- 1675 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
ALACA'YA GELDİLER... EVET GELDİLER!!!
Ağustos ayının ilk haftasında, Aaca’da düzenlenen şiir etkinliğine katılan dostlarımız, o gün yaşananları ayrıntılı olarak yazı ve şiirleriyle anlatmışlar. Ben de etkinlik öncesi yaşananları ve izlenimlerimi anlatmak istiyorum:
Mersin’den yeni gelmiştim. Alaca’da birkaç gün kaldıktan sonra, bir aydır yolumuzu gözleyen kayın validemi ziyaret için Sungurlu’ya geçtik. Sungurlu’ya daha varır varmaz, bizim muhterem Durdu Şahin aradı beni… “Nerdesin kardeşim, Edebiyat Defteri’nin yönetim kadrosunu Alaca’ya getiriyoruz. Mazeret istemem, cumartesi günü saat tam 12’de dergiye gelmelisin!”
Durdu Hoca’nın heyecandan sesi titriyordu. Durdu Hoca’yı çok yakınen tanırım. Aynı okulda 4 yıldır beraberiz. Eskiden “Birikim” adıyla çıkan “Seviye “ dergisi bürosunda çok derin muhabbetlerimiz olmuştur. Sayın Cumhurbaşkanımızın Alaca’ya geldiği gün bile bu denli heyecanlı değildi O.
O saatte orada olacağımı söylememe rağmen, üç kez daha aradı beni. Zannediyorum ki, katılımımı garanti altına almak istiyordu. Eminim ki etkinliğe katılan herkese aynı muameleyi yapmıştır.
O gün, saat 11.30’da Seviye Dergisi bürosuna geldim. Yozgat Şairler Birliği Başkanı Ahmet Sargın ağabeyimiz ve Coşkun Arslan benden önce gelmişlerdi. Durdu Hoca’nın heyecanı tavan yapmıştı. Dizleri titriyor, heyecandan oturamıyordu bile… Etkinliğe katılacakların listesini istedim, sürpriz olsun diye vermedi. Heyecanına bakılırsa, galiba üç beş devlet başkanı, sekiz on vali ve bir o kadar da üst düzey bürokrat gelecek zannettim.
Öğle yemeği hazırlıkları sürerken, Durdu Hoca heyecandan ordan araya koşturuyordu. Bir an durup, “Hocam bu kadar heyecana gerek yok. Biraz sakin ol. Sen bize lazımsın.” Dedim. Kendine has üslubuyla: “Halil Hoca, bırak da heyecanımı yaşayayım. Benim hatırıma İstanbul’dan kalkıp gelen misafirlerime ikramda kusur etmemem lazım” diyordu.
“İstanbul” ismini duyunca, ilk tiyoyu almıştım. Galiba bizim Habip geliyordu. Habip Dağ ile Edebiyat Defteri’nin en son Ankara etkinliğinde görüşmüş ve tanışmıştık.
Bu arada saatler 13’ü gösterirken, Durdu Hoca, zirve yapmış bir heyecanla. “Geldiler geldiler!” diye kapıdan seslendi. İçeri girdiğimde, Ahmet Akkoyun ve İlhami Erdoğan ile tanıştık. Diğer misafirlerin de gelmek üzere olduğunu söylüyordu.
Durdu Hoca, “Hocam arabanla bizim evden börekleri alıver. Eve haber verdim” dedi. Börekleri almak için çıkıyordum ki, karşımda tanıdık yüzlerle karşılaştım: Şecaattin Öztürk (Toynak), Habip Dağ (Ansızın), Selami Sevinç ve değerli eşleri Lütfiye (Asran) ve Defterin Gizemli yüreği Emine…
Misafirlere “Hoş geldiniz “ dedikten sonra, börekli, ekmek arası sucuklu ve bol meşrubatlı bir öğle yemeğine başlamıştık. Durdu Hoca’nın heyecanı sürüyordu. Hiçbir şey yiyemedi heyecandan…
Veli Çayırı mesire yerindeki karpuz ziyafeti ve samimi sohbet görülmeye değerdi. Toynak, her fırsatta Durdu Şahin’in sitede yasaklı olduğundan dem vurup latifeler yaparken, Habip sadece dinliyor, konuşmaları hafif bir tebessümle geçiştiriyordu. Durdu Hoca ise, yasağın kalkacağını bilircesine samimi itiraflarla insanları güldürüyordu.
İkindi vaktinde, Alaca’nın en eski Türk İslam eseri olan Hüseyin Gazi Medresesi ve türbesi’nin bulunduğu yere gittik. Yer yer yok edilen, harap vaziyetteki bu ata yadigarını misafirlerimize gezdiriken, Alaca’da ikamet eden bir sanat tarihçi olarak çok utandım. Zira, bu eser çok bakımsız ve içler acısı bir haldeydi. Değerli Lütfiye Sevinç hanfendinin, restorasyon bölümü mezunu olduğunu orada öğrendim. Benim sahip çıkmakta yetersiz kaldığım bu mirasa Lütfiye hanım ve Selami Beylerin sahip çıkacağından artık emindim.
Hüseyin Gazi Türbesi dönüşünde, görevi vesilesiyle henüz aramıza katılan kardeşim sevgili Murat Canbolat’la buluştuk. Murat Danlı, Cemalettin Gürpınar, Güner Kaymak, Halit Yıldırım, Arap Kurt, Nuh Comba, Şükrü Bilgili, Oktay Zerrin, Kadir Şimşek, Mustafa Bolat ve ismini sayamadığım onlarca değerli dostumuz da oradaydı. Akşam yemeğinde aramıza katılan, 81’lik delikanlı, Halil Erduğan’ı da unutmamak gerek.
Herşey güzeldi. Bu etkinlikte her türlü imkanı sağlayan belediye başkanımız M. Esat Eyvaz’a ve yardımcısı Şecaattin Arklan ‘a tüm katılımcılar adına teşekkür ediyorum.
YORUMLAR
güzel yazınızı kutlarım değerli şair arkadaşım,sn.hocam,sizin gibi iyi niyetli ve güleç yüzlü dost canlısı insanlarla tanışmaktan son derece onore ve mutlu oldum ve bunu da değerli Durdu Şahin bey hocamıza ve Alaca ile Çorum Belediye Başkanlarımıza borçluyuz,sağolsunlar,varolsunlar..Allah her il ve ilçeye hatta bucağa,köye böyle sanattan ve edebiyattan,musikiden anlayan ve destek veren başkanlar nasip etsin inşallah,kutlarım tekrar,sevgi ve saygımla,selamlar...