Bencil kimse devamlı kendi çıkarını düşündüğü için başkalarını düşünmeye ayıracak vakti yoktur.
Guldane Dal
Guldane Dal
@guldanedal

Aştiyani...

10 Ağustos 2010 Salı
Yorum

Aştiyani...

15

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

2775

Okunma

Aştiyani...

Aştiyani...



43 yaşında ve 2 çocuk annesi Sakine Muhammed Aştiyani bundan beş yıl önce İran’da iki erkekle ’yasadışı ilişki kurmaktan’ mahkum olup 99 kırbaç cezasıyla çarptırılmıştı ama daha sonra da zina yapmıştır gerekçesiyle recm cezasına çarptırıldı ve şimdi de recm cezası idama çevirildi... Bu ne demekse anlamış değilim, sanki birisi diğerinden iyiymiş gibi... Ve her an idam edilmesi beklenmekte Aştiyani’nin...

Dünya kamuoyu Aştiyani için ayaklansa da İran rejimi geri adım atacak gibi görünmüyor...

Bir insanın beş sene ölümü bekliyor olması ne korkunç bir şey ve bu işkenceyi hala çekiyor olması Aştiyani’nin...

Neden erkekler kadınlardan bu kadar nefret eder diye defalarca sormuşumdur kendime ve bu soru kafama takıldığından beri de hep okumuşumdur... Yoksa bu kişiler hasta mıdır diyesim geliyor ama biraz düşündüğümde bu fikrimden vazgeçiyorum çünkü hasta olsalar bu şiddeti uygulayacak gücü kendilerinde bulamazlar... Bu kişiler işyerlerinde oldukça sessiz ve emirlere itaat ederlerken peki eve gelince neden kadına karşı bu kadar acımasız, sevgiden yoksun ve şiddet uygulayan birer canavarlara dönüşürler? Yani hasta olsalar, dışarıda da aynı tavrı göstermeleri gerekmez mi? Demek ki hasta değiller ama sağlıklı da değiller...

Peki neden böyle davranır erkek?

Bence kadını bir eşyası gibi görüyor, ya da kendisi için yaratılmış bir oyuncak, üzerinde her türlü deneyi yapabileceği bir makina... Ve bundan dolayı da kullanırken istediğini hoyratça da yapsa sanki bu ona nimet edilen bir davranışmış gibi geliyor da olabilir...

Sevgili Pınar Selek’in de dediği gibi kadınlar hep nesne olmuştur yani hayatlarının öznesi olamamışlardır bir türlü... Her şeyi erkekler tarafından belirlenmiştir; nasıl giyineceği, nasıl güleceği, nasıl konuşacağı... Kadınlar kendilerini yitirmişlerdir bu toplumda... Ve erkeği de sembolleştirmiştir bu toplum... Cesaretin, atılganlığın, savaşın, paranın, devletin, gücün, iktidarın, aklın sembolü olmuştur erkek ve kadın da korkunun, duygunun, cinselliğin, edilgenliğin, güzelliğin, korunması gereken her şeyin sembolü olmuştur diye devam eder Selek...

Kadının içerisine düştüğü bu nesnellikten bir an önce kurtulması gerekmektedir yoksa daha çok öznesi olacak erkekler kadınların...

Umarım İran Hükümeti vermiş olduğu karardan vaz geçer de Aştiyani çocuklarına kavuşur, umarım bu sefer yanıltır bizleri İran Hükümeti...


Sevgilerimle...


Güldane Dal (20100810)



Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Aştiyani... Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Aştiyani... yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Aştiyani... yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Mehtap Yıldız
Mehtap Yıldız, @mehtaphumeyraguldalli
12.8.2010 00:46:19
Her lafa verilecek bir cevabımız var lakin bir lafa bakarız laf mı diye bir de söyleyene bakarız adam mı diye?” diyiyorum ve sadece gülüyorum size...

bence siz tartışıverin kendi aranızda kendi kendinizle....ee hadi kolay gele.....

Guldane Dal
Guldane Dal, @guldanedal
11.8.2010 22:35:05

Bakınız arkadaşınız zedagan sizin yerinize nasıl da kısa ve öz anlatmış sizin itiraf edemediğiniz şeyleri sayın DALLI...

Evet, ben de zaten İslamda RECM olduğunu söylemiştim...

Yazdığım konu ancak bu kadar yalnış anlaşılır ve yorumlanırdı, neyse... Siz zedagan, sayın DALLI hanımla bir konu tartışacaksanız onun sayfasını ziyaret edip düşüncelerinizi söyleyebilirisiniz, bunun için neden sayfamı kullanıyorsunuz? Gerçi oldukça misafirperverimdir ama ne yazık ki bana misafir değilsiniz...

