Açlık ve Yokluk.

• 19 Ağustos 2010 Perşembe 11:30:30

Dinsizliğin ve ahlaksızlığın açlık ve yokluktan kaynaklandığını iddia eden bir dosta yazılmış cevabi bir mektuptur.

Değerli Kardeşim.
Çok güzel konulara temas etmişsiniz sizi tebrik ederim.
Anlattığınız gibi Peygamberlerin mucizelerini görmelerine rağmen insanların birçoğu iman etmedi.
İman edenlerin bile birçoğu sonradan irtidat etti yani dini terk etti.
Fakat insanların iman etmemeleri veya iman edenlerin dinlerini terk etmeleri Peygamberleri dini tebliğ vazifesinde yese düşürdü mü?
Bunlar iman etmezlerde onları dine davet etmeyeyim diyen bir Peygamber var mı?
Asrısaadette Peygamber efendimize en sert davranan ve en ağır hakaretleri yapan Ebucehile Efendimiz herkesten daha çok gitmiş ve herkesten daha çok dine davet edilmiş değil mi?

Açlığa gelince açlık asla imansızlık sebebi olamaz.
Sahabiler iman ettikten sonra yaşadıklarını İslam tarihine baktığınızda rahatlık ile görebilirsiniz.

Bırakın inanları Peygamberimiz bile açlıktan beline iki taş bağladığı siyerin nebide açık ve net bir şekilde yazılıdır.
Ebu Hureyre’nin Ra. Açlıktan bayıldığı sayılamayacak kadar çok vuku bulmuştur ki saralı olduğunu zan edenler olmuş.

Değerli Dostum algılama sizin de değiniz gibi sağlıklı beyinlerin bir fonksiyonudur.

Yine bahsetmiş olduğunuz gibi geleceğini şans oyunlarında görmek, açlıktan değil olsa olsa ahlaksızlık, inançsızlıktan ve asalaklıktan olabilir.

Maalesef günümüzün insanı çalışmadan usta, okumadan âlim, kazanmadan zengin olma tembelliği ve ten perverliği, ahlaksızlığı ve asalaklığı içinde bunalımların girdabında yok oluyor.

Sonra yoksulu, işsizi, hastası, sakatı olmayan bir millet bir devlet bir dünyada var mı?

Evet, materyalist mantık makyevalist düşünce insanlarda hâkim olduktan sonra elbette 100 dolar değil bir dolara bile, insanlar günde bin defa din değiştirse çok görülmez.

Bilal-i Habeşi ismini duymuşsunuzdur.
Mekke’de kızgın kumlar üzerine çıplak vücut ile yatırılıp göğsü üzerine kocaman kayalar koyulup Allah’ı inkâra putları ilah olarak tasdike zorlandığını,

Musab bin Umeyrin annesi tarafından İslamiyet’i terk etmesi için deli gibi mahzenlerde bağlandığını,

Ammar bin Yasirin dayanılmaz işkencelere maruz kaldığını eşi Sümeyyenin el ve ayakları farklı develere bağlanarak ters istikametlere sürülerek ikiye yarılarak şehit edildiği ve İslam’ın ilk şehidi olma şerefine kavuşarak basit bir kadın iken ismini tarihin şanlı şahsiyetlerinin arasına yazdırdığı.

Değerli dostum.
Dikkat edilirse imansızlığın ana sebebi açlık değil baskı değil sadece ahlaksızlıktır.

Amma açlıkta elbette kolay değil.
Allah açlık, yokluk ve kıtlık ile terbiye etmesin.
Dünyanın her ülkesinde ve her yerinde olduğu gibi bizim memleketimizde de fakir vardır.
Fakat aç yoktur.

O aç dediğimiz insanları hangisi her gün en az 5.00Tl den aşağı bir iki paket sigara içmiyor?

Hangisinin cebinde milyonluk telefon yok?
Telefon olması ile de kalmıyor, akşama kadar en az 500 konturluk gevezelik yapmıyor.
Aç dediğimiz gençlerin çoğu NİKE markalı ayakkabıdan aşağı giymiyor.

Çok şükür ülkemizin yollarında artık 2000 modelin altında arabaya az rastlanıyor.
Süper marketlerin gişelerinde para ödemek için yarım saat kuyruk beklediğimiz oluyor.

Bütün bunlar bir tarafa.
Benim yazılarımı okuyan kitlenin aç olduğunu söylemek mümkün mü?
Sanıyorum çoğunun tuzu kuru kadını erkeği ile akşama kadar bilgisayar başında ömürlerinin değerli dakikalarını ÜTOPİK AŞK ŞİİRLERİ YAZMAK VEYA SİYASİ GEVEZELİKLER İLE GEÇİREN insanlar değimli?

Değerli dostum Ben şunu bilirim.
Evet, Açlık, Yoklu, Kıtlık, Çersizlik zor dur Allah kimseyi imtihan etmesin.

Fakirlikten dolayı imansızlık olmaz.
İmansızlık olsa olsa kontrol edilemeyen zenginlik ve ıslah ve terbiye edilmeyen nefsin hayvani arzularının doymak bilmeyen ahlaksızlığından ve bir de doymak bilmeyen aç gözlülerin KANATSİZLİĞİNDEN kaynaklanan isyandan başka bir şey değildir.