIL BİR YER OLURDU ?
Yorumun için TEŞEKKÜR EDERİM Toynak.
Duyarlı yüreğiniz kutlarım. Hayallerin şehri kimseyi hayal kırıklığına uğratmasın. İstanbul'un güzelliğine eş hayatlar olsun. Tebrikler. Saygı ve selamlarımla..
Davidoff
Ne kadar haklısınız "Hayallerin şehri kimseyi hayal kırıklığına uğratmasın".
UMARIM ÖYLE OLUR...
İNŞALLAH.
Ah İstanbul...
Birkere sana dokunsam sonra ölsem ölsem ölsem...
söz kimseye söylemem koynunda bana bağışladığın renklerin sırrını...
tebriklerrr....
Davidoff
Aslında "SUÇU BİZ İŞLEDİK" ama her zaman BİR SUÇLU ARANIR.
Tıpkı " İSTANBUL" gibi.
Sevgiyle kalın.