Bakarsın gülmeyi unutmamış oluruz…
‘’………Başa çıkamıyorum gözlerinle. Öyle derin bakıyorlar ki, kendimi sana teslim etmekten korkuyorum. Yapamam bunu! Hayatta her şeyin bir bedeli olduğu gibi bununda bir bedeli olması gerekiyor. Vazgeçmek bu sevdadan, arkanı dönüp gitmek… Duyuyorum bu aralar, beni özlediğin söyleniyor. Gözlerin de doğruluyor, zaten o gözler anlatıyordu tüm ilişkimiz boyunca her şeyi. Şaşma kendine beni özlediğin için, bu sonuç kaçınılmazdı bilmiyor muydun? Biliyordun! Üzerinde taşıdığın gurur kılığına bürünmüş aptal korkaklığı ne zaman atacaksın üzerinden? Bakarsın bir gün yine mutlu oluruz……’’
Aylar geçmişti üzerinden ayrılığın. Zaten hep ayrıydılar. Bu ayrılık sadece skor tabelasında görünmesi istenen sonuçtu.
Erkek için hayat duruyordu yatağından çıktığında. Şarkılar üzerine doğru geliyordu. Mutfakta yemek yapmak kimi zaman tiyatral bir hal oluyordu onun için. Eli domatese değmeye görsün… Sevgilisini özlemek bıçkınlık döneminden kalma alışkanlıklarına tersti. Tutamıyordu da kendisini, bilgisayarından sürekli fotoğraflarına bakıyordu. Artık zamanı geldi diye düşünüyordu, harekete geçmeye çabalıyordu. Her seferinde hayat onun karşısına sürprizlerle çıkıyordu. Olmuyordu, oluyor gibi de yapılmıyordu.
Kadın en iyi yaptığı şeyi yapıyordu, sürekli kendisini suçluyordu. Ağlıyordu bazı geceler sessizce, kimseler duymasın istiyordu. Çekip gitmenin nelere yol açabileceğini nereden bilebilirdi? Hayat onunla küçük oyunlara başlamıştı hiç vakit kaybetmeden. Yolda yürürken ona benzeyen yüzler, arkadaşlarıyla bir ortamda otururken onun gibi konuşan bir adam, kitaplığından okumak için bir kitap seçerken onun bıraktığı notlar… Sonunda karar verdi ve yeni bir ilişki için temel aramaya başladı. Temeli kazdıkça eline ondan bir şeyler gelmeye başlamıştı. Çok geçmeden fark etti ki onun gibi sözler söylüyor, onun gibi bakıyor ona, aynı onun gibi kendisinden daha çok mutlu olmasını istiyordu o da. Olmadı, olamadı; çünkü hiçbir gerçeğin yerini alamaz bir başka gerçek… Bunlar o adamın gerçekleriydi aylar önce sunulan. Tanıyordu bunları, özlüyordu belli etmemeye çalışsa da o adamı.
Ayrı ayrı süren ilişkileri bitirmeye kalkışmak zaten çatlak olan boruyu parçalamaktır. Su önceden ağır ağır akarken, aniden taşıverir etrafa. Sulamaya çalıştığınız aşk çiçeğinizde haddinden fazla su alınca kuruyup gider.
Uzak iken yakın olmak güzel de, yakın iken uzak olmaya ne demeli!
Kadınların ortak yakarışıdır ‘sevilmek’… Ama iş sevmeye gelince orada bir dururlar, işin rengi değişmiş gibi yaparlar. Geri çekerler kendilerini. Karşılarında duran adam bir anda yabancılaşır onlara. Çünkü akıllarında hiç tükenmeyen imkansız aşk hayali vardır.
Erkekler ‘sevmek’ ister. Tutkuyla, deli dolu, kimselere aldırış etmeden… Ama ilk fırsatta çekerler ilişkinin el frenini. Görürler karşıdan bir şey göremediklerini. O kadın bir anda daha da büyür gözlerinde ve büyüyerek uzaklaşır gider.
Bu aşk da, aşk mıydı bilinmez, bitmişti.
‘’Neden konuşmuyorsun? Oysa severdin sen güzel sözlerle girişler yapmayı. İyi görünüyorsun, duyduğuma göre de eğlenceli hayatına devam ediyorsun. Bende işte bildiğin gibi aynı. Biraz uzaklaşmak istedim oradan, attım kendimi buralara. Tamam bakalım sen anlat, şuradan başla mesela; neden buluşmayı kabul ettin benimle?’’
‘’Gözlerin için… Özledim onların parıldayışını. Şu anda da fena oldum. Bakma öyle! Başa çıkamıyorum gözlerinle. Öyle derin bakıyorlar ki, kendimi sana teslim etmekten korkuyorum…………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………… Bakarsın bir gün yine mutlu oluruz. Bu sefer ellerimiz başka ellerde olur. Biz hala gülmeyi unutmamış oluruz.’’
Doğuşan IŞIK
11.05.2010
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.