- 1270 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
SİVİLCE
SARI DİKEN
Yeter artık!..Etrafımda dönüp durma!..Başım dönüyor...Eksenim etrafında dolanman ve sarı sarı gözlerle bakman sinir ediyor beni...
Git başka çehrelerde süzül!..Yeterince benimle uğraştın...Kurbanın bir tek ben değilim!.. Yüzümün derisiyle alay etmenin yaşını çoktan geçtim.Git başka yerlere kök sal!.. Arzularına yeterince toprak oldum ben zaten...O yüzden sarı ve sulu gözlerini al da başka mekânlara dal...Yüzümün denizindeki dalgalarla dileğince boğuştun!..Git,daha açıklara git de başka okyanuslarda havanı al!...
Mağrur duruşun asil bir varlık olduğunu gösteriyor;ancak çevremde Kızılderili danslarını sergilemek şanına yakışmıyor...Sen ki davet edilmedik yüzlere davetsiz gidensin...Üç beş gün konaklar, sonra çeker gidersin.....Yalnız,şunu bil ki;ne yüzüm handır,ne ben hancıyım,ne de sen beş yıldızlı bir misafirsin!..Olsa olsa sıradan bir misafirsin,neresi hoşuna giderse orada konaklarsın,en fazla beş gün sonra çeker gidersin!..
En fazla yağlı ciltleri tercih edersin...Bazen tercih hataların olur tabiki...Ara ara da kuru havaları teneffüs edersin...Garipsediğim falan yok;ama tilki sinsiliğiyle gelip çehreye yerleşme olayını nasıl oluyor da becerebiliyorsun?..Pek merak ediyorum doğrusu!..Öyle kolay değil hiç haber vermeden,hele kapıyı çalmadan odanın en baş köşesine bağdaş kurup oturman!..Acaba davetsiz misafirliğine gölgeler mi eşlik ediyor?..Hani gölge de emir dinlemez ya,o açıdan!..Ama en fazla beş gün durursun o köşkte ve sonra pılını pırtını toplar,çeker gidersin!
Pekâla önceleri hoşuma gidiyordun.Gençliğim seninle başlıyordu çünkü...İnsan,ilk göz ağrısını unutmaz,biliyorsun!..Önce tatlı bir sızlama...Sonra yavaş yavaş oluşan bir şişkinlik...Ardından derinin sertleşmesi ve küçük küçük dağların oluşması...En sonunda ise sarı lavların akıp durması...Gençliğimin farkına kirli sarı gözlerinle karşılaştığım zaman vardım. Ben seni nasıl unutabilirim ki!..Erişkinliğimin ilk çılgın ateşiydin...
Fakat şimdi pek hoşlandığımı söyleyemem...Güzellik anlayışın kirli sarıdan öteye geçemiyor... Yeşili sarı görme hastalığın nüksettiğinden beri yollarımızın ayrıldığı görüşü hakim oldu bende...Hem istediğim özelliklerin binde biri yoktu sende...Saçlarını örgü örgü görmek isterdim,sen aynanın yüzüne yüzüne doğru dağıtırdın saçlarını...İyi de,aynalardan ne isterdin yavrum?Ezelî düşmanların mıydı?..Asıl muhatapların hava sahalarını ihlal ettiğin yüzler değil miydi?..Aynaların suçu yok!..Onlar yetim yetim boyun büküp gerçekleri aksettiriyor!..Gerçekler,senin çirkin duran yılışık suratında...Estetik olarak,ahlâk olarak pek de yabansın!Sarıdan öte bir renk tanımamanı yadırgıyor ve selamını almamak için rastladığım her köşeyi senden uzaklaşmış olmanın engin hazzıyla dönüyorum!
Sadece bir ben miyim sevmeyen?Hayır!...Dünya halkının hemen hepsi köşe bucak kaçıyor senden!...Habire eczanelere sorup duruyorlar “Sivilce merhemi var mı?” diye...Ya sen nasıl bir yaratılmışsın ki herkes sana muhalif?..Eee!Sen de rahat durmuyorsun canım!..Her güzelim diyârın Napolyon’u olmak istiyorsun!..Her müslüman beldeye haçlı seferi düzenliyorsun!..Kâfir misin mübarek?..Yar değilsen ağyar olmana sebep ne?..Sevmiyorlar diye mi karşısın insanlara?..Etkiye tepki mi gösteriyorsun?..Ama ilk saldırıyı senin başlattığını herkes biliyor ve bu sebepten onlar da bu taarruzuna taarruz ile karşılık veriyor...Sonuçta vatan bildiğin İzmirlerden sökülüp Ege denizlerine dökülüyorsun!..