...................
bêmal
bêmal, @bmal
11.8.2010 16:22:34
güzel ve anlamlıydı.
ayrıca her bir yorumunuz alıcıya iyi bir ders olmuuş
kutluyorum
Mehtap Yıldız
Mehtap Yıldız, @mehtaphumeyraguldalli
11.8.2010 16:05:14
masal anlatıyosunuz siz sayın DAL...sizde Türkiye de yaşıyosunuz ama...??

iran ırak ve Afganistan ne far ederki önemli olan Kuranın işaret ettiği islamı yaşamak öyle değilmi..

ben parmağımla gösterdiğim yere bakın diyorum siz hala inatla parmağıma bakıyorsunuz....

ayrıca şunuda ifade edeyim kaldıramayacağım hç bir fikri ve dini tartartışma yok benim için. karşımdaki insanı (muhatab) aldığım sürece elbet..

eğer cevap vermiyorsam muhatabım değildir demek zaten...sizi inancınızdan veya yaşamtınızdan dolayı değil ki( beni asla ilgilendirmez) sürekli çetrefilli islamı yargılayan yazılarınızdan dolayı eleştirme gereği duyuyorum..

çünkü yanlış ve başına buyruk yazıyorsunuz....sanırım geçen gün Güneydoğu da kırk yaşında bir kadını öldürüp bahçeye gömen aileden bahsetmişsiniz veya onun bir benzeri....açın veda hutbesini ve bakın kan davası varmı yokmu...şimdi o cahiliye devrindeki inançsızlık zihniyeti bunu uyguluyorsa siz bunu islama maledemezsiniz...

keza bu bahsettiğiniz diğer Ülkeler adınada geçerli...biz bu dünya da nice cemaat tarikat ve şeyhler gördükki kafirin maşası olmuş ve İslamın adını kullanıp İnsanlığı ve Türk Milletini kandırmış..

şimdi madem bana ders verme gereği duydunuz bende kendi dersimi size vermiş olayım...kabul etmiyor olsanız dahi...

işte İslamda racm olayı...

müslümanlar bu kelimeyle ilk olarak şeytanın Allah'ın huzurundan kovulmasını ifade eden "Eûzü billa himineşşaytani'r-racim" (Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım) değişiyle karşılaşırlar.

Rabbimiz Seytanın Ademe secde etmeyişinin bir cezası olarak "racim" kelimesiyle ifadelendirdiği ayette şöyle buyurmaktadır

"Allah: Öyleyse çık oradan. Çünkü sen artık kovul­dun." (Hicr 15/34) (Şad, 38/77)
şeytan'ın durumunu ve vasfını bildiren (15/17, 3/ 36, 16/98, 81/25) ayetlerden rahatlıkla anlaşılmaktadır ki Allah Şeytanı taşlayarak öldürmemiş, onu cennetten ve huzurundan kovmuştur
buralardaki recm kelimesi­ne sadece taşlamak ve özellikle de taşlayarak öldürmek anlamı verilmemektedir.

dolayısıyla kovma ile taşlama arasında bağ kurmak daha yerinde olacaktır sizcede öyle değilmi.
birini kovmak istediğinizde, kovmayı gerçekleştirebil­menin bir şekli olarak taşlama yapılabilirsiniz fakat niyetiniz onu öldürmek olmayabilir.

ayrıca Kur'an'da bazı peygamberlerin kavimleri veya bazı kişiler tarafından tehdit edilmelerinin bir ifadesi olarak da "recm" kelimesi kullanılmıştır.

örneğin...Onlar: Ey Şuayb! Söylediklerinin çoğunu anlamıyoruz ve doğrusu seni aramızda güçsüz görüyoruz. Eğer yandaşların (kabilen) olmasaydı muhakkak ki seni taşlardık/kovardık. Sen bizden üstün değilsin." (Hud 11/91)

bu ve benzeri (19/46, 44/20, 26/116) ayetlerdeki "recm" kelimesine taşlama anlamı verilmesi belki doğru olabilir fakat taşlayarak öldürme anlamı vermek biraz güç gözükmektedir.
kovmanın sürgün etmenin ve yanından uzaklaştırmanın ilk hamlesi olarak taşlama ifadesi rahatlıkla kullanılabilir.
hatta taşlama anlamı vermek zorunda bile değiliz. çünkü şeytanla ilgili ayet­lerde olduğu gibi kelime bu ayetlerde de kovmak anlamında kullanılmış olabilir.

