- 6233 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Kuran-ı Kerim'i Sevmek
Allahı sevmek; Kur’an-ı Kerim’i anlayarak okumayı gerektirmez mi ?
Daha önceki yazılarımda da belirttiğim üzere; bize yön verecek, hayatımızın ufkunu açacak ve bizi Rabbimiz’e yaklaştıracak hazinedir KUR’ANI KERİM..
Diğer kaynak kitaplar, bizlerin yorumlarıyla ve hayata bakış açımızla eşdeğerdir.. Onları aslının yerine koyarsak binanın temeli gibi hayatımızın da temelini oluşturamaz bir sürü yanlışlıklar ve bocalamalar en kötüsü de dinimizi zorlaştırırız.
Kuranın dışında bazı cemaatlerin kendi kitapları var mesela. Oraya ait üyeler onları okurlar toplantılarında. O kitaplarda ayet yorumu /tefsiri ve bazı hadis diye (acaba gerçekten peygamber söylemiş mi? Onun sözü mü? Sorgulamaksızın) Onları anlatırlar.
Hatta ders verilir sayfa sayfa çalışmaları için, buraya dahil olan insanlara. Yanı yine asıl kaynağın dışına çıkılır. Kuran alıntılarını ara arakullanıp, kendi yorumuyla harmandırılmış kitaplardır bunlar. İlmihaller de bunlardan ufak bir kısmıdır.
Öyle ki bazı ilmihal kitaplarında İncil ve Tevrattan bile alıntılar yapılabilmektedirler. Televizyon da dini yapılan filmler bile o kitaplardan alıntılarla dolu... O yüzden yeni gelişim çağındaki çocuklarımız din diye o başka kaynakları kurandan bilmektedir. Çok meraklı ve herşeye inanmayanlar asıl kaynağı bulabilirler. Onlar düşünen ve merak eden bir grup.
İnanç, teslimiyet gerektirir.
Bir de sorgulatır sürekli, çıkmaza girdiğinde illa yol göstericidir.
Sanırım öğrenmenin sırrı şüphe duymakta. Peş etsen o zaman aklını kullanamazsın, senin yerine başkaları kullanırdı. Onların her dediğine inanır onları yüceleştirirdin. O yüzden kuran hep akletmezmisiniz der.. akıl yürüt/aklını kullan. O yüzden anlayarak okumak gerekir. Hatta o kadar çok meal var ki çevirilerinde hataları bile olabiliyor. Tek meal le olmuyor, internet çok işe yarıyor o yüzden. Farklı kişilerin mealleriyle kıyas etme imkanı sunuyor . Kalbine yatmıyorsa bir meal mesela( bunu hissediyorsun zaten, bir kopukluk oluyor şüpheye düşüyorsun. Olurmu ya da nasıl olur ya diyorsun) araştırdığımda gerçek çeviriye ulaşabiliyorum. O yüzden her okuduğumda kuran yeni iniyormuş gibi, aa diyorum ben burayı daha önce nasıl okumuşum. Yeni okumuş gibi, muhteşem bir farkındalık anlamı veriyor.
ARAF SURESİ
26- Ey Âdemoğulları! Size avret yerlerinizi örtecek giysi ve süslenecek elbise verdik. Takva (Allah’a karşı gelmekten sakınma) elbisesi var ya, işte o daha hayırlıdır. Bu (giysiler), Allah’ın rahmetinin alametlerindendir. Belki öğüt alırlar (diye onları insanlara verdik).
- - - -
Kimsenin kimseden üstünlüğü yoktur dinimize göre. Tevhid inancında insan özgürdür, sadece Rab vardır. İbadetlerde sevgiliye yakarış vardır.
Aşk ile yapılır zorlanmaksızın, denetlenmeksizin yürek konuşur.
..
Peki ya niye Kur’an okunmaz, sadece ilmihal tarzı kitaplarla dinimizi yaşamaya kalkarız.
İslamiyeti ruhuna işleyen insan sadece kaynak olarak Kuran’ı görür, yaradıcısıyla konuşur her daim.
