- 1475 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
Düşünüyorum...
Aklımın içinde, sürekli dönüp duran, bir soru var: Neden? Asla bir olaya ya da belli bir kişiye bağlı değil bu soru. Bu soru hayatın kendisine ait.
“Neden?” Sorusunda takıldığım her an kendime bu kez de şu soruyu soruyorum: “Çözemediğin ne?”
İki yanıtı var: İnsanlar ve Hayatın kendisi.
Çözebilmem mümkün mü? Elbette hayır. Bu iki soruya “Evet” yanıtı verebilmiş olsam zaten Kamil İnsan olmuş olurdum.
50 yaşımın doludizgin ilerleyen şu günlerinde bu soruya, en azından, “ Biraz” demem / diyebilmem gerekmez miydi?
Diyemediğime göre bir yerlerde, bir şekilde eksik kalmışım. Kendimi yeteri kadar eğitememiş ve geliştirememişim.
Geç mi? Hayır, asla, hiçbir zaman.
Ama acı.
Pek çok sorunun yanıtında suçlu / sebep olarak kendime çıkmam, acı.
İnsanda yetersizlik hissi uyandırıyor.
“ Bu kadar mı yanlıştım? “ diyorsunuz.
Ego.
Ne kadar tehlikeli, ne kadar yanlış bir duyguymuş.
Öğreniyorum.
Geçmiş zamanlarda, bana göre, pek çok zor günlerim oldu. Bir o kadar da kayıplar yaşadım. Tüm bunların üst üste yığıldığı ve benim neredeyse zemini görmek üzere olduğum günlerden birinde bir ışık yandı aklımda: “Ben, seçilmiş insanım, deneniyorum.”
“ Neden? “
Annem / babam dedi ki; “ Sen çok iyi bir evlatsın. “
Tanrı, gülümsedi.
Arkadaşım dedi ki; “ Sen çok iyi bir dostsun.”
Tanrı, gülümsedi.
Eşim dedi ki; “ Sen çok iyi bir eşsin.”
Tanrı, gülümsedi.
Çocuklarım dediler ki; “ Sen çok iyi bir annesin. “
Tanrı, gülümsedi.
Tanrı, herkesin düşüncelerini öğrendikten sonra bana dedi ki; “ Gel bakalım. Seni bir sınayalım. Ne kadar iyisin? “
Öyle bir zaman geldi ki, anne ve babamdan elimden geldiğince uzak durmaya çalıştım. Hayatımda ki tüm dostlarımı sildim. Eşimden kilometrelerce uzağa savruldum. Sadece çocuklarımın dediği doğru çıktı.
Ve Tanrı bana dedi ki; “ Sen sadece iyi bir annesin. Başka bir şey değilsin. Otur, bir daha düşün, değerlendir, sorgula ve yargıla kendini. Sonra tekrar gel. “
Hayatımın en orta yerine bir atom bombası düşmüş gibiydi. Yaşanmış onca zaman, onca insan ve ben neredeyse bir “ Hiç’im “. Olduğumu bildiğim, inandığım hiçbir şey değilim. Yaşadığım onca sorun ve sıkıntı benim sınavımdı ve ben sınavdan geçememiştim.
Bunu anladığım an yüreğimden, sırtımdan, içimden büyük bir yük kalktı. Her şeye rağmen şanslıydım. Çünkü “ Fark etmiştim “.
Hala aklımda binlerce “ Neden? “ sorusu var. Bulduğum her yanıtta kendime çıkıyorum. O kadar çok şeyin sebebiymişim ki; Canım acıyor. Canımın acıdığı her yanıtta daha çok kendim oluyorum. Daha çok kendimi buluyorum.
Kendimi her buluşumda; Tanrı, elimi daha sıkı tutuyor. Hissediyorum.
Artık gülümsemiyor.
Elimi tutuyor.
“ Seni ben yarattım” diyor.
