KAPI
Kapı oymaları süsleri olan eski bir kapı iki taş duvarın arasına sıkışmış bekliyordu sesizce.
Her oyması ve her süsü ustasının alnın terini taşıyordu ince kanevice gibi işlenen tahta nazikce yontulmuş kıvrımlar ustanın o ince dokunuşlarını bakan gözlere taşıyordu .Herbir detay herbir kıvrımı hisler saklayan bu kapı iki duvarın arasında yuz yıllardır bekliyordu. Tokmakları paslanmıştı. Koları ise onu acacak bir elin hasretinde idi. ve kapı bekliyordu.
Ve adam kapının önune geldi iki duvara baktı. Kapı ona hadi aç beni diye yalvarıyordu o ustasının emekleri alınteri ile işlenmişti o alın teri ki her damlası yır yıl bir asırda altın gibi kıymetli gumuş gibi narin bakır gibi işveli idi.
Adam derin nefes aldı kapıya baktı kapı onunla konuşabilse neler anlatırdı. Ama konuşamzdı kı Kapı.. idi o sadece Kapı sırları barındıran içeriyi dışardan dışarıyı içerden ayıran.
Adam kapıya uzandı paslı kolunu tuttu sağ eli ile oymalarında nakışlarında gezindi.
Durdu adam nefes aldı
Heycanını sakladı kapıya baktı.
Kapı iki duvar arasında idi
sesizce bekliyordu onu adamı klounu tutup onu açaçak kişiyi.
Adam kapıyı itti. Yüzyılların verdigi o haz ile kapı çatırdadı. Kapı dile gelmişti. Adama artık sen varsın sen ben ben seniz yani biziz artık diyordu iniltilerinde
ve kapı açıldı.. sonsuz hazineri koruyan kapı yaldızlı emekleri saklayan içinde o kapı açıldı ve adam eşigi gecti ve ışıkta kayboldu
iki duvar arasında kapı arkasında aralık bekliyordu
Ama artık huzunlu degil mutlu idi çünkü adam onu açmış onu yuzyıllar sonra konuşturmuştu onun sırlarını dünyasına taşımıştı.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.