Bu ihtimal şu ayetler için de geçerlidir...Babası: Ey İbrahim! Sen mi benim tanrılarımı beğenmiyorsun? Bundan vazgeçmezsen and olsun seni taşlarım, uzun bir süre benden uzak dur, dedi" (Meryem 19/46).

babası İbrahim'i as taşlayarak öldürmek istese herhalde "benden uzak dur" gibi bir ifade kullanmazdı. babasının isteği Hz. İbrahim as 'in kendisinden fikirle­rini değiştirinceye kadar uzak durmasıdır.

"Ben, beni taşlamanızdan/kovmanızdan ötürü, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a sığındım" (Duhan, 44/20).

yukarıdaki ayette Hz.Musa'nın karşısındakilere söylediği bu sözdeki recmi taşlayarak öldürme olarak anlamanın doğru olmayacağı gayet açıktır gördüğünüz gibi. çünkü Hz.Musa taşlanmamış fakat kovulmuştur.

denilebilir ki bu kelime Kur'anda taşlayarak öldürme olarak kullanılmamış olabilir fakat islam huku­kunda evli olarak zina yapanlara verilen cezanın adıdır bu da taşlayarak öldürmeyi ifade eder.
gerçekten de haricilerin ve bazı mutezililerin dışında neredeyse herkes tarafından bu şekilde anlaşılmıştır. bu anlayışların nereden kaynaklandığını görmemiz için eski hukuk sistemlerindeki uygulamalara Kur'an ve sünnetin konuya getirdiği hükümlere bakmak gerekmektedir.

zina suçuna taşlayarak öldürme cezası veren müslümanları etkileme ihtimali çok olan yahudi ve hristiyan kutsal metinlerinin konuya bakışını bilmemiz yerinde olacaktır.

yahudi ve hristiyan Kitaplarında zinanın Hükmü ve Recm

zina eden evli erkek ve kadın livata yapan ve yapılan,hayvanlarla cinsel ilişkilerde bulunan, nişanlı kızla zina eden kendi rızasıyla zina etmiş nişanlı kız yahudi şeriatına göre öldürülür. (Çıkış 23, Levililer 20,. Tesniye 22)

nitekim bu hükümleri bilen yahudiler kendilerinden zina yapmış bir kadını ve erkeği Rasulullah sav a haber verdiler. hüküm vermesini istediler. o da bunun Tevratta ceza olarak karşılığının ne olduğunu sordu.

zina edenlerin meydan dayağı çekilerek rezil edildikleri­ni söylediler orada bulunan Abdullah b. Selam (yahudi iken müslümanlığı seçmiştir) yalan söyledi­klerini Tevratta recm cezasının olduğunu söyleyince Tevratı getirip recm ayetinin üzerine ellerini koyarak okumaya başladılar.
Abdullah b. Selam ellerini oradan kaldırınca Tevratta recm ayeti vardır diye itiraf ettikle­rinde Rasulullah sav zina edenlerin recm edilmelerini emretti, recm olundular (Buhari, Hudud 24, Müslim Hudud 27, Tirmizi Hudud 10, Mace Hudud 10). Bu rivayet neredeyse bütün hadis kitaplarında vardır.

bütün bunlardan anlaşılıyor ki recm meselesi öncelikle müslümanların değil yahudi ve hristiyanların problemidir onların bu problemde Rasullah'a başvur­malarının ve recm ile ilgili yazıyı gizlemelerinin sebebi, İslam'ın hükümlerinin recm'den daha hafif hükümler getirmesi olabilir olmasıdr ve hatta olduğudur. fakat Rasulullah onlara kendi kitaplarının hükmünü uygulamıştır.

Kur'anın zina hakkındaki hükmü
kadınlarınızdan fuhuş yapanlara karşı içinizden dört şahit getirin eğer onlar şahitlik ederlerse, o kadınları ölüm alıncaya ya da Allah onlara bir yol gösterinceye kadar evlerde tutun (dışarı çıkarmayın), içinizden iki erkek bu tür fuhuşu yaparsa, onlara eziyet edin, eğer tevbe eder, uslanırlarsa artık onlar(a eziyet)den vazgeçin. Çünkü Allah tevbeleri kabul eden­dir, çok esirgeyendir." (Nisa 4/15-16)

müfessirlerin çoğuna göre Nisa suresinin 15-16. ayetlerini İslamın zina hakkındaki hükümlerinin ilk aşaması olarak belirtmektedirler
İslamın ilk zaman­larında zina eden kadınlar evlerde hapis edilirken erkekler ise azarlama, kınama ve dövme cezası ile cezalandırılıyorlardı.

bu hükümlerin eşcinsellik yapan kadınlar ve erkekler için olduğu da belirtilmektedir
zina lafzısya ifadelendirilen ve had cezasını belirleyen ayet ise Nur suresinin 2. ayetidir.