Tevhid inancında araya başka bir insanı sokarak dua yapmak (papaza günah çıkarmak gibi)
bu kim olursa olsun, iyi bir zat bile olsa onun arkasına sığınarak istekte bulunmak şirk değil de nedir?
Kuranı sevmek; onu okumaktır, doyasıya anlayarak, düşünerek…
Sanırım biz hata ettik Yarabbi!
Sen bağışla bizi!
Sensin bize bizden yakın,
Sensin yaratıcı
Sensin affeden!
Bizi bağışla!
Dinimiz sadece namaz oruçtan ibaretmidir ki…
Tüm peygamberlerin yaşadıkları geçer kuranda. Onları kıyas edip, birbirlerinden üstün göstermek kuranın verdiği bilgilere göre terstir. Onlar o dönemin seçilen uyarıcı kulları ne çok uğraşmışlar, insanlara doğru yolu(sırat_ı müstakimi) göstermek için. Onların hepsine selam olsun.
On beş yıl önce bazı yorumları din sayıp, kendimi suçlu ya da diğer insanlardan ‘ayrı düşünüyorumu’ içimde çözemiyordum. Araştırarak ve Kuranı okuyarak, Allah bana yol gösterdi ve daha önceleri algılamadığım Kuran mealini, şimdi idrakini yaşıyorum. Okudukça bana verdiği feyzi hiçbir insan veremez. İlahiyatçıların hepsini seviyorum akıllarını işletenler de var gelenekçi olanlarda. Sonuçta hepimiz beşer değilmiyiz!..
Kime nasip kime kısmet işi.. Kuranı okuyarak düşünmek, beynimizi bu doğrultuda uyanık tutmak hayatın manasını çözmede muvaffak kılar. Hiç abartısız ve sukut ile ..
İsteğim yeni neslin, Kuran’ı kendi özüyle ve mealiyle okumaları..
Sapkınlıkların, duygusuzluğun önüne iyi bir ahlakla geçebiliriz.
Bu manada tutulan oruçların bile sadece açlık olmadığı şuuru içinde dini algılamalı,
şükretmenin ve merhametin güzelliğini namazla birleştirmeli..
Bir anlamda bütün ibadeti yaşama dağıtmalı..
Salat oruç ve diğer ibadetlerin beden ve ruhumuz için gerekliliği, farz olması bu yüzden değil mi?
Peki ya Yaradan’ın bizden istedikleri?
Emirleri?
İşte islamiyetin emirleri ve Müslüman olmanın gerekliliği:
Kuran Mealinden Enam suresinin içinde parça parça verilmiştir (Okursanız zaten göreceksiniz) işte buna bazı örnek:
EN’AM SURESİ
51-Rablerinin huzurunda toplanacaklarından korkanları onunla (Kur’an ile) uyar. Onlar için Rablerinden başka ne bir dost, ne de bir aracı vardır; belki sakınırlar
102. İşte Rabbiniz Allah O’dur. O’ndan başka tanrı yoktur. O, her şeyin yaratıcısıdır. Öyle ise O’na kulluk edin, O her şeye vekildir
151. De ki: Gelin Rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım: O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana-babaya iyilik edin, fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin -sizin de onların da rızkını biz veririz-; kötülüklerin açığına da gizlisine de yaklaşmayın ve Allah’ın yasakladığı cana haksız yere kıymayın! İşte bunlar Allah’ın size emrettikleridir. Umulur ki düşünüp anlarsınız.
152. Rüşd çağına erişinceye kadar, yetimin malına, sadece en iyi tutumla yaklaşın; ölçü ve tartıyı adaletle yapın. Biz herkese ancak gücünün yettiği kadarını yükleriz. Söz söylediğiniz zaman, yakınlarınız dahi olsa adaletli olun, Allah’a verdiğiniz sözü tutun. İşte Allah size, iyice düşünesiniz diye bunları emretti.
153. Şüphesiz bu, benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun. (Başka) yollara uymayın. Zira o yollar sizi Allah’ın yolundan ayırır. İşte sakınmanız için Allah size bunları emretti.
@
Kuranı sevmek özlemektendir
Yaradan aşkına kavuşmaktır
Konuşmak, dertleşmektir..