- 803 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İt İzi At İzinde; İngiltere
İngilizlerden bahsetmek istiyorum bu yazımda. En başta belirtmek isterim ki İngilizlere karşı herhangi bir antipatim yok. Irkçılık yapacak kadar da cahil değilim. Ama dünyanın en sinsi milletlerinden birisi olan İngilizlerden de bahsetmeden edemeyeceğim. Bir zamanların güneş batmayan ülkesi İngiltere değil mi? Sanayi devriminin ve sömürünün beşiği İngiltere.
Osmanlı imparatorluğu tam 600 küsur yıl boyunca üç kıtaya hakim olmuş. Ama maalesef dünyaya hakim dil şu an itibariyle İngilizce. Ne kadar da acıklı değil mi? Şimdilerde hepimiz İngilizce öğrenmek gibi bir sorumluluğa sahibiz. İnsanın gücüne gidiyor gerçekten de. Osmanlı imparatorluğuna kasteden en önemli devletlerden birisi de İngiltere değil miydi zaten? Ama nedense bize tarih öğretilirken genelde Yunanistan’dan sıkça bahsedilir. Oysa Yunanlıları Anadolu’ya gönderen ve Osmanlı’nın başkentini işgal eden de İngiltere değil midir? Çanakkale savaşında Anadolu’ya çıkartma yapan da İngiltere değil miydi? Eğer bir düşman belirlenecekse bu ne Yunanistan’dır ne de Ermenistan. Asıl düşman Yunanistan ve Ermenistan’ı destekleyen İngiltere’dir. Elbette bu geçmişte bizlere Yunanistan ve Ermenistan’ın apaçık düşmanlık yaptığı gerçeğini yok etmez, ki Ermenistan biz ne kadar barış anlaşmaları yaparsak yapalım hala düşman olduğunu apaçık göstermektedir. Ama ne Yunanistan ne de Ermenistan Türkiye’ye düşman olacak kadar güçlüdür. Yani bunlar bizimle denk devletler değiller. Yunanistan daha dün büyük devletlerin icazetiyle devlet oldu. Ermenistan ise dağın tepesinde sefalet çeken iki üç milyonluk nüfusa sahip bir zavallı devlet. Bir sözde der ki; Kişi ( ya da devlet) düşmanı kadar büyüktür. Yani Yunanistan ve Ermenistan bize düşman bile olamazlar. Ama destekçileri hem sinsi hem de güçlü. Bunun yanı sıra düşmanlıkta yalnızca İngilizleri suçlamak elbette ki yanlış bilgi olur. Fransızlar, Ruslar, İtalyanlar ve her zaman müttefikimiz gibi görünen Almanlar. Bu Avrupa devletleri aslında düşmanlık yapmayı hiç bırakmadılar.
Dünyada evrensel dilin İngilizce olmasında kuşkusuz Amerika’nında payı oldukça büyük. Ama asıl etken hiç kuşkusuz İngiliz sömürgeciliği. Beni yanlış değerlendirmenizi elbette ki istemem. Ben herkesi düşman olarak görüp sınırlar çizen ve dünyayı siyah beyaza boyayan birisi elbette ki değilim. Yalnızca var olanlar hakkındaki görüşlerimi bildiriyorum o kadar. Ama İngiltere her zaman Osmanlı’nın sinsi düşmanıydı. Bu apaçık ortadaydı. Buna rağmen her nedense İngiltere tarih eğitimimizde bize yanlış öğretiliyor. Sanki İngilizler kabahatsizmiş ve bize her zaman yardım etmişler gibi gösteriliyor. Bu yanlış bir bakış açısı değil mi? Çanakkale’ye çıkarma yapan, İstanbul’u işgal eden, Yunanlıları hem siyasi hem de maddi yönden destekleyen, Ermenilere devlet kurma yönünde açıkça destek veren, Konya’da Delibaş Mehmet isyanını çıkaran, Şeyh Sait ayaklanmasının baş aktörü olan ülke İngiltere değildir de kimdir? Şimdi tüm bunları yapan bir ülke ne kadar dost olabilir? Neden kandırılıyoruz? Her nedense İngiltere hiçbir zaman uluslar arası platformda kendisini suçu ve haksız duruma düşürmek istemiyor ve İngiltere hala sömürü savaşlarının içerisinde yer alıyor. Örneğin; Irak’ın işgalinde tek isim olarak Amerika geçiyor öyle değil mi? Ama gerçek bu değil elbette. Amerika’nın en büyük destekçisi İngiltere. Irak’ta kaç İngiliz askeri var biliyor musunuz? Ya da Afganistan’da. Suçlanan ülke Amerika öyle değil mi? İngiltere’nin adı bile geçmiyor. Peki, ama neden? Ne kadar da sinsi bir millet ve de devlet İngilizler ve ingiltere. Ayrıca İngilizlerin kendilerini diğer insanlardan üstün görme huylarından da biraz bahsetmek isterim. İngilizler de böyle anlamsız bir büyüklenme söz konusudur. Hatta yirminci yüzyılın başlarında İngiltere de yapılan arkeolojik bir kazıda bir kafatası bulunur. İngilizler bu kafa tasının geçmiş yıllarda yaşayan bir İngilize ait olduğunu ve o devir de yaşayan diğer insanlardan daha büyük bir beyine sahip olduğunu iddia ederler. Yani İngilizler diğer insanlardan daha zekidir demek isterler. Oysa o kafatası bir maymuna aittir, bu daha sonraları ortaya çıkar.