"zina eden kadın ve zina eden erkeğin her birine yüz değnek vurun. Allah'a ve Ahiret gününe inananlar iseniz, Allah'ın cezasını uygulamada sizi, onlara karşı acıma duygusu tutup engellemesin. Mü'minlerden bir grup da onlara yapılan azaba şahid olsun." (Nur 24/2)

Kur'anda zaniler hakkında nihai hüküm olarak bu ayetler gösterilmektedir Ayette zina edenlerin evli veya bekar olmaları arasında bir fark zikredilmemiştir
cariyeler için hüküm bildiren ayet ise şöyledir

"İçinizden inanmış hür (muhsan) kadınlarla evlen­meye gücü yetmeyen kimse, elleriniz altında bulunan inanmış cariyelerinizden alabilir. hepiniz birbirinizdensiniz. öyleyse iffetli yaşamaları, fuhuş yapmamaları ve gizli dost da tutmamaları şartıyla, sahiplerinin izniyle onlarla evlenin, mehirlerini de güzelce verin. evlendikten sonra bir fuhuş yaparlarsa onlara, hür kadınlara yapılan azabın yarısını uygulayın." (Nisa 4/25)

evlendikten sonra fuhuş yapan cariyelere evlen­dikten sonra fuhuş yapan hür kadınlara verilen cezanın yarısını vermek demek hür kadınlara da ölüm cezası verilmemesi demektir
çünkü ölümün yarısı yoktur. Ayrıca bu ayetin Nur2 ayetinden sonra nazil olması gerekir ki hür kadına takdir edilen ceza orada tesbit edilmiştir.

"Zina eden erkek, zina eden veya ortak koşan kadından başkasıyla evlenemez, zina eden kadın da zina eden veya ortak koşan erkekten başkasıyla evle­nemez. Böyleleri ile evlenmek, mü'minlere haram kılınmıştır." (Nur 24/26)

zina edenlerin birbiriyle evlenmeleri söz konusu edildiğine göre zina edenlerin recm edilmedikleri ancak birbirleriyle evlendirildiklerinden bahisle iffetli yaşamak isteyenlere yol gösterilmektedir. zina edenle­rin biliniyor olup da recmin uygulanmaması evliliğe dair hukuki ve ahlai bir dersin verilmesi dikkat çekicidir.

Ayetlerde zina yapmanın çirkinliği ve cezası ortaya konurken birinin başkasını zina ile itham ederken getir­mesi gereken deliller ve getiremediği durumda verile­cek ceza açıkça ifade edilmektedir.

Namuslu kadınları zina ile suçlayıp da sonra dört şahid getirmeyenlere seksen değnek vurun ve artık onların şahidliğini asla kabul etmeyin Onlar yoldan çıkmış kimselerdir." (Nur 24/4)

zinayı isbat için dört şahid gereklidir. bunu bu şekilde isbat edemeyenlerin konu üzerinde durup lafını dahi etmesi yasaklanarak zinanın uluorta konuşulma­sının önüne geçilmektedir. kocası karısını zina halinde görse kadın da inkar etse bu sadece onların ayrılmasıyla sonuçlanır.

"Eşlerini (zina ile) suçlayıp kendilerinden başka şahidleri bulunmayan kimselere gelince: Onlardan doğru söyleyenlerden olduğuna dört defa Allah'ı şahit tutmasıdır. Beşinci defa yalan söyleyenlerden ise Allah'ın lanetinin kendi üzerine olmasını diler. Kadının da dört defa Allah'ı şahid tutup kocasının, mutlaka yalan söyleyenlerden olduğuna şahitlik etmesi kendi­sinden cezayı Kaldırır. Beşinci defa: Eğer kocası doğrulardan ise Allah'ın gazabının kendisinin üzerine olmasını diler." (Nur 24/6-9)

gördüğünüz gibi kendisinden başka şahidi olmayan kocaya ve kadına karşı izlenecek yol gösterilmiştir. nitekim Rasulullah getirilen bir davayı bu usulle karara bağlamış, karı ve koca ayrılmış çocuk anneye veril­miştir

zina isnadını dillere dolamanın yasaklanması ve ispatı için getirilen şartların güçlüğü sebebiyle İslam'da esas olanın insanların namuslarına el ve dil uzatılma­sının hem dünyevi hem de uhrevi cezayı gerektirdiği anlaşılmaktadır
İslam, ne zinayı ne de zina isnadını hoşgörmektedir.

