- 3981 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
'Töre' Cinayetleri...
İsterseniz önce kelimenin kökenine bir göz atalım: İbranice’den gelen Tora/Tevrat, Moğolca’dan Tör/Devlet Türkçe’ye ’Töre’ olarak yerleşir. Namus, nomostan gelir. Kökü Yunanca nema’dır. Nema da erkeğin sahip olduğu otlak alan ve otlayan hayvanlar anlamındadır.
Görüldüğü gibi her iki kelimenin kökeninde de hem kural, kanun ve hem de sahiplenme vardır.
Amerikan Haber Ajansı (AP) yaptığı bir açıklamada da Töre Cinayetlerinin bir ’Kürt Geleneği’ olduğunu söyler tıpkı ülkemizde yaşayan bazı aydınların ve insanlarımızın da dediği gibi (örneğin Ertuğrul Özkök)...
AP ve diğerleri bu açıklamayı yaparken sanırım gözünü sadece Türkiye’ye özelliklede Kürt’lerin yoğun yaşadığı bölgelere çevirmiş olacak ki Çin, Kazakistan, Pakistan, Afkanistan, İran, Gürcistan, Arnavutluk, İtalya ve diğer bir çok ülkelerde işlenen bu tür cinayetleri görmedi ya da görmek istemedi...
Doğru, Doğu ve Güneydoğu yörelerimizde hala yarı feodal ilşkiler hüküm sürmekte ve bundan dolayı da Kürt etnik kimlği de yeterince gelişmemektedir ama bu gerilikten dolayı ’töre cinayetlerini’ bu yöre halkımızın üzerine yıkmak da açıkçası pek doğru bir yaklaşım olmadığı gibi tam tersi IRKÇI bir yaklaşımdır...
Bu tür cinayetleri ’TÖRE’ cinayetleri diye adlandırmaları da ilginç... Bence bu cinayetler ’taassuba dayalı katı ahlak anlayışından’ kaynaklanıyor... Erkekler tarafından çizilen bir namus durumu söz konusu ki bu kadını tamamen ikinci sınıf bir vatandaş konumuna sokuyor... Eve kapatılan kadınlar, örtülerin altında saklanan kadınlar, yasaklar vs vs vs...
Kısa bir istatistiki bilgide Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e göre; kadın cinayetlerinin 2002’den 2009’a kadar yüzde 1400 oranında arttığını, 2002’de 66 kadın öldürülürken, bu sayı 2009’un ilk 7 ayında 953’e kadar çıktığını söylemekte...
Töre cinayetlerinin temelinde ekonomik nedenlerin yattığına işaret eden Gülbahar, "’Töre’ cinayeti olarak basına yansıyan cinayetler, ’namusum için öldürdüm’ denildiğinde, cinayet neredeyse haklılık kazanıyor. O cinayetlerin satır aralarında gerçek nedenler yatmaktadır. Bu da çoğunlukla ekonomik nedenlerdir. Kadın alınan ve satılan mal gibi görüldüğünden, birazcık seslerini yükselttiklerinde, haklarını savunduklarında, yaşamlarını geri istediklerinde törenin ardına saklanılarak ’namusum için’ denilerek öldürülmektedir" derken haklıdır da...
Eğer biz namusu erkeğin kadının cinselliği ve bedeni üzerinde tanımlarsak daha çooook böylesi cinayetlere ve şiddetlere tanık olacağız demektir uyruğu ne olursa olsun...
İşin en acı yanı da ne biliyor musunuz? Bu tür cinayetlerde yer yer ’kadınlarımızın’ da bu katil ruhlu karşı cinsin yanında yer alıyor olmaları, örneğin bir kadın yakınının "sen karını öldürmedin, ne biçim adamsın" demesi gibi...
Umarım toplum olarak bir gün bu geri kalmışlığımızı hep birlikte gömeriz tarihin çöplüğüne...
Güldane Dal (20100817)
Not: Resimdeki Fadime Şahindal, isveç’te ’Namus’ cinayetine kurban gitmiş bir kızımızdır...
YORUMLAR
Merhaba Guldalli
Tore cinayetleri sadece Turkiyeye veya OrtaDoguya ozgu kadini asagilama olarak uygulanmiyor. Dunyanin "gelismis" "ileri" olarak lanse edilen ulkelerinde vu "tore" kilik degistirerek devam etmekte.
