MUHAMMED NERDESİN ?
Aslında şaşırıyorum biraz,yani yazdıklarımla deniyormuyum öyküleniyormuyum yoksa anılarım mı bunlar..tam karar veremiyorum .Anladığım kadarıyla hepsinden biraz var.Hangisine gidiyorsa elim ona tık’lıyorum.
Bakıyorum şiirlerin çoğunda tema ..aşk.Biz sahi bu kadar aşık milletmiyiz diye düşünüyorum.Bu kadar aşkı teneffüs etmiş,yaşamış,maşuk özlemi çekmiş miyiz? Kimbilir...
İçimizdeki şıkır şıkır vehimleri aşka mı benzetmişiz yoksa...
Aşk nedir? Biliyormuyuz....yaşamadan hakkında bunca şey yazılabilir mi? Anladığım kadarıyla..ki bu aralar daha fazla anlamaya başladım fakat oruç münasebetiyle yazmayı erteliyorum..aşk zannettiğimiz duygu ya aşk değil..ya da aşk dediğimiz duygu hakiki aşk değil.Geçici heves ve takıntılarımızı aşk vehmettiğimizden ve aşk olursa erdemli ve ağır olur zannıyla o kelimeye ihale ediyoruz havai ve hayvani duygularımızı,bence.Bence demek ihtiyacı hissediyorum zira bu düşüncelerimdeki tesbitlerim doğru olmayabilir.Yanlış yoldan gitmektense uyarılarak ricat etmek ve hakikati bulmak daha erdemlidir benim için.
Aşk dedin mi bir güzek kız fotoğrafı,silueti düşüyor sayfalara,yazıların içimizi titreten ilk dokunuşlarına. Bundan şunu anlaıyorum ki aşk için ilk önce güzel bir kız lazım..doğru mudur? Sonraki aşama nedir o zaman?
Her duygunun üzerine fiyat etiketi asıldığıgünümüzde aşk’ın üzerine asılmadı mı sizce?
Ramazan programlarını seyredenleriniz eminim farketmişlerdir dine ait ne varsa reyting uğruna nasıl deşiliyor,ayaklar altına alınıyor. O faziletli duygular,ilahi duruş ve hissiyatların ırzına nasıl geçiliyor acımasızca,iyi niyet maskesiyle gizlenen şeytani suratların şehvet kokan paracı anlayışıyla.
Kullanmadıkları bir şey kaldı mı.Alemlere rahmet olarak gönderilen efendimiz Hz.Muhammed ( S.A.V.) ’i kendilerine parasal rahmet sağlamak için kullandıklarını farkedemediniz mi hala?....
Ramazandan ne kaldı geriye açlıktan başka...Çadırlarda eskinin mücahitleri tam teravih saatinde kendileri de iştirak ederek sanatçı bozuntularıyla müzikal programlar icra etmiyorlar mı?
Gözyaşları dökülüyor alınan ücrete göre artık...İstediğiniz saatte...istediğiniz yerde,istediğiniz kişi veya kuruluşa veya devlete.İsterseniz Gazze için ağlıyor şiir okuyan hacca veya umreye giderek azcıkında imana gelmiş kendini sanatçı zanneden artıklar, başkasından iş bulamamış, abdurrahman çelebile....
Müslümanlığı ihale ediyorlar,dönüştürüyorlar "AŞK " dinine.Bir yandan masumları köy köy şehir şehir ülke ülke yok ederken zalimler, diğer yandan bize mesaj veriyorlar "Müslüman terörist olamaz..müslümanlık barış dinidir...aşk dinidir" ..Sizce de öyle mi?
Her yerde bir aşk sarhoşluğudur gidiyor. Ya aşk? Nerde ?
Aşk artık çıkarıp kabuğunu larvalar gibi başka bir isim arıyor kendine.Aşk artık bir mahalle güzelinin berduş ve çapkın mahalle delikanlısı tarafından türlü hoş vaadlerle kandırıp eski inşaatta irzına geçtikten sonra kahvehane arkadaşlarına sunduğu ve akabinde yolu kerhaneye düşen kaderini yaşamışlığın kırgınlığı içinde yeni bir isim arıyor.Adı ne olursa olsun ama şehvetlerinin azgınlığıyla hayvani duygularıyla işgal ettikleri adından kurtulmak,onu terkederek yine o erdemli,o değerli ve deruni duygularla seyr-ü seferettiği günlerin saadetine dönmek istiyor aşk.