"Allah'ın size nimet ve rahmeti bulunmasa ve Allah tevbeleri kabul eden Hakim olmasaydı size büyük bir azap dokunurdu." (Nur 24/10)

"Ama bundan sonra tevbe edip durumunu düzeltenler bunun dışındadır. Şüphesiz Allah bağışlar, merhamet eder." (Nur 24/5)

Kur'an birçok suç ve cezayı açık açık ifadelendirir­ken recmi gerektiren durumu ve recm gibi insanı taşlayarak öldürme cezasını insanın takdirine bırakmış olması düşünülebilir mi sizce?

belki peygamberine bırakmıştır, denilebilir. şunu burada hemen ifade edelim ki Kur'an zina ile ilgili ayrıntılı hükümler getirmiş fakat recmden asla bahsetmemiştir. Diğer bir ifadeyle hafif cezayı zikredip de en ağır cezayı zikretmemiş olabilir mi?

artık gün kadar ayan beyan olan bu cevaba karşılık susmanız şart sanırım...

saygı ve dualarımla...





Mehtap S.Hümeyragül DALLI tarafından 8/11/2010 4:08:47 PM zamanında düzenlenmiştir.
Guldane Dal
Guldane Dal, @guldanedal
11.8.2010 12:57:20

Ben Aleviyim dedim sayın Hümayragül DALLI, inançlıyım demedim...

Ben bilim ışığında gerçeklerle ilgilenirim ve bu ışığın önünde engel olan düşüncelerle ve daha bir çoklarıyla...

Aleviliğe ve sünniliğe gelince, bu konularda da oldukça bilgiliyimdir... Bu konuları burda sizinle tartışmak istemiyorum çünkü sizin oldukça fanatik düşünlerinizin yapacağım tartışmayı kaldıracağını düşünmüyorum..

Recm'e gelince size hemen taze bir haber ekliyeyim hani diyordunuz ya siz bu İran'la çok uğraşıyorsunuz diye buyrun bu da Afganistan'dan olsun sayın DALLI, isterseniz eğer Dünyanın her yerinden bu ve buna benzer iletiler ekleyebilirim;

Bu da Taliban usulü cahilliğin bir türü;

Afganistan'da Taliban tipi vahşi idamların sonuncusu hamile bir kadının canını aldı. Zinayla suçlanan kadın önce kırbaçlandı, sonra kurşuna dizildi.


HERAT - Ülkenin batısındaki Badghis vilayetinin kırsal kesimindeki Kadis’te bulunan Taliban mahkemesi, zinadan suçlu bulup idama mahkûm etti. 40 yaşlarındaki Bibi Sanubar adlı dul kadının infazı tam 200 kırbaçla dövüldükten sonra kafasına üç kurşun sıkılarak infaz edildi.

Bölgesel polis şefi Cabir Salih, kadın hakkında ‘uygunsuz bir ilişki sonucu hamile kaldığı’ gerekçesiyle böylesi bir cezaya hükmedildiği söyledi. İnfaz öncesi Sanubar’ın üç gün boyunca hapiste tutulduğunu anlatan Salih, “Önce onu 200 kere kırbaçladılar daha sonra da kafasından üç kurşunla vurarak öldürdüler” bilgisini verdi.

İnfazı da kadına bu cezayı veren bölgenin Taliban komutanı Muhammed Yusuf’un bizzat gerçekleştirdiği belirtildi. Daha sonra kadının cesedinin hükümet kontrolünde bir bölgeye atıldığı da eklendi. Sanubar’la ilişkisi olan adamın ise cezalandırılmadığı vurgulandı. Badghis vilayet konseyi başkanı Muhammed Nasır Nazari idamı doğrularken, Batı Afganistan’daki dini konseyin başkan yardımcısı Muhammed Kabaabiani idamın İslami ilkelere uygun olduğunu savundu.

Taliban 1996’dan 2001’de ABD işgaline kadar süren iktidarı sırasında halk önünde pek çok idam cezasının infazını gerçekleştirdi. Taliban tipi şeriat uyarınca insanlar taşlanarak öldürüldü. Taliban adaleti bu tür infazların yanı sıra hırsızlık gibi suçlara el kol kesme gibi cezalar biçiyor. Helmand’da haziranda 7 yaşında bir çocuğun casusluk suçundan öldürüldüğü söyleniyor. (afp)

...............................

Ayrıca bizim ülkemizde de yoktur bu recm diye sevinmeyin çünkü sadece adı değişik örneğin ''töre cinayetleri' gibi...

Ayrıca İslam dininde RECM vardır (ki bunları ben söylemiyorum) ... Şöyle der bir yerde;

Recm cezası, islama göre dört erkek veya her bir erkek yerine iki kadın (Nur : 1-6), evli bulunan bir kimseyi kendisiyle evli olmadığı bir başka kişi ile ilişkiye girerken, yani erkeğin penisinin kadının vajenine gidiğini kesin görürler ve bunu mahkemede hakime (kadıya) çelişkisiz anlatırlarsa bu kimse recmedilir.

