referandum şovu devam ediyor!!!
REFERANDUM ŞOVU DEVAM EDİYOR!!!
Ülkemiz, 12 Eylülde yapılacak referanduma kilitlendi. Yanı sıra referandum kampanyaları günden güne kızışmaktadır. Referanduma günler kala, insanların; başta siyasiler olmak üzere ölçüsüz davranışları artmakta.
Herkesin işi şu aralar yoğun. İşi olmayanların bile artık bir işi var. İşi referanduma slogan üreterek, desteklediği düşünceye taraf bulmaktır.
Bunun nedenini sorguladığımız zaman, doğal olarak bir haklı olma durumu mevcut. Bir taraf referandumda kararınız evet olmalı demekle birlikte, gerekçelerini belirtirken; diğer taraf ise, kararlarının hayır olmasının sebeplerini sıralıyor.
Herkes mevcut anayasanın yetersiz olduğunu ve değiştirilmesi gerektiğini söylemekteydi. Peki, şimdi neden ayrılıklara düşüldü? Değişiklik paketinin kabul edilmemesini isteyenler var? Anayasa paketinin hareket noktası, özet olarak daha fazla özgürlük ve demokrasi diyebiliriz. Başlangıçta herkes aynı fikirdeydi. Gelinen noktada ise, herkes ayrı iki fikirdedir. EVET! Ya da HAYIR! Bunun yorumu bir kenara bırakıyorum. Çünkü herkesin bir haklı nedeni var. Ben referandum sürecinin başka yönüne değinmeye çalışacağım.
Hepimizin isteği, ülkemiz için daha fazla demokratikleşme hareketleri. Ancak anladığım o ki: Bunu pek becerebilecek değiliz. Biz, bir türlü önemli meselelerimizde ciddi düşünmeyi ve azıcık araştırmayı öğrenemedik. Kendi yolumuzu bulamadık; çünkü aramadık. Genel seçimlerde, hatır gözeterek sandığa gittik. Yerel seçimleri çıkar ilişkisi olarak gördük. Şimdiye kadar babamız önde, biz arkada izine basa basa sandığa gittik. Şimdide aynı geleneklerle, referanduma gideceğiz. Geldiğimiz noktalarda da kısır döngülerden kurtulamıyoruz. Gerçek demokrasi ve kalkınma adına yol alamıyoruz. Kendi penceremiz yok. Bize verilen beleş gözlükle olayları seyrediyoruz. Beleş gözlükle olayların görünen kısmına bakıyor, onlarla karar veriyoruz.
Şimdiye kadar gözlemlediğim o ki: Bu halk oylamasında da durum çok değişmeyecek. Babamızın izine basarak sandığa gideceğiz. Aynı siyasi partiden arkadaşımız küsmesin diye, sandık öncesi yeminleşerek oy kullanacağız.
Ha unutmadan! Siyasilerse çoktan ufuklarımız kapattı, bilinçaltımızı ele geçirdi. Şarkılarıyla, kıta kıta şiirleriyle senaryolarına renk katmaktalar. Biz ise, hayran hayran hayran bu senaryoları izlemekteyiz.
Orta öğretimin ilk yıllarından beri şunu öğreniriz: Hakiki demokrasi için, çoğunlukçuluk değil; çoğulculuk önemli. Bu iki kavram birbirinden çok farklıdır. Çoğunlukçu olarak karar verir ve kabul ettirmeye çalışılırsa hem kabul ettirmede sıkıntı yaşanır, hem de demokrasi baltalanmış olur. Çoğulculuğun olduğu ortamda karar alınırsa, kabul ettirmede sıkıntı çekilmez ve hakiki demokrasi ortamı sağlanmış olur. Bunu herkes biliyor da işte! Bu referandum öncesinde çok önemliydi.
Bu süreç çok önemli bir süreçtir. Bu olay kesinlikle partizanlıktan öte bir olgu. Karar verirken de, parti üstü düşünmemiz gereken bir mesele. Sadece demokrasi için EVET! Ya da HAYIR! Siyasi partiler için değil. Referandumu iki takımın müsabakası gibi görmenin hiçbir yararı yoktur. Biraz düşünelim, biraz kendimiz olalım ve bir karar verelim. Bu kararı da sadece kendimiz bilelim. Olayı magazinleştirmenin gereği de yok.
Sloganlar, şarkılar, şovlar insana cazip gelir; Ama ciddiyetten, azıcık uzaklaştırır. Tüm bunlar olayın ne kadar savsaklandığını gösterir. Magazinleşmiş bir meselde, mantıklı çözüme ulaşamaz. Söz konusu demokrasiyse, demokrasinin egemen kılınmasıysa, demokrasinin gereği gibi ciddi davranılmalı. Bu konuda uzmanlar oturup konuşmalı, demokraside bizden ileri ülkeler varsa(!) onların anayasaları incelenmeli, çoğulcu bir sesle orta yol için çözüm aranmalı.
Gövde gösterileriyle, seçim atmosferleriyle bu işi tam yapamayız.
Sevgiyle ve gelecek güzel günlerin umuduyla kalın…
YORUMLAR
Tarafsızlık kollanarak yazılmaya gayret edilmiş zor bir yazı.
İfade edilenler ince nüanslar.
Yazıda şahsi görüş ağır basmış ve örneklemelerle güçlendirilmemiş.
Yazı şekil olarak çok iç içe girmiş. Yani zor okudum. Hangi sırada olduğumu bir kaç defa şaşırdım.
Tartışılabilir konu. Tam tersini de savunmak mümkün.
Yine de yazar fikrini dik anlatmış. Kutlarım.
Mühim olan her zaman haklı yazmak değildir.
Savunduğunu başarıya taşımandır.
Baki selam.
8 Numara.
Engin Tatlıtürk tarafından 8/6/2010 1:48:53 PM zamanında düzenlenmiştir.