Sadece gönüllerde yaşamak istiyor. Yine kalbin en derinide en mukaddes yerinde en ölümsüz mahalinde,en tatlı pıanarlarının altında,nurani ışıltısının aydınlığında var olmak istiyor aşk.
Ne kadar reyting yaptığına,ne kadar oy topladığına kaç dolar ettiğine değil,ne kadar cefa ve fedakarlığa mazhar olduğuna özlem duyuyor aşk.
İşte değişiyoruz,beş yıldızlı iftarlarda arıyoruz Muhammedi yaşamın iç huzurunu, en pahallı porselenlerde en gösterişli elbiselerde,en yağlı yemeklerde arıyoruz Hz.Ali ’yi..Hz Fatıma annemizi....
Kuran günleri düzenliyor bir taraftan eski adet yerini bulsun diye..yarım saat Kur’an okunuyor, sonrası kim ne araba almış,kim yazlık almış,kim kilo vermiş kim almış...kimin kocası ve uzuyor gidiyor liste..Ben de Kur’an gıybet günleri dediğimde kızıyorlar bana haklı olarak..demiyorum.Demediğim zaman öyle olmuyor mu ne dersiniz?
Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir diyen peygambere inat ..komşusu tokken aç yatanları dışlıyoruz içimizden.Sınıf sınıf ayrılıyoruz birbirimizden acımasızca.O haldeyiz ki camilerde bile değişti eski alışkanlıklar.İnsanlar camilerde artık sadece huzur aramıyor,saygı,itibar,yer arıyor azgınlıktan dışarıya fırlayacak haldeki gözleriyle.Halılarda herkesin yeri ayrılmış,rezervasyonlu namazlar kılıyoruz.Yerimiz,sınırlarımız belli.Yanımızdaki müslümana hafiften yaklaşıp omuzlarımızı dokundurduğumuzda sinirli gözler görüyoruz karşımızda..Burası benim senin ne işin var benim hakkım olan arazide der gibi bakıyor insanlar birbirlerine, gittikçe kısalan pahallı marka kaprileriyle nazlı nazlı namaz kılarken pahallı kristal abajurların altında.
Yardımları aleni yapmanın faziletini yaşıyoruz. Aleni yapınca insanlar örnek alıyor yardın larda ve onlar da başlıyor yardıma.Büyük marketlerin depolarında kurumaya çürümeye yüz tutmuş yiyecekleri kutulara doldurup dağıtıyoruz üzerlerine logomuzu ismimizi bastırıp. Yoksa unutlur mu ne melekler tarafında...o kadar masraf yaptıktan sonra yaptığın iyiliğin bilinmemesi ne kadar acı olur değil mi? Zikirmatik gibi çalışıyor kafamız Allaha şükür.Sayarak not alıyoruz duaları Allah dediğimiz adette yanlışlık olmasın diye not alıyoruz.Sonra gittiğimiz yerde hakkımız çalınmasın diye.
Artık derin ve ağır hocalarımnızın hacılarımızın kızları başörtüsü zülmünün, Mavi Marmara şehidlerinin, Filistinin, Afganistandaki sivil katliamın ve zulmün ızdırabını nargile kafelerde atıyorlar..o da atabilirlerse,kaç defa içmek gerekir kim bilir kaç marpuç eskitiliyor Allah rızası için, kaç SMS atılıyor uyarmak için uyuyan yakışıklı müminleri, güzel kızları kim bilir ?
Kaç yüz milyarlık cipiyle sabah namazına Eyüp Sultana gitme kararlığında ve takvasında olan kaç yüce kişi kaldı? Kaç evliya var mahallenizde? Kaç yer evliyası gördünüz? Kaç hava evliyası ?
Kaç din yaşıyoruz bir günde? Kaç peygamberimiz var ?