Ve RECM'in de anlamı şudur;

Recm, zina fiilini işleyen evli erkek veya kadınlara uygulanan şeriat cezası. Recm ile ilgili tartışmalar mezhepler ve tarikatlar arası ayrılığa da neden olmuştur. Recm kelimesinin Kur'an'da taşlamakla eşanlamlı olarak değil, daha çok hor görmek, yalnız bırakmak gibi bir anlamda kullanıldığı tefsirlerde okunur. Ancak İslam hukuku'nda recm, taşlama fiilinin karşılığı olarak kullanılmıştır. Recm kelimesi, bu yüzden, hemen hemen tüm dillerde, taşlama kelimesinin karşılığı olarak yer almakla birlikte, Osmanlıca'ya (hukuk terimi olarak) "zina yapan kadın veya erkeğin taşlanarak öldürülmesi" olarak geçmiştir. Recm konusu, İncil'de de açık bir biçimde yer almaktadır.
.........................

Sevgiler...





Haticcay
Haticcay, @haticcay
11.8.2010 05:26:02
Her ne kadar cezası şimdilik dondurulmuş olsa da elbette ki ağır bir ceza.
Dilerim İran Hükümeti insafa gelirde bu tür İslam dşı uygulamalara son verirler.
munır
munır, @munir
11.8.2010 01:50:21

sanırım erkekler kadınlardan çok korkmaktadırlar.Kendi aldatmalarını (hovardalık kelimesiyle geçiştirmek eğilimlidirler) kadınların bir erkeği ki; bir kadının bir erkeği aldatması çok nadir raslanan olaydır, buna da sebeb yine erkektir.. Yani erkekler öce iğneyi kendilerine bir batırsınlar bakalım sonra düşünsünler..Dediğiniz gibi kadına yapılan şiddet sadece şu veya bu ülke ile ilgili değildir.. Din,töre gibi olguların arkasna saklanarak işlenen bu suç ancak gerçekleri karşımıza alarak her hangi bir ideolojidle değerlendirmeden sadece insan olmamızın ( hem kadın hem erkek olarak) olgusuyla sorgulayarak düşünerek konuşarak yazarak (sizin gibi) ve de en önemlisi uygulayarak insan olmanın güzelliğinde birleşmeliyiz..Korkmadan utanmadan severek sevdirerek... Sizi kutluyorum sevgili Güldane.. Sevgilerimle..
Guldane Dal
Guldane Dal, @guldanedal
11.8.2010 00:20:49

Sizi çok iyi anlıyorum ama sizin beni anladığınızı hiç sanmıyorum, siz önce düşüncenizi söylerken hakaret edilmemesi gerektiğini öğrenin Mehtap S. Hümeyragül DALLI...
Mehtap Yıldız
Mehtap Yıldız, @mehtaphumeyraguldalli
10.8.2010 23:59:21
çok çok dikkat ettimde sizin İran devleti ile çok büyük bir sıkıntınız var ama neden onu bir türlü anlayamadım açıkcası...

hadi irak demiş olsanız aklıma KER-BELA GELİR ama belliki sizin o Aleviliklede bir alakanız yok...


anlayamıyoruz yani... kapasite yetersizliği büyük ihtimal?

Engin Tatlıtürk
Engin Tatlıtürk, @engintatliturk
10.8.2010 18:58:36
Rap teala Kuran'da sorar kullarına " Siz benden merhametli misiniz?" diye.

Yazınız siyasi içerikli. Partiler üstü. Devletler arası hatta din ve din ve rejimler arası.

Sizinle fikren taban tabana zıttız. Her konuda ayrıma düşüyoruz. Ama her konuda.

Sayfanızı yorumdan ziyade okumak için ziyaret ettim. Yazıya lafım yok, fikrine hizmet etmiş.
İçerik de yoruma açık ve makul. Sadece İran yönetiminin nezdinde her şeye saldırı yapılmaydı iyi olurdu.

Yazınıza tarafsız yorum getiremem.

O nedenle yorumdan kaçınıyorum.