Her güzel yüzün dikeni oluyorsun a canım!..Güzelliklere bunca düşman oluşun yaratılışının gereği midir?Hâlâ anlamış değilim...Sarı yüzlü,buğday benizli dinlemiyorsun;Allah’ın yarattığı en nadide bölgelerde bitiyorsun...Olmaz ki!..Güllere bülbül yaraşır;sen ise karga olmakta ısrar ediyorsun!..Bu ciyak sesle hangi güzeli büyülemek istiyorsun?..Hiçbir gülendam sesine kulak vermez ki!..Hiçbir Yusuf’un hiçbir Züleyha’sı olamıyorsun;olmaya çaba da göstermiyorsun...Huyunu suyunu değiştirmediğin müddetçe de hiçbir iklimden bahşiş kapacağını sanma;kaparsan da hemen elinden alır,ocağını söndürürler...Yaşasın eczaneler!!!
Buna rağmen sana karşı nefretim aşırı değil!..Ne de olsa ilk kavak yelimdin ve beraber koşa gürleye gitmiştik biz nice aynaların karşısına!Yetişkinliğimin hatırası vardı anlayacağın...Ama o eskidendi...Yüzüme şimdi de musallat olman nefret duygularımı (aşırılığa varmama şartıyla) körüklüyor. İşaret ile baş parmağım arasında kalan vücudunun bir sıkımlık canı var...Biliyorum;varlığına son vermesem de üç beş gün sonra elini eteğini çekip gideceksin ülkemden...Çıkarsın da,üç beş günlük saltanatını alnımın tam ortasında sürmen doğrusu pek de zoruma gidiyor!..Milletin yüzüne nasıl bakarım ben!..Olmaz öyle!..Sen sefa sür;bense cefasını çekeyim!.. Hangi anayasa kitabında yazılmış bu kanun!.. İyisi mi bunun tersi olsun!..Ben köküne kibrit suyu dökeyim;sen “er kişi niyetine” cenaze namazını kıl!.. Evet!Bu,insanların yüzüne bakma anlamında benim açımdan daha mutlu bir karar...Ama dur!..Daha acısız olsun diye paraya biraz kıyıp akne tedavisi mi uygulasam?..Yok canım!.. Seni patlatırkenki tatlı sızıyı merhemler bağışlayamaz ki bana!..Hem para bulsam kendime adam gibi ceket gömlek alırım... Senden bıktığım gibi bıktım yamalı pantolondan...
Hayır!..Öldürmeliyim seni...Ruhuna tırnağımın dişlerini geçirmeliyim!..İnim inim inlemelisin tırnaklarımın arasındaki son yolculuğunda...Ha,bu arada bana yalvarmaya da kalkma!..Bağışlamam!!! Güzelliğime gölge düşürdün,bırak da seni temizlemek görevim olsun!..Hem yalvarmak şanına da yakışmaz.Öleceksen,şerefli bir şekilde ve cesurca öl!..Korkaklar gibi yakarma!..Bu da sana son öğüdüm olsun!
Hoşça kal küçük!..Elveda ey sarı gözlü!..Gideceğin yerdeki sarı vücutlu kardeşlerine maviye yeşile dost olan benden selam götür!..
Üç beş gün sonra çekip gitme;şimdi git!..Arkandan kimse ıslak mendiller sallamayacak!
Yemin olsun!..
Bir dahaki sefere karşımda durup durup gülmesen,karışmayacağım sana!..Andolsun!..
Şimdilik yeter artık!..Varlığına bu kadar katlanışım bile fazla!..Beynini dağıtacağım senin!..Ama kafanı aynaların zeminine fırlatmadan önce şu emmin oğluna söyle de çevremde yamyamlar gibi dolanmasın!..
Vallahi başım dönüyor!..
Adem ERDEM
YORUMLAR
sivilce ile aramız hiç bozulmadı...
küçük iken de şimdi de kısa misafirlikleri bazen olmuştur...
ama bana bir nesir yazdıracağını hiç düşünmedim...
sanırım edebi dünyanın en güzel tarafı bu yaşama ait herşeye dokunabilme şansımızın olması...
kutlaıdm...
siyahlale1978
Tebrik ederim hoş bir yazıydı. Sivilce bu yazdırır. Kim ister ki kendiliğinden açan çirkin çiçekleri.. Kopartsan bir dert kopartmasan ayrı bir dert. Gül dalında güzel ama sivilce yüzde hiç de güzel değil katılıyorum bu yazıya.. Teşekkürler gülümsettiniz. Saygı ve selamlarımla..