tanrı'lar

• 24 Eylül 2007 Pazartesi 00:09:35

tanrılar ...lar eki var tabi ki..belki bize tekil olarak inancımız gereği kullanmaktan çekindiğimiz bu sözcük batı uyğarlığı için anlatımın en anlamlı sözcük olarak kabul edilir...

birçok antropoloğ , iç görü ile ilgili düşünceler ve görünmeyen gerçekliliğin tamamen SUBJEKTİF deneyimlere dayalı ilkel rüyalarla ilgili olduğunu düşünür..fakat yapılan son blinç çalışmalarına göre, içduyularımız henüz bilinmeyen enerji kanalları ile bilgi aldığı saptanmıştır...
bir yaprağın ve dalın enerj alanını görmek için modern kirlian fotoğrafçılığına ihtiyaçları yoktu. doğal varlıklar ve güçlerle ilgili geleneksel hikayelerin HAYAL ÜRÜNÜ olarak kabul edersek mevcut biilimsel araştırmaları GÖZARDI etmiş oluruz.
Freud’un OBESSİF NEVROZ olarak tanımladığı mümkün olmayan psikolojik süreçleri kabul etmek de , dinle ilgili hastalıklı açıklamaları kabul etmekle aynıdır.

ve tarihi eserlerde görülen ve tanrıya tapınmayı simgeleyen aşırı uçtaki antropomorfik tanru unsurunu, ancak Batı kültürü koşullanmalarından vazgeçmeye çalışarak görebiliriz.ilk insanların mevcut ataerkil ve otoriter dinin yayılmasına dair hiç bir kanıt bulunmaktadır.Aslında tanrılar ve tanrı unsuru kendiliğinden gelişmiştir.

ve garibtir ki 35.000 yıllık tarihi eserlerde TAŞ OYMASI’nın tanrıya tapınmak için mi yoksa ADAK adanmak için mi YAPILDIĞINI söylemek için hiçbir dayanağımız yoktur.

İnsanlık çoğu antik eserleri incelerken teolojik körleşmenin farkında olmazlar..

Japonlar Shinto mitleri, kendimizi ve başkalarını nasıl yanlış yönlendirdiğimizi anlatılır.
Tanrı olarak adlandırılan bir çok DOĞAL olan ve sonradan insan eliniz değmesi ile şekil alan yapılara şu an batılı bilim adamları bile tanrının ne kadar çok sapkınlaştırıldığını ifade etmektedirler..

Diakoku tanrı olarak tapınıldı ve sonrası değişkenlik yaşadı zenginlik diyarı ,
İnari pirinç tanrısı olarak değer alırken şimdi ise pirinç özü olarak adlandırılır..
Ebisu balık tutma tanrısı ..
Hotei neşenin kaynak tanrısı..

japonlar dahil bir çok büyük medeniyet tanrıyı doğal olan varlıklara verir ve geçmiş asırda yaşamış insanların onlara tapınmalarını söylev halinde emir ederken şimdi o neslin torunları Bilime ve mantığa , akla ters düştüğünü ifade etmiş olmaları en büyük bir kaos halini almıştır...
yunanlarda yaşıyan tanrılar evet lar , şimdi yoklar neden öldüler mi ?
hayır belkide evet...
yanlış bir kavram olduğunu ve yanlış bir tapınma sürecinden sonra bu gün isbat edilen sadece anlam ve anlam yüklerken hata yapıldığı oldu...ya tapınan ve ölenler nereye gitti acaba ?
ve cermenler, yunanlar , hindular , ve diğer büyük medeniyetlerin tanrılar sözcüğü tanrı sözcüğüne düştü....sanki bir eleme yapıldı gibi..
bunlar tamamen batılı bilim adamlarının ortak ve değişken bölgelerde yazmış ve cesaretle kaleme almış oldukları bilgilerin özünsenmesi idi...
olmayan tanrı’lar....şimdi bir piyasko içinde sadece tarihi bir eser olarak anılan tanrılar...

oysa ki bunun bir yanılma olduğunu ilk çağlardan beri ilahi dinlerin kaynakları ifade etmiş olmaları ise belki bir farabi , ibni sina , molla cami , imamı rabbani , gazeli , fahrur razi , teyyime , ibni kayyum cevziye , şahı nakşıbend , ibrahim ethem , hacı bektaşi veli , hacı bayramı veli , uşşaki hz. , muhammed nurettin el cerrahi hz. , mevlana cellalettini rumi ,
ki hepsinin geneline bakarsak türk ve büyük mutasavvuf olarak hayatta yer alırlar aralarında değişik ülke ve kültürden yaşayanlarda var tabi ki ama hepsi aynı gerçeğin ayrı ülkeler ve zamanlarda ifade etmişler di...

Molla cami’ nin en son sözü her şeyi ne güzel ifade etmiş ...

HER ŞEY HAYAL , TEK GERÇEK ALLAH...

üzülüyorum yaşamlarını bitirmiş fakat gerçeği bulamadan doğal varlıklara tapınmış insanlığa...
acaba nerde ve nasıllar ?

yanlış bir deyim ve yanlış anlam , yanlış düşünce ve bilime ters doğal varlıklardan tanrı olmaz ifadesi ne kadar da doğru ....

saygılar...Bilim’e tüm bu gerçekleri ifade etmiş olduğu için....

.....

Subjektif : objeye yüksek frekanslı elektrik uygulandığında ışık ayarlarını düzenleyerek çekilen film..