Eser Akpınar
05.08.2010
Çeşme.
YORUMLAR
Sizin yazınızla birlikte, kendi içime yolculuk ettim..
Edebiyat defterinde Sevgili Mehtap Altan'ın açmış olduğu bir form sorusu geldi aklıma, ''bir silgi versek silin bakalım ne silersiniz'' diyordu...İnsan hatalarıyla olgunlaşıyor, önemli olan farkına varabilmek.Düşünme cevherini yakalamnın güzelliğine varmışsınız...Tecrübeleriniz aydınlık bir yolda bizleri peşi sıra davet ediyor...Sizi okumak zevk veriyor...
Sevgilerimi bıraktım güzel yüreğinize.
Eser Akpınar
En iyi anneler hayatta en çok hata yapan ve hüsrana uğrayan annelerdir.
Günün yazısı olmalı yazınız.
Paylaşım için teşekkürler, saygı öncelikli sevgiler.
Eser Akpınar
Eser Akpınar
Hoş safa geldiniz.
Güzel bir içe bakış.
En güzel kısmı da doğru bildiklerimizin yanlış olabileceği kısmıydı.
Bunu fark ettiğimizde halimiz nice olur?
Kulluk için yaratıldığımızı ve imtihanın var olduğunu kabul edersek sırtımız hiç yere gelmez.
Allah'tan gelen her şey başımızın üzerine.
Paylaşımınıza katıldım. Çok da güzel kaleme alınmış.
Teşekkürler.
Selamlar
Eser Akpınar
Ve hoş buldum. Çok teşekkür ediyorum içten yorumunuz ve samimiyetiniz için. Saygı ve sevgiyle.
hayatın muhasebesinde cevabı olmayan bazı sorularla karşılaştığımızda duraklarız
neden ve niçinleri sıraladığımızda gerçeği görürüz...
ağırlığımız kadar değil düşündüğümüz kadar varız aslında hayatta
Geldiğimiz noktada bulduğumuz huzur
söylediğiniz gibi gülümseyişini bırakmış ve elimizden tutmuş olan Tanrıdır
çünkü sığıncak başka hiç bir korunak kalmamıştır...
güzel bir içsel muhasebe..
güzel bir yazı...
tebrikler..
sevgilewr saygılar
Eser Akpınar
Önceki zamanlarda, sizinle çok görüş alış-verişi yapamamaıştık yanılmıyorsam. Sayfamda görmekten mutluluk duydum, sizi. Teşekkür ederim Secaettin Bey. Saygılar.
Hayata ve yaşamaya dair yazılarınızı okumayı özlemişim. :))
Yalnız kızmazsanız takıldığım tek husus var; o da "Tanrı" kelimesi. Nedendir bilmiyorum ama bu kelime bana oldum olası soğuk ve anlamsız gelmiştir. Belki de lise yıllarında okuduğumuz Yunan Mitolojilerindeki Tanrılardan kaynaklanıyor.
Bu çok anlamsız kelime yerine Allah veya Yaradan çok daha güzel durmaz mıydı?
Taktir kesinlikle sizin. İşinize karışmak istemem ve buna da hakkım yok zaten.
Sevgilerimle...
Eser Akpınar
Tanrı, Allah, Yaradan...İnan bugüne kadar hiç düşünmeden kullandığım 3 kelimeydi. Sen söyledikten sonra dikkat ettim de konuşurken Allah, yazarken Tanrı diyorum. Teşekkür ederim. Dikkat edicem, bundan sonra.
Sevgilerimle.
Sevgili Eser, hiç bir şey için geç değildir. Yeterki farkına varılsın.
Siz bunu başarıp, farkına varanlardan olmuşsunuz. Yazınız insan yaşantısını sorgulayan başarılı bir yazıydı.
kutluyorum.... Sevgilerimle....
Eser Akpınar
Teşekkür ederim Emine. Sevgilerimle