- 574 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Dilinde Aşk Vardı Yüreğinde İhanet-2 / Bir Sevda Masalıydı Bizimki Bölüm-14
Dilinde Aşk Vardı Yüreğinde İhanet-2 / Bir Sevda Masalıydı Bizimki Bölüm-14
« : 13 Mayıs 2010, 13:19:27 » Alıntı Değiştir
Bölüm: 14
1
Şirvan masayı toplarken ben önce ağabeyimi aradım. Hoş beş konuşmadan sonra bombayı patlattım. Zavallı ağabeyim benden böyle bir şey beklemediği için neredeyse küçük dilini yutuyordu. Fazla detaylara girmeden Şirvan’la olan ilişkime değindim. Daha sonra görüşmek üzere telefonu kapattım. Şimdi sıra Emir ağabeye gelmişti. Onunla da görüşüp, öğleden sonra bürosunda ziyaret edeceğimi söyledim. Tabi yanımda bir de misafirim olacağını da haberdar ettim. Şirvan’da bu arada işlerini bitirmiş gelip yanıma oturdu.
_ Ne yaptın demin ağabeyinle konuşuyordun. Aramızda söz yaptığımızı söyledin mi?
Cevat:
_ Söyledim. Adam az daha boğuluyordu. Benden böyle bir şey beklemiyormuş. Neyse bunları konuşacak zamanımız çok olacak. Sen hazırlan da çıkalım yavaş, yavaş hayatım. Ne dersin.
Şirvan:
_ Dönerken çarşıya uğrayalım kendime bir şeyler almalıyım. Giyecek bir şeyim kalmadı.
Saat on bire gelmeden evden ayrıldık. Metrobüsün durağına giderken Şirvan Koluma girdi. Çok hoş oldum içimden bir şeyler akıp gitti. Ve kendime bir söz verdim. Eğer beni bırakıp gitmeye kalkarsa babamın yaptığı gibi gitmesine asla izin vermeyeceğim, babamın yaptığı hataya asla düşmeyeceğim.
Önce Taksim’e çıktık. Biraz turladık Şirvan’a Taksim meydanının İstanbul için ne kadar önemli olduğu hakkında bilgi verdim. Ama mutluluktan açıkçası anlattıklarımdan ben bile bir şey anlamadım.
Şirvan:
_ Akşama Deniz ablalara gidecek miyiz? Eğer gideceksek yüzüklerimizi alalım onlarda takalım olur mu Cevat?
Cevat:
_ Çok iyi düşündün onlara da sürpriz olur.
Ufak bir kefeye girip hem dinlendik hem de birer bardak çay içtik. Saat ikiye yaklaşırken, Emir ağabeyin bürosunun bulunduğu binanın önündeydik. Asansöre bindik kırk sekizinci katın düğmesine bastım.
İkimizi çok değer verdiği dostlarını ağırladığı salona aldı. Bu bize değer verdiğinin bir göstergesiydi. Saygıyla elini öptüm ve gösterdiği yere oturdum. Şirvan’da beni takip ederek elini öptü ve yanıma oturdu. Kuzenim hiç vakit kaybetmeden söze girdi.
Emir dağlı:
_ Telefonda sesini duyunca şaşırmadım dersem yalan olur. Uzun zaman oldu beni aramayalı.
Cevat:
_ Haklısın efendim. Hem okul hem iş ikisi bir arada zor gidiyor.
Emir dağlı:
_ Evlat daha evvel yapmış olduğum teklifimi tekrarlıyorum. Gel yanıma kapım sana daima açık. Sakın ola ki bu teklifi sana dayımın oğlu olduğun için yaptığımı sanma. Ben senin nasıl bir cevher olduğunu gayet iyi biliyorum.
Cevat:
_ Sağ olun efendim. Zor olan yol benim tercihimdir. Bunu gayet iyi biliyorsunuz. Bugün gelişimizin sebebi sadece size ziyarette bulunmak ve Şirvan’la benim hayatımızda yapacağımız ufacık bir değişiklikten haberdar etmekti. Ben ve Şirvan evlenmeye karar verdik, istedik ki bir büyüğümüz olarak sizinde haberiniz olsun. Sen de biliyorsun küçük halam Antalya’ya yerleştiler. Büyük halam ise Finike’deler.
Kuzenim geldiğimizden beri ilk defa, yerinde sessiz sedasız oturan ve söze hiç karışmayan Şirvan’a dikkatlice baktı. Bakarken elini anına koyup bir süre düşündükten sonra:
_ Şimdi hatırladım siz o kızsınız. Evet, evet siz osunuz. Sanırım geçen seneydi İzmir iş adamları derneği tarafından bir konferansta konuşmacı olmamı istemişlerdi. Bende takvimimde olan boşluğu değerlendirmek için o konuşmayı kabul etmiştim. Her kes salonda beni pür dikkat dinlerken, siz küçük hanım karşımdaki ilk sırada harıl, harıl not alırken benim de dikkatimi dağıtıyordunuz. Şimdi sizi yakaladım işte demek o kız sizdiniz. Şirvan:
_ Özür dilerim efendim o zaman sizin dikkatinizi dağıttığı mı bilemezdim. Ben sadece elime geçen bir fırsatı değerlendirmeye çalışıyordum.
