Kaymakam Kaymakamdır
Genelde dünyada özelde ülkemizde kamu yönetimi yöneticileri beklenen ağırlıkta değil maalesef,bu sıkıntı en çok Vali Yardımcısı ve Kaymakamlarda yaşanıyor,işin acı tarafı uygulamaları da yarı dokunulmaz bir zırhları var,kusur işleseler de pek kale alınmıyor, kolay kalay tecziye edilmiyor. Halbuki bir Kaymakam ait olduğu devletin bir numaralı örneğidir; devlet millet arasını hoş tutacağı gibi, var olan bağı koparabilir de…ondan dolayı Kaymakam olmak çok önemli bir makamı işgal etmek anlamına geliyor…Vali yardımcılarına gelince önemli mevzular hariç kurumların rutin işlemlerini Vali Yardımcıları yürütür, eğer nitelikli saygın oturmuş bir şahsiyeti yoksa, kurumu işlevsiz, verimsiz hale getirir maalesef.
Ben böyle verisiz çok Vali Yardımcısı,çok Kaymakam gördüm,tek tük valilerin bile verimsiz günübirlikçi kimselerden seçilebiliyor.
Benim beraber çalıştığım birkaç kamu yönetiminden bazılarını bir iki tuhaf örnekleriyle anlatayım.
Bir Vali Yardımcısı Rapor alan bir öğretmeni görmeden raporunu kabul etmiyormuş,bu Vali Yardımcısı bir lise Müdürünü arıyor, şu öğrenci mağdurdur devamsızlıktan geçir diyebiliyor.
Bir başka Vali Yardımcısı, Milli Eğitimin önemli bir komisyonun başkanı, ben de aktif bir üyesiydim,bir gün toplantıya geldiğini göremedim.Toplantılarda bazen sağı solu boş kalıyordu birini yanına çağırıp iki laf etmeyi becermiyordu,bu vali yardımcısı gittiği bir okula Müdür Yardımcısına “oğlum nedir bu okulun hali” deyip bağırabiliyor,cam arsına sıkışmış bir pet şişeden dolayı,okula gitmesinin nedeni de o okula Milli Eğitim Bakanı geliyor diye yoksa işi yok okula gitsin,
İnsanlarla konuşmadan “evet ne diye geldin” şeklinde kurum amirleriyle konuşan, kendilerine bağırıp çağıran….vatandaşa “şerefsizler” diye hitap eden, muhtarlarla seviyesiz diyaloga giren, yanına yaklaşan üç beş kimse ile aşne fişne olup o müdüre bu müdüre ters ters bakan ne kevaşeler gördük.
Peki deseniz ki nasıl yönetici istiyorsunuz?Onu da söyleyeyim.
*Başta bütün daire amirleriyle barışık olacak,
*Onların fikirlerinden yararlanacak,
*Çalışmalarında devlet memurlarını cesaretlendirecek,
*Korku politikasıyla ilçeyi idare etmeyecek,
*Vatandaşla barışık olacak,
*Halkın inançlarına kesinlikle saygılı olacak
*Farklı fraksiyonlara karşı eşit mesafede olacak,
*En az iki ayda bir İlçe Konseyini toplayıp genel değerlendirmeler yapacak,Bu konseyin enaz yarısı halk adamı olacak
*İletişimi iyi olacak,
*Tecrübesi olacak,
*Muhtarlarla ciddi bir işbirliği içinde olacak,Muhtarı hazrolda istemeyecek bir kaymakamla muhtar gülüp ağlayabiliyorsa Kaymakam Kaymakamdır.
Peki böyle bir kamu yöneticisini nasıl yetiştireceğiz? Öyle ya
En az 7 yıllık devlet memuru olup üniversite mezunlarından Kamu Yönetimi Akademisine en az iki yıl olmak şartıyla Kaymakam aday adayını seçeceğiz, başarılı olduktan sonra bir yıl stajyer Vali Yardımcılığına atayacağız bu süreçte başarılı olursa Kaymakam yapacağız, yoksa eski görevine atayacağız,bu vesileyle yaş ortalaması 35-40 olur ki artık hey heyleri de üzerinde kalkar kendini insanlığa verir.Gittiği yerde meydana gelen her türlü sorunun üstesinde gelir evvel Allah….Eğer biz bin nitelikli kaymakam yetiştirebilirsek ülkemiz daha rahat idare edilecek,ben buna candan inanıyorum.
Benim kanaatim budur,bir bildiğiniz varsa söyleyin.Hodri meydan
Başarılı ve mutlu günler dileri.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.