Turkiye genelinde de "tore" cinayetleri erki elinde bulunduranlarca uygulanmakta..Bu uygulanis cinsiyet ayrimi gozetilmeksizin destek bulmakta. Tore cinayetleri icin karar merkezinde "aile meclisinde" kadinlarinda yer aldiginin bilinmesinde yarar var saniyorum. Ailenin ;ozel mulkiyetin, devletin temeli olarak varolmasi surecinde bu tur cinayetlerin degisik adlar altinda var olacagi kesin.
Lilithlerin sesini yukseltmesi, pozitif ayrimciligi koruklemesiyle de bu tur cinayetlerin insan yasamaindan uzaklastirimasina yol acacagina da inaniyor ve seni kutluyorum
Dostcakal
Sağol güldane
Öyle güzel bir ışık tuttun ki Töre anlamı ve içeriğine
gerçekten Törenin güney doğu ile birlikte anılması büyük bir haksızlık
O insanlarımız töreyi bir günde kendileri icat etmedi ki
Senin sözcüklerini irdelerken aklıma Thor geldi. Kuzeylilerin wikinklerin yağmur tanrısı
öfkeli ve içkiyi seven eli çekiçli adam. Acaba onunda bir katkısı olabilir mi bu töreye
hafta günlerinde tüm latin dillerinde perşembe gününe adını vermiş
Donderstag- vs.vs.
senin şu sözlükten bir tane de bana lazım
kelimelerin kökenini araştırmayı çok seviyorum
harika bir yazıydı
sevgimle
Guldane Dal
Evet sevgili Celal bence de haksızlık bunu bir yöreye mal etmek ama nerde olursa olsun insanlığımıza yakışan bir şey değil bu...
Yorumunda bahsettiğin tanrı çok ilginç gerçekten... Bu alıntıları senin için ekliyorum;
Thor - veya Donnar - İskandinav mitolojisinde en güçlü tanrıdır.
İki sihirli nesneye sahiptir. bu nesnelerden biri Mjöllnir'dir. Mjöllnir, adının anlamı "parçalayıcı" olan kocaman bir çekiçtir. Çekici Brokk ve Eitri isimli iki cüce kardeş yapmışlardır. Çekiç yapılırken Loki sinek kılığına girip cüceleri ısırarak rahatsız edince bir kaza olmuş, çekicin sapı kısalmıştır.
Bu iki cüce ayrıca bu çekice birçok farklı özellik vermiştir. Çekiç, Thor'un onu kolayca saklayabilmesi için küçülebilir. Ayrıca bir bumerang gibi, bir düşmana atılınca düşmana tüm gücüyle çarpar ve sahibinin ellerine geri döner. Thor kılık değiştireceği zaman çekici ile kendi yörüngesinde hızlıca döner. Fırtınaları çekici ile kontrol eder, yağmurları onunla yağdırır. Çekici ile evlilikleri ve nesneleri de kutsayabilir.
Onun güçlü olmasını sağlayan bir diğer sihirli nesne de altın bir kemerdir. Bu kemeri takar takmaz gücü ikiye, hatta üçe katlanır.
Ayrıca Thor'un iki tane keçisi vardır. Bu keçilerden birinin adı Tanngniost (Diş Çatırdatan) diğerinin adı da Tanngrisnir (Diş Gıcırdatan)dır. Bu keçilerin çektiği arabası yerde de gökte de gidebilir.
................................................
Bu Tor'un özel hayatı:)) :
Thor, Odin ve Frigga'nın oğludur. Odin'den sonra gelen en önemli tanrı olarak kabul edilir. "Altın saçlı tanrıça" Sif ile evlidir.
İskandinav tanrıları arasında en kurnaz, en kötü tanrı Loki'dir. Loki, Sif'e "Seni seviyorum, benimle evlen" der. Sif, namuslu bir tanrıça olduğu için kabul etmez. Fakat Loki çok sinirlenir ve bir gece Sif uyurken yanına gidip güzelim uzun saçlarını keser, kestiklerini de yakar. Artık Sif hiç çekici değildir. Thor da uyanınca bunu görür ve Sif'ten boşanmak yerine onun intikamını almaya karar verir. Bu işi ancak Loki yapar diye düşünüp Loki'nin yakasına sarılır. Loki de can korkusundan (Evet, İskandinav tanrıları tamamen ölümsüz değiller) özür diler ve cüce İvaldi'nin oğullarına girder. Bu ünlü cüce demirciler Sif için altından saç telleri yaparlar, Loki de bu saçları bizzat Thor'a kendi elleri ile verir. Thor altın saçları eşine takınca (Ki "Altın saçlı tanrıça" lakabı bu olaydan sonra denmeye başlanmış) onun daha da çekici olduğunu düşünür ve onunla birlikte olur. Bu birleşmeden sonra da Thrud adlı bir kızı, Lorride adlı da bir oğlu olur, dördü beraber Thrudheim'deki 540 odalı Bilskirnir isimli saraylarında yaşarlar.