Emir Dağlı:
_ Son söylediklerim şakaydı. Anlatın bakalım bundan sonra neler yapmaya karar verdin
Burada söz bana düşüyordu. Şirvan’ın geçen haftalarda bir akşam üzere telefonla aramasından başlayıp şu ana kadar yaptıklarımızı hiçbir şeyi atlamadan kelimesi kelimesine anlattım. Sözümü bitirinceye kadar sessizce dinledi sonrada konuşmaya başladı:
_ Demek hiçbir şey göründüğü gibi değilmiş. Yüce yaratan Veda Arasıl’ın hayat çizgisini çizdi ve, Necmi çağın’ı karşısına çıkarttı, sizin birlikteliğinizi yıllar önce belirlemişti. Baştan kendisine çok kızmıştık ama yapmış olduğu fedakârlığı çok sonraları gördük ve anladık. Hey gidi günler hey. Ben okulu yeni bitirmiş genç bir delikanlıydım. Amerika’ya gidişim. Yeniden Türkiye’ye dönüş. Ve bu arada yaşanan hayatın gri tonları. Biliyor musunuz? Ben hasan Cevat’a hep gıpta ile baktım O kalbinin sesini dinledi ben ise mantığımın sesini dinledim. Ama hangimiz kazandı bunu hala çözebilmiş değilim. İyi düşündünüz mü Çocuklar? Eğer bir birinizi seviyorsanız hiç vakit kaybetmeyin. Çünkü kaçırdığınız her dakika hayatınızdan çalınmış bir parçadır. Veda ablanızın yaptığı gibi de yapmayın. Bir birinizden hiçbir şey saklamayın.daima açık olun. Birinizin sır diye sakladığını diğerinizin de bilmeye hakkı var.
Şirvan:
_ Efendim demin babamdan bahsettiniz her ne kadar bu güne kadar Necmi Çağın’ın kızı olduğumu bilmiyorsanız da Çağınlar holdingin yaşayan tek varisiyim. Babam Necmi Çağın Veda ablamla Hindistan’dan Türkiye’ye dönüş yolunda Meydana gelen bir trafik kazasında hayatını kaybettiğinde minicik bir çocuktum. Ben yetişip işin başına geçinceye kadar şirketi hep başkaları yönetti. Çok şanslı bir kızdım. Önce babaannem sonra Seyfi ağabeyim ve şimdi de ben. Babaannemin bana miras olarak bıraktığı Kaza sonrası Türkiye’ye gönderilen; Bir bavul dolusu Veda ablamın eşyaları. Cevat’la tanışmam. Belki de şaşıracaksınız ama çok kısa zamanda bir birimize âşık olmamız. Burada yardımınıza ihtiyacım olduğunu düşünüyorum. Sizden bize yardım etmenizi rica ediyoruz. Bunu bir düğün hediyesi olarak düşünürseniz çok mutlu oluruz. Ben ve Cevat. Size her türlü kolaylığı gösteririm. İzmir’in hatta Türkiye’nin belki en büyük değil ama güvenilirlik açısından en güçlü holdinglerinden biriyiz.
Emir Dağlı:
_ Tamam çocuklar. Derdini gayet iyi anlattın Şirvan bu konuyu en kısa zamanda düşüneceğim ve neler yapabiliriz bakacağım. Bana telefonunu bırak giderken ve benden haber bekle. Bu arada Cevat, Hasan’dan haber alabiliyor musun?
Cevat:
_ Gayet iyiler efendim sık, sık telefonla görüşüyoruz.
Emir Dağlı:
_ Bu akşam bize gidelim annemle babam buradalar hem de onları görmüş olursunuz. Ne dersin.
Cevat:
_ Zamanımız çok kısıtlı hafta sonu Şirvan İzmir’e dönecek. Benimde iş yerinden aldığım izin hafta sonu bitiyor.
Emir Dağlı:
_ Anlaşıldı gençler baş başa kalmak istiyor.
Bende davetimi erteliyorum. Ama bir gün mutlaka geleceksiniz.
Şirvan:
_ Kalksak nasıl olacak Cevat?
Saate bakınca zamanın su gibi akıp gitmiş olduğunu gördüm. Emir Dağlı’nın yanından apar topar ayrıldık. Geri dönerken Şirvan’la Bakırköy sahiline gitmeye karar verdik. Oradan da akşama Deniz ablamlara gideceğiz.
Tuğrul Ahmet Pekel/ 2010
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.