KARDAN ADAM'A
^ ’Bir zaman olur ki gelirsin’dedi.İşte o zaman gökyüzü tüm maviliğiyle bize kucak açar.^ Neydi bu sözlerin manası?Şimdi git.Belki bir gün... Halbuki bu sözler onun yüreğine dokunuyordu.Kendisini kapkara bir kör kuyunun içinde hissediyordu.Ayak seslerinden bile yorulmuştu artık.Ne büyük sevmişim? diye geçirdi içinden ve ayrılık nasıl da canını yakacaktı.Hele o gözlerde arayıpta bulamadığı umut ışıkları ve duymak isteyipte duyamadıkları... Her şey böylesine zordu işte...Her şey böylesine imkansız... Önce güldü.Sonra gözyaşları deniz resmi çizdi.Oyun bitmeliydi artık.O çizgi üzerinde durmak için gözyaşlarını gizlemekliydi.Son kez saate baktı.Ve son kez o gözlerin sahibine doğru yürüdü.Ayağının altındaki o yol hiç bitmesin ve zaman dursun istiyordu.Ama ne zaman durdu ne de yol uzadı.Ömründen ömür gidecek an karşısındaydı işte.Orda öylece durmuş bu yürek yakan sözlere bir cevap bekliyordu. Zaman avuçlarında kaydı,yol ayaklarının altında tükendi ve kalbi mum gibi eridi.Güneş doğmuyor,şarkısı susmuyordu.Başını usulca o güzel insana doğru çevirdi.Tüm gücüyle; ’Senin bende sonun yok ama artık bir umut da yok’diyebildi. Oysa yüreği öyle demiyordu.Onun dudaklarından dökülecek tek bir cümleyi duymak içindi her şey...Sonrasında gitmeye de, ölmeye de. beklemeye de değerdi.Zaten hiç bir beklentisi yoktu.Ama ne gelirdi ki elden?O güzel insan her şeyi çoktan basitleştirmişti. O son kez bu büyük bağlılığı tekrar yüceltti ve usulca kapıyı çarpıp çıktı.^Kal^diyen olmadı, ^gel3diyen olmadığı gibi...Hüznün resmini çizdi gözyaşlarıyla kaldırımlara ve umutlarını denize attı.O gitgide belirsizleşirken güzel insan tavrını hiç değiştirmedi. Ve bir zaman sonra mavi renkli bir otobüs, onu hiç bilmediği diyarlara götürmek üzere aldı. Yıllar özünden çok şey götürdü.Çok yağmurlar yağdırdı şehirlere...Her şeyi susturdu, her şeyden vazgeçti. Ama yüreğini ateşin içinden alamadı.Ve hiç bir gün, hiçbir yerde , o büyük insanı hiç anmadı...