Bir alakanız varsa Hayırlı Ramazanlar.
hicbitmez
hicbitmez, @hicbitmez
10.8.2010 15:48:00
Hic bir zaman anlamadigim seylerden biri su,
Örnegin bizim ülkede Törenin halen hüküm sürdügü yerlerde islenen cinayetler..
Birbirini sevmis insanlara lafimiz yok ayrilik da olur insan sevdigine kavussamaz da olur.Her sey insanlar icin.
Iyi güzel anladik da,evlendikten sonra neden birliktelik kurarlar ki bilirler ortaya ciksa namus cinayeti cikar.
Bunu savunmuyorum tabiiki can almak insana düsmez Allah varken.
Ama namus icin töre icin öldürüleceginide bilir bunu bilip de yinede yapacagini yapiyorsa ki zinadir bu Kitabimizda yeri yoktur bunu bile göze aliyorsa bir insan ölsün acimiyorum ben böyle insanlara.
Babasini esini abilerini bunlari da geciyorum cocuklarini hice sayanlara ben acimiyorum.
En son Viransehirde yasanmis bir olay var son günlerde gerceklesen.
Esi dügündeyken kadin almis eve eskiden sevdigi birini ve o esnada esi gelmis
Kadin kacmis ve esi diger erkegi iskence ederek cirilciplakk kahve önlerine kadar sürüklemis atmis bir kenera.
Ne oldu simdi o cocuklari kaldi ortada bir genc öldü esi hapise girdi.Ailesi bir damga yedi.Seref bitti mi hayat biter.
Kacsan ne olur vicdanin seni birakir mi hic.
Asilsan bile daha iyidir her gün azap cekmektense..

Baslari örtülü ama ama ama......

Ne Kurandaki yassaklar ne ölüm korkutmuyor.
Evet belki sevmedigi birine veriliyorlar ama bu bir savunma olmamali nefse yenikligin savunmasi bu olmamali.

Kiyamet ahlaksizliktan kopacak.
Düzeni bozanlar ve düzene uymayanlar adalet beklemesin.Ne devletten Ne Yaradandan.
Günahlari isleyip isleyip Allah demesinler acinacak sekillerde dünyaya ibret olmasinlar.

Yüreginize saglik
Sayglar

hicbitmez tarafından 8/10/2010 3:51:14 PM zamanında düzenlenmiştir.
Guldane Dal
Guldane Dal, @guldanedal
10.8.2010 11:37:35

Sevgili Aynur siz şeriat yanlısı olduğunuz için İran'da yapılan haksızlıkları ( özellikle kadınlara karşı) göremiyor olabilirsiniz ya da görmek istemiyor olabilirsiniz...

Ben yazımda bir şeyleri bir şeylerle kıyaslamıyorum. İran'da kadın sorunundan acı bir örnek sunuyorum...

Ayrıca ben diğer ülkelerde kadın haklarının nasıl ihlal edildiğini de çok iyi biliyorum ve yazılarımda, yorumlarımda buna oldukça geniş yer veriyorum. İsterseniz sizi için dünya genelinde kadına yönelik şiddetle ilgili küçük bir istatisitiki bilgi aktarayım;

-Bugün dünya üzerinde yaşayan kadınların yarısı eşlerinden şiddet görüyor.

-Çin'de, yılda 1 milyon kız çocuğu doğar doğmaz öldürülüyor. Dünyada bu yolla kaybedilen kadın sayısı 40-50 milyonu buluyor.

-Uluslararası Göç Örgütü, her yıl 2 milyon kadının sınır ötesi kadın ticaretinde kullanıldığından bahsediyor.

-İngiltere'de, her 7 kadından biri birlikte olduğu erkek tarafından tecavüze uğruyor.

-Fransa'da, her ay 6 kadın aile içi şiddet nedeniyle hayatını kaybediyor.

-Her beş kadından biri hayatlarında tecavüz veya tecavüz girişimi kurbanı olacaktır (WHO 1997).

-Güney Afrika’da her gün 147 kadın tecavüze uğramaktadır. (Güney Afrika Irk İlişkileri Enstitüsü 2003).

-ABD’de her 90 saniyede bir kadın tecavüze uğruyor (ABD Adalet Bakanlığı, 2000).

-Fransa’da her yıl 25,000 kadın tecavüze uğruyor (Avrupa Kadınlar Lobisi, 2001).

-Türkiye’de kadınların %35.6’sı bazen, %16.3’ü sık sık aile içi tecavüze uğruyor (2000 yılında yayınlanan taramalar, Müslüman toplumlarda kadın ve cinsellik, WWHR Yayınları: İstanbul, 2000).

-Ruanda’da 1994 soykırımı sırasında 250,000 – 500,000 arası kadın, yani kadınların yaklaşık %20’si tecavüze uğramıştır (Uluslararası Kızıl Haç raporu, 2002).

-Sierra Leone’de yerlerinden edilmiş kişilerin %94’ü tecavüz, işkence ve cinsel kölelik gibi cinsel saldırılara maruz kalmıştır (C, İnsan Hakları için Doktorlar, 2002).