Peki, şimdi ne yapalım? İngiliz düşmanlığına mı soyunalım diyebilirsiniz. Elbette ki hayır. Ama gerçekleri bilmekte ve düşmanını tanımakta her zaman fayda vardır. Cahillik bir insanın, bir milletin ve bir devletin en büyük düşmanıdır. Elbette tek düşmanlık eden ülke de İngiltere değildir. Ama her taşın altından bu devlet çıkıyor her nedense? Bunun yanında her zaman müttefikimizmiş gibi görünen, bizi birinci dünya savaşına sokan Almanya’ya ne demeli? Almanya da bize en az İngiltere kadar düşmanlık etmedi mi? Bizi bir sömürge devleti haline dönüştürmek istemedi mi? Madenlerimizi kendi şirketleri ile sömürmek istemedi mi? Tarihi yakın bir örnek verecek olursak terör örgütü pkk ile açıkça işbirliği yapmadı mı? Bu terör örgütüne siyasi ve maddi destek sağlamadı mı? Bu terör örgütünün elebaşlarını kendi ülkesinde barındırmadı mı? Ama bu adamlar bizlere hala demokrasiden ve insan haklarından bahsediyorlar. Oysa demokrasi, uluslar arası hukuk ve insan haklarını hiçe sayanlar asıl kendileri. Zamanında Yunanlıları ve şimdi Ermenileri destekleyenler de kendileri. Bunun yanı sıra Türkiye’yi Avrupa Birliğine alacağız deyip, Türkiye’nin AvrUpa Birliği üyeliğine karşı çıkan ülkeler; Almanya ve Fransa değil mi? Düşman nerede ve düşman kim? Bu soruların cevaplarını iyi vermek lazım.
Şimdi bizleri katliam yaptı, soykırım yaptı diye suçlayan bu devletlerin geçmişlerine bir göz atmakta fayda var. Her zaman katliam, soykırım, kan, vahşet ve sömürü ile güç elde etmişler. Ne Osmanlı ne de Türkiye’nin elleri kirli. Asıl elleri masum kanıyla kirli olan devletler bu Avrupa Devletleri. Başta İngilizler olmak üzere, Fransızlar, İtalyanlar, Almanlar, Ruslar ve diğerleri. Elbette ki bir düşmanlık psikolojisi içerisinde korku senaryolarına sahip olmak bir devletin gelişmesi ve ilerlemesi önünde en büyük engeldir. Benim bahsettiğim yalnızca düşmanını tanımak. Ben devletlerin dost veya düşmanlarının olduğuna inanmam. Bende devletlerin çıkarları ve prensipleri vardır. Bir devlet içinse en büyük tehditlerden ikisi; düşmanlarını iyi tanımamak ve duygusallıktır. Elbette bu ülkelere bir şeyle satacağız, bu ülkelerden bir şeyler alacağız. Hatta bu ülkelerle kültür ve teknoloji paylaşımlarında bulunacağız. Ama gerçeklere ve gerçek niyetlere de sırtımızı dönmeyeceğiz. Ancak böyle güçlü bir devlet, güçlü bir millet olabiliriz. Bunun yanı sıra şuna eminim ki dünya tarihinin en sinsi devletlerinden birisi ingiltere’dir ve bu durum hala geçerli.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.