- 1755 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
Kayıp Notlar 4
Bir iç deniz, kayalık zeminlerin sırtında sudan-seyyal-uykulu bir düşüncedir.
Yeterince güvenli bir uzaklıktan, bir haritadan bakabilirsin içdenize.
Çokça uzun zaman, ölümüne müsaade edilmemişliğine.
Sanki bir yerleden kaçıp toplanıp gelmiş yağmur tufanlarıyla can bulmuş gibidir.
Sürgün damlaların akla uymadık bir yerde denizleşmesiyle.
Ne kadar zor…Duman içinde bir kentin yüzünü tasvire yeltenmek…
Kent vardır bilirsin, hüznün önce gelir ondan, kent sonra…
Zaten işten eve geç kalan kızlardan kalır silik kent silüeti, kentin karasıyla şipil şipil
yağan ziftlerden…
İç deniz, islikent, portresizlik…
Geç kalmış kızlar evlerine,semtin akşam yüzünden…
Aşksızlık, hatırasızlık…
Yığın yığın dolu dolu olup ta meramsız davranmak…Ne zor, yiğit kız…
Kala kala sen de sular gibi biriktin kendine, sonra bir gün azalacaksın kendi kendine…
Sen yokken haritalarını sevmiştim.
Gidişli, uçarlı yollarını, eski bir coğrafik haritadan…
Elimde kıpırdanmıştı bir ara ara sarı-silik harita…
Beni yeter ki an demiştin…
Yetmedi ama anmıştım, demek ki…
Bu canlı haritalar, kaderinin bileşkesi olan, başka bir lisanla hep seni anlatan her ırmak, yol, göl hatta kuyular, ovalar sözcüklerim midir seni anlatan? Hayır anladığım kadar anlatamam seni, asla.
Bilmiyorum, bu iç deniz kavramı zorluyor kalemimi.
İlkin büyük bir çelişkiyle çıkıyor ortaya.
Denizin işinin dağbaşlarında olmayışı realitesi, güme götürüyor olağan deniz fikrini.
Ve olağan olmayan bir deniz; yasaklı, sürgün, yalnız, yapayalnız.
Portresine hiçbir zaman bir kentin düşmeyeceği bir deniz.
Dalgaları güdüktür, kabara kabara değildir, güldür güldür hiç değil.
Korkutur, evet…
Deniz denizin koşutu olabiliyormuş demek ki…
Okyanus, deniz, bir de iç deniz…
Dış ve iç.
Özgürlük ve tutsaklık.
Rüzgar ve durgunluk.
Gibi…
Desem ki iç denizin daveti üstüne burdayım şimdi, inanmazsın.
Anlatılmak değilmiş meramı, anlaşılmak da; hatta sevilmek hiç değil.
İçime bakma dinleme beni sakın dedi, var git işine…
Okyanus kıyıları varken sen…
Sonra hayaller inceldi, duman dağıldı.
Elimde harita, seni damar severim ben, severmişim.
Hal böyleyken ve ben daha nice nice yazabilecekken…
Kıyılarımda sen duruyorsun.
.
.
.
YORUMLAR
buram buram bu hüzün, bu çılgın hüzün bir anarşist gibi göğümün alacasında...
kah bulut olur, kah yağmur iç denizimin yamaclarında;
melankoliden haritalar çizer
kentsiz ve ormansız ve susuz...
bu nasıl içine düşmektir, bu mekanın;
için içinde kaybolmakla var olmak...
durulmak mı...?
Bu fantastik eseriniz "Kaybolan Notlar"dan, ruhumun süretine yansıyandı.
Üstadım, eşliğimi bağışlayın lütfen..!
Susmasın bu kalem, hiç susmamalı... Dileğimdir.
Yürekten teşekkürler, saygılar ve esenlikler.
Tüya tarafından 13.8.2021 00:09:24 zamanında düzenlenmiştir.