- 670 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
RAMAZAN KOKUSU
Ağustos sıcağında şu mübarek Ramazan ayının huzur iklimine girmiş bulunmaktayız.
Henüz alışamasam da bu yaz mevsimindeki Ramazana,ayrı bir güzellliği var gene de.Ne olursa olsun,Ramazanın kendisiyle beraber getirdiği o güzelliği...
Bu yaşıma dek hep orucu kışla bir tuttuğumuzdan belki yaz değişik geldi ilk başlarda.
Ramazan eşittir: Soğuk,yağmurlu kısa kış günleriyle,akşamüzeri eve koşuşturma telaşı,soba başına üşüşmeler,pide sıcaklığına sarılmış kalpler,bacalardan tüten dumanlara boğulmuş bir kente top sesyle karışan ezanlar...manzaramızı tamamladığından hep belki.Okul günlerine denk gelip de sınıfta kimlerin oruçlu olduğunun çetelesini tuttuğumuz vakitler...Okul çıkışlarında akşamın anidne oluverişi,o ikindi koşuşturmacaları ve hazırlıkları...Bütün o kareler canlanıyor beynimde.
Mutfakta iftara yakın panik olan annem,akşamüzeri o sofrada bir arada bulunmak isteyişimiz ve o huzur iklimi dışında pek çok şey değişti aslında.
Kavurucu sıcakların nefse ağır geldiği şu zaman dilimlerinde,yalnız o kokuyu o halis Ramazan kokusunu arayanların duyacağı bir koku burnumdna kalbime doluyor.Ben her ayın havasını kokusundna bilirim.Fakat bu Ramazanda başka birşey var.Susamlı pide kokusuna karışmış envai çeşit meyve kokularının bir bileşimi bu koku.Parfümü yapılsaydı eğer şüphesiz ancak kalpten duyulacak cinsten bir şey olurdu bu.Koku bu manevi iklimden kaynaklanıyormuş meğerse.Çocukluğumdan beri keşfedemediğim o büyülü şey işte buymuş.
Çocukken oyun gibi gelen oruç tutmada bilinçlenme ve hislenme sürecimiz bu kokuyla başlamış demek ki düşünüyorum da.Güzel yemekleri bir gün boyunca sonuna kadar acıkıp birden müthiş bir armağancasına yemek oyunuyla başlamış demek ki.Ve bu armağanı verenin Rabbimiz olduğunu bildiğimizden beri.Annemin çikolatalı iftar pekiştireçlerinden değildi tabi ki.Açlığın susuzluğun nefse ağır geldiği her anda,haberlerde görüdğümüz o aç susuz çocukalrı,fakirleri düşünüp de :"Demek böyle bir şeymiş"dediğimiz andan itibaren başlamış demek ki bizde bu bilinç.
Oruç ibadetinin hazzını en derininde duymak böyle bir şey olsa gerek.Hele ki namaz ve Kuranla süslenirse bir de bu ibadet.Manevi bir şahlanış olur o vakit ruhlar aleminde.
16 saatlik bir bedensel açlık bu kadar güzelliği veren manevi açlığın yanında hiç bir şeydir aslında.Manevi açlık hissetmeyenleri ya da bunu çok başka yollarla gidermeye çalışanları gördükçe içimde bir burukluk oluyor.Keşke diyorum bir de burdan koklasalar Ramazanı,bu cepheden...
Dudakların susuzluktan çatlaması,ağzın açlıktan kokması ne mübarek şeydir bir bilinse.
Fakat Ramazana o çocuk penceresinden bakabilsek bir gün,bu huzur ikliminin peşini hiç bırakmayacağız belki de kim bilir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.