.........................................
Bu da Tor'nun maceralarından:
Bir efsaneye göre; tanrıların evlerini yapan dev Thrym, aşk tanrıçası Freyja'yı çok beğenir ve ona evlenme teklif eder. Freyja bu teklifi sert bir şekilde reddedince Thrym Thor'un Mjöllnir'ini kaçırır, fidye olarak da Freyja'yı ister. Thor çekicini geri almak için bir plan yapıp tanrılara açıklar. Gelinlik giyip Freyja'nın mücevherlerini takar ve devler ülkesine gider. Thrym onu görür görmez çekici bir yana koyup Freyja sandığı Thor'a koşar. Thor da hemen çekicini kapıp Thrym'in üstüne indirir. Thrym o anda yere yıkılıverir.
Bir başka gün, yoksul köylülere yardım etmek için bir köye iner ve iki keçisini onlar için kesip pişirmiştir. Eğer keçilerin postları güzel yüzülürse ve bütün kemikleri bu postların içine doldurulursa Mjöllnir'in kerameti ile keçiler canlanır. Köylüler ziyafet çekerken hiçbir kemiğe zarar vermemeye dikkat ederler. Bir delikanlı, kemiklere dikkat edilmesi gerektiği uyarısını duymaz ve bir incik kemiğini parçalayıp iliğini emmeye başlar. Tam bu sırada Thor onu görür ve kırık kemiği onun elinden alıp bütün kemikleri toplar ve keçileri canlandırır. Fakat ne çare, keçilerden biri kırık kemiği olduğu için topallamaktadır. Bunun üzerine Thor, delikanlıyı kendine köle yapmak şartı ile o ailenin kökünü kurutmamaya karar verdiğini söyler, aile de delikanlıyı seve seve Thor'a verir.
....................................
Bu da başka bir anlatıdan;
Thor Germen mitolojisinde şimşek ve gökgürültüsü tanrısı anlamına gelen isimdir. Tötonlar Donnar derler ki hala gökgürültüsü anlamında Almanca'da kullanılmaktadır. İskandinav dillerinde Perşembe gününe Torstag denilir, yani Tor'un günü, Almanca'da da Donnerstag-aynı anlam. Genel olarak Hint-Avrupa mitolojisi olarak bakarsak Slavlar aynı tanrıya Perun derler, Hintliler Indra ve Persler Andra... Aynı zamanda Germenler çocuklarına sıklıkla bu adı verirler böylece Thor'un onlara verim getireceğine inanırlardı.
..........................................
Aslında bu biraz da Pagan dinlerle alakalı bir tanrı yani doğa-insan ilşikisi daha hakim bu tanrısallıklarda...
Benim dikkatimi çeken de Tor'un elindeki çekiç, tıpkı İsa'nın çarmıhına benziyor?!!! İlginç gerçekten de Celal, öğrenmenin sınırı yok arkadaşım, şimdi benim de kafama taktın, okuyup duruyorum:)))))))) keçileri kaçıracağım:)))
Sevgilerim çokça Celal...
Yazınızı titizlikle okudum. Birimizin sorgulaması ve ya birkaç kişinin sorgulaması çözüme ne kadar katkı sağlar bilmiyorum. Töre denen vahşetin içini deşmek istemişimdir her zaman. Hazin olan şu ki, namus denen olgu nedense hemcinslerimi kapsamamakta ve hep kadınları kapsamakta. Tam da burada şunu sormak lazım gelmez mi? Namus nedir ve sadece kadınlar için bir dogmamıdır? Hak ve eşitlik ölçüsünce o cinayeti işleyenler kadınlar kadar iffetine düşkün müdür? Bir ferde cezayı ferdin kesmesi cinayettir... Adı her ne olursa olsun.
halil_ tarafından 8/18/2010 2:01:19 AM zamanında düzenlenmiştir.