KIDEMSİZ ODİTORYO
İçimde tarifsiz bir sızı…
Sana her baktığımda gözlerinden silinip giden aşkıma bakmak yaralıyor beni. Ellerinde kalan dudak izlerim, öpüşlerimi kendime saklayışlarım çıkıyor karşıma. Susuyorum.
Ne acı…
Oysa nasıl da sevmiştik birbirimizi. Sokak arası buluşmalar, eksik kucaklaşmalar ve yasaklı uykulardan gelmiştik. Şimdi ise ruhum yanıyor.
Aynı acılar, ayrı tenler, aynı yıkıntılar ve ben aynı enkazım şimdi… Yalnızca senli günlerimin şekli değişti. Devşirme sevdalarım boyun eğer oldu zulmüne. Nerede krizantem rüyalarım, nerede sen…
Bir tarifi olmalı elbet yok oluşların. Anlatamadığın acıların bende kalsın. Bacak arası sevmelerin anlamlandığı bu zamanda sen bende en mahrem olansın. Yalnızlığım çoğul sancılarım. Şimdi sen unut beni, ben aşkımıza bakayım…
Yatağın sol yanında bir beden boşluğu. Korkularımı çağırıyor yeniden yalnızlığım. Eşik önü bekliyor beni olmayışların. Elimde bir kadeh şarap, yuvarlanıyorum her gece bilmediğim bir yerden.
Düşmek…
İnsanın en büyük korkusu… Tutunma arzusu, ölümden daha ürkütücü asılı kalamamak. Uzat dudaklarını bana. Son nefesim olsun dudakların, paylaşalım. Ses ver hiç olmazsa. Konuşmak kendi kendine anlamsız geliyor bana. Hani şimdi yoksun olmayacak olsan da.
Bir sigara yakıyorum ardına. Dilimde o kekremsi tat. Ciğerlerime doluyor, daralıyorum. Ölüm sensizliğe yakışan en güzel resim. Ben her gece yokluğunda kendimi boğuyorum. Bir sen oluyorum bir ben… Yerimize kimseyi bulamıyorum.
Figüran sevmeler bunlar.
Düşlerimle savaşmanı seviyorum. Başrolünde ızdırap var bu aşkın. İhanet dedikleri aşksız sevişmek değil, sessiz gidiş sevgilim.
Bir başka kadın!
Düşlerinde diretmişliği olan, beni senden çalan, korkularının çıkmazında varlığınla dolaşan… Kokusu var mı teninin?
Hangi yaralı sevdandan çıkardın gözlerini. Elleri sana beni verebildi mi? Dudaklarında ihaneti yaşatan, öpüşlerinde iki dudak arası sevdanı gizledin mi… Bu kaçıncı hazan oluşu bedenlerin ve bu kaçınca iç çekişi…
Açılmamış çekmeceler var odanda. İçerisinde saklı iki halka. Geçmişinin sureti. Parmaklarından sıyrılan bir ayrılık ardından. Saklıyor musun hala? Denedim birini olmadı, farklı kapıları açan iki anahtar.
Ellerim mi küçük benim? Nerede başladı bu hikâye ve neresinde bitti yol. Geri dönüşlere kapalı… yüreğimde ayrılığın buğusu....
Burası yokluğun kıdemsiz oditoryosu...
FURUG