-Irak’ta Nisan 2003’ten bu yana savaş sırasında ve sonrasında, aralarında sekiz yaşında kız çocuklarının bile bulunduğu en az 400 kadının tecavüze uğradığı bildirilmiştir (İnsan Hakları İzleme Örgütü Araştırması, 2003).

-Kosova’daki bazı köylerde ergenliğe ulaşmış kadınların %30 - %50’si Sırp kuvvetlerinin tecavüzüne uğramıştır. (Uluslararası Af Örgütü, 27 Mayıs 1999).

-135 milyondan fazla kadın ve kız çocuğu kadın sünneti olmuştur ve her yıl 2 milyon kız çocuğu ve kadın bu riskle karşı karşıyadır (her gün 6,000 kişi). (A, BM, 2002).

-İran’da, çoğunluğu etnik Arap olan Kuzistan bölgesinde, 2003 yılında iki aylık bir süre içinde 20 yaşından küçük 45 kadın, yakın akrabaları tarafından “namus” cinayetine kurban gitmiştir (Middle East Times, 31 Ekim 2003).

Kısaca kadına yönelik şiddet ne acıdır ki evrenseldir sevgili Aynur Engindeniz..

Sevgiler...

yeğinadnan
yeğinadnan, @yeginadnan
10.8.2010 10:02:36
Topal bir haber okumuş olmalısınız.Aştiyani ye ne yapılıyorsa Hanım olarak.''Aşmadıyaniye''de aynı ceza verilmiştir emin olun Maksatlı bir haberden ,gayet insani olarak etkilenmiş olabilirsiniz.Ve unutmayın ne olur.İslamda ölçü İran Değil kur_an dır.
Yalın bir dille yazılmış sorgulama ve teşhislerle tesbit edilen durumu anlatma beceriniz çok güzel.Yazınızın en güzel tarafı.İdeolojik olmaması.Genelde bu tarz yazılarda Hanımlar konu edilerek İslam dinine takiye yapılır.Samimiyet için sonsuz teşekkür Paylaşım içinde.sevgi ve selam.

NOT:İslam bu konularda Kadın erkek ayırımı değil.Evli bekar ayırımına gider.Not düşme gereği duydum.

yeğinadnan tarafından 8/10/2010 10:04:28 AM zamanında düzenlenmiştir.
Aynur Engindeniz
Aynur Engindeniz, @aynurengindeniz
10.8.2010 09:22:22
Evet, bazı toplumlarda kadın hakları diye bir şey yok. Ama sözüne ettiğiniz İranda kadınlar Türkiyeden daha çok sosyal hayat içinde. Mecliste kadın sayısı bizim neredeyse 10 katımız. Üniversitelerde ve iş sahalarında da öyle. Bunları belgesellerden görüyoruz. Bence tek taraflı bakıyorsunuz. İranda bir yasa var. Şeriat...İster beğenin ister beğenmeyin, ülke şeriatla yönetiliyor ve orada yaşayan halkın da buna göre yaşaması gerekiyor. Oradaki bir davayı, bizim ülkemiz koşullarına göre değerlendirmek bu yüzden doğru değil.

İnsani açıdan bakacak olursak, elbette ki bir insanın ölümü beklemesi çok acı. Korkunç...Ama bu idam cezası demokratik ülkelerde de var. Onlar da yıllarca infazı bekliyor. Peki ama neden sadece İran hep verilen örneklerde.

Son olarak söylemek istediğim, şeriat Allah'ın yasasıdır ve Allahın her işinde bir hikmet vardır. Eğer bu yasa doğru uygulanmıyor, adaletsizlikler meydana geliyorsa bu şeriatın değil, onu dilediği gibi yorumlayan kulların suçudur.

İnsanca yaşamak...Her anlamda...Herkes için dileğim budur.

Selamlar.
Eser Akpınar
Eser Akpınar, @eserakpinar
10.8.2010 01:01:23
10 puan verdi
Bin Muhteşem Güneş / Khaled Hosseini...Konusu Afganistan da geçen bu kitabı okudunuz mu? Kadınlara uygulanan, inanılmaz vahşetin romanı. Sizin sorduğunuz soruyu ben de sıkça soruyorum: neden böyle davranır erkek? yanıt bulmakta zorlanıyorum. Sonra soruyu tersine çeviriyorum: Kadın neden izin veriyor erkeğin böyle davranmasına? Yine yanıtsız kalıyorum.

Çok şükür ki; bu tür vahşeti aklımızın alamayacağı, kabullenemeyeceğimiz ve yanıtlayamayacağımız bir Cumhuriyette yaşıyoruz...henüz...Duam o ki; hep böyle kalırız.

Güzel bir paylaşımdı. Sevgilerimle.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.