Bir yanda karnına açlıktan taş bağlayan bir Muhammed ( C.C.S.P) , bir yandan Tv’lerde müminlerin çocukları bebekleri katledilirken barış ve demokrasi için dünyaya indirilmiş bir peygamberden bahsediliyor arsızca,edepsizce.
Bir yanda ebedi hayata göçtüğünde geride hiç bir şey bırakmayan bir Muhammed ( C.C.S.P), bir yandan iman güçtür diyen bri adamdan bahsediyor yeni imana gelmiş artizler.
Aşk mı ?
Nerde ? Kimde ? Nasıl ?
Bakırköy’de bir lisede aç bir delikanlı öğrenci çöp konteynerine atılan ekmeği etrafı kollayıp bir hamlede kapıp yemeğe başlıyor. Hafız delikanlıyı öğretmeni görüyor ağlıyor.O günden sonra her ay maaşından bu delikanlıya harçlık veriyor. Onu da evlatlarının arasına katıyor. O öğretmenin öğrencisi bir kız talebe iki yıldır aynı etekler okula geliyor, aynı gmleği giyiyor kardeşiyle...ayakkabısını pazardan alıyor ve sadece okula gidip gelirken giyiyor. Bir öğrenci liseden mezun oldukltan sonra diyor ki arkadaşlarına
-" Siz beni okulda bir şey yerken gördünüz mü arkadaşlar?"
- " Nasıl yani?" Diyor arkadaşları...
-Ben fukara bir insandım,siz burgerlere takılırken, kokoreççidde mi yesek..döner mi yesek diye ızdırap çekerken ben aç gezerdim okulun kuytu köşelerinde,görmesinler anlamasınlar yemek yemediğimi de utanmayayım diye.
İşte bu insanlar sizin etrafınızda yaşıyor,biraz dikkatli bakınca göreceksiniz,ben yıllar önce edindim bu yeteneği..bakınca anlıyorum aç insanı ve... işte "ve" sadece.
Allah görüyor...
Bu hadisi çok severim...."İnsanlar uykudadır öldüğünde uyanır...Hz Muhammed ( Canım Ciğerim Sevgili Peygamberim)
En kalbi sevgi ve muhabbetlerimle...
Merhameti bırakmamak şartıyla...
YORUMLAR
Aşk vesile edilerek İslamı yanlış yaşayan bir kesimin varlığı ortaya konmuş ve sitem edilmiş.
Yazı kendi içinde tutarlı ve akıcı. Fakat aralıklar olmadığı için çok zor okudum. Yorucu oldu.
İçerikteki pek çok tespit doğru fakat her yiğidin yoğurt yiyişi de farklıdır.
Şu gıybettir ve ya bu günahtır diye kesin yargıya varmak zordur.
Başkalarının dini nasıl anladığı kadar kendimizin ne kadar doğru bildiği de önemlidir.
Herkesin bir şeyler diyebileceği sataşmalı bir yazı.
Gayet güzel işlendiği için beğendim.
CCSP ne ola ki diye marakta kalmıştım.
Samimi yüreğinizi kutlarım.
Peygamberimizin nasıl olduğunu anlayamayanlar olabilir. Elbette bir peygamber var. O Resul ki; Allah cc Kainatı onun için yarattı.
Peygamber ve din yanlış anlatılıyorsa doğruyu anlatmak biliyorsanız size de düşer. Din herkesindir.
O nedenle yazınızı çok önemli buldum.
Aşkın ırzına geçerler ama dini Allahım koruyor. O vadinden dönmez.
10 Numara.
Baki selamlar.
erolabi
Siz daha önce de aynı eleştiride bulunmuştunuz,sağolun.Ben de dikkat ediyorum aralık bırakmaya ama yine koşmuşum sayfada durmadan,nefes almadan.Eee ben koşunca okuyan da koşmak zorunda kalıyor nihayetinde yoruluyor.
Sağolun ..eleştiri böyle olmalı,yol ve yön göstermeli.
Tekrar teşekkür eder sağlıklı ve erdemli ömürler dilerim.