- 1001 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
HACI OSMAN(1)
Buralarda rüzgarın sert esmesinden midir, yoksa geçim zorluğundan mıdır bilinmez, insanlar sert konuşur. Sohbetleri de kavga eder gibidir. Herkesin bir amacı vardır; o da karşısındakinin söylediklerinden sonra bir şeyler söyleyip onun söylediğini çürütmek. Ne de olsa son sözü biz söyleyeceğiz ya. Hal böyle olunca buralarda sözü sohbeti dinlenir insan olmak zordur elbette. Hele taşı gediğine koymak her insanın harcı değildir. Dahası bunu bir ömür boyu sürdürmek daha da zordur.
Hacı Osman babasının üç oğlunun en küçüğüdür.Çevresinde çok barışçıl biri olarak tanınır.Hatta bu barışçıl düşüncesi yüzünden bazı cahiller ona “korkak” bile demişlerdir çoğu zaman. Oysa Hacı Osman, esas korkaklığın cehaletini bilmemek olduğunu ve bunu yenmek için hiç mücadele etmemek olduğunu bilir.
Cehalet öyle bir şeydir ki insanın kendi gerçeğini görmesini engeller. Bir pire , kendini deve sanabilir. Aslında bilmesi gereken tek şey “hiçbir şey bilmediği” olan ukalaların kendini alemin en akıllı sanmasıdır cehalet. Susup dinlemesi gereken yerde konuşan, her lafa balıklama dalan, sürekli kendini öven, eşeğe adam değeri veren ve onun önünde eğilen , cahil değil de nedir?
İşte böyle bir ortamda açan nadide bir çiçektir Hacı Osman. Şu anda 87 olan yaşına göre oldukça dinç görünmesini yaşamı boyunca elinden düşürmediği kazmasına ve küreğine borçludur. İri burnu ve büyük kulakları yüzündeki en dikkat çekici uzuvlarıdır. Beyazlaşmış saçını hala taraması da onun özelliklerinden biridir. Başından hiç çıkarmadığı külahı genelde beyaz renktedir. Evinde hayvan olarak bir tek eşeği vardır. O da ara sıra tarlaya gidip gelmek içindir. Önünde cennet gibi bir bahçesi olan bir evde oturur. Birisi eşiyle birlikte olmak üzere iki kere hacca gitmiştir. Şimdi köroğlu, ayvaz misali yalnız kalmışlardır 9 çocuğa rağmen. Yaz tatilleri de olmasa evde hiç ses olmayacaktır. Ama yaz oldu mu bütün torunlar dolar eve. Her yer bir cıvıltıyla dolup taşar. Evin önündeki incirler, üzümler, kayısılar, cevizler, erikler bu gün için ekilmiştir. Hepsinin özüne sevgi suyu karıştırılmıştır, bu kayadan fazla bir şeyi olmayan dağ başında. Bu kadar acı sözlü insanların arasında tatlı sözlüler olsun diye yaratılmıştır Hacı Osman.
Hafif öne eğik yürür başı. Sanki yerde bir şeyler arıyormuş gibi. Eli daima arkasında birleşmiştir. Ayağında bir şalvar ve genelde kolları kısaltılmış gömlek vardır sırtında. Hani şöyle görsen sıradan bir insan dersin ama işin aslı öyle değildir. Bu, işi gücü onu bunu çekiştirmek olan kıraç toprakların solmayan gülüdür o. Önce sonuna kadar dinler anlatılanları. Bir konuyu kavramadan içine dalmaz hemen. Ne anlatılırsa anlatılsın, onun verecek bir örneği mutlaka vardır. Köşe taşını koymak her zaman onun işidir. Dindar biridir ama diğer dinlere de saygısının olduğunu küçük kitaplığındaki “İncil” göstermektedir. Eline ne geçerse okur. Devlet sorunları onun da sorunudur. Devletin işi kötüye gittiyse o da kötüdür. Vatanını ve milletini çok sever. Şakacıdır aynı zamanda. Çocuklara takılmaya bayılır. Sevgisi yüreğindedir. Göstermelik sevgileri hiç sevmez.
Üç oğlunun üçünü de okutmuştur malını mülkünü satarak. Biri öğretmen , biri polis olmuş, birisi de görme engelli olmasına rağmen orta okulu bitirmiştir. İşte bu adam benim babamdır. Ben de onun öğretmen olan en büyük oğluyum ve onun oğlu olmaktan gurur duyuyorum. Bu günden sonra onun hayatından ufak kesitler vereceğim sizlere. Olmamış bir şeyi yazmaktansa dolu dolu bir yaşamı anlatacağım. Şimdilik saygıyla selamlıyorum tüm okuyanları.
YORUMLAR
Elestiri de ne demek ? tam tersine bu harika insani ( Haci Osman`i ) Tanimanin sohbetlerini dinlemenin , Insana ne kadar tat verdigini söylemek istiyorum O nu tanimaktan da gurur duyuyorum Degerli dostum arkadasim Ali senide candan kutluyorum ellerine saglik bir insan ancak bu kadar güzel anlatilabilir ... Saglicakla kal , her sey gönlünce olsun
Zeki Dogan ( Basel )
zeki dogan tarafından 10/25/2010 6:51:04 PM zamanında düzenlenmiştir.