- 654 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
BU SEFER GÖRÜRSEM HATIRLAYACAĞIM
BU SEFER GÖRÜRSEM HATIRLAYACAĞIM
Artık her yaz bir aylığına da olsa memleketim Elazığ’a gitmek,o şirin ve fakat gelişme adına hiçbir şey katılmamış Keban ilçesinde benim ve ailem için tatili geçirmek vaz geçemeyeceğimiz bir alışkanlık olmuştu.
Elazığ’ın caddelerinde ,sokaklarında dolaşmak,hele hele memlekete özgü yiyecek ve eşyalara rastladıkça,daha önce kaybetmişim de tekrar bulmuşum sevinç ve heyecanıyla alış-veriş yapmak müthiş bir mutluluk veriyordu bana.Bu arada eşime ve çocuklarıma memleketin güzelliklerini tanıtmak bana ayrı bir haz veriyordu.
Derken yine böyle bir gün arkadaşımız Gülserenle birlikte Elazığ’ın caddelerinde dolaşırken birinin bana seslendiğini duydum.Durdum,baktım.Karşımda uzun boylu,zayıf , siyah dalgalı saçları olan yaklaşık otuz veya otuz beş yaşlarında genç sayılacak biri duruyordu.Yanında bir bayan ve bir çocuk durmuştu ve bana gülümseyerek bakıyorlardı.
-Nasılsın?,diye soruyordu.Ve ardından ekliyordu,
-Hatırladın mı?,Ben Mehmet Kaya,diyordu.
Ben hala;
-“Kimdi ki bu adam” diye kendi kendime düşünüyordum”.Beni tanıdığına göre benim de onu hatırlamam gerekmez miydi?”
-Ya kusura bakma,hatırlayamadım, dedim
-Nasıl olur,aynı lisede dahası aynı sınıftaydık,nasıl hatırlamazsın?!
Diye biraz hayret, biraz kırgınlık, biraz da sitem dolu bir ses tonuyla konuşmaya başlamıştı.Artık deminki gülümseyen yüzü yoktu artık.Arkadaşlarımızı sayıyordu,kiminle ,sınıfın neresinde oturduğuna dair en ince ayrıntıları anlatıyordu.Ama hayret ne yapsamboş,zihnimin hiçbir yerinde ona dair bir görüntü yok,yok.Bu nasıl olur?O, beni ta uzaktan tanımış,hem de ismimle çağırmıştı dahası sınıftaki tüm arkadaşların adlarını saymışken ben hala nasıl oluyor da hatırlayamıyordum.Ne olduğunu anlayamıyordum ve üzgün bir şekild;
-Kusura bakma,gerçekten hatırlamıyorum,dedim.
-O bu duruma çok alındı.yüzünde hiç de hoş olmayan,hayal kırıklığının gölgelendiği bir hüzün sarmıştı.
-Peki, dedi ve yanındakilere dönerek,
-Hadi gidelim,dedi ve,
-İyi günler,dileyerek gittiler.
Daha sonra çok düşünmeme rağmen yine hatırlayamadım ve öylece bıraktım.
Bu karşılaşmamızın üzerinden yaklaşık üç yıl geçmişti ve ben yine Elazığdaydım.Küçük ama ismini elektirik üreten barajıyla duyurmuş olan Keban ilçesinde vakit geçirmek benim için çok özeldi.
Bizim oralarda sabahları ilk önce yapılan işlerden biri kızların veya annelerin daha kimseler kalkmadan kapılarının önlerini sulayıp süpürmek hatta yıkamaktır.Güzel bir adetti.Bunu seviyordum.o zaman tüm mahalle tertemiz,pırıl pırıl oluyordu.Çocukluğumun oyun oynayarak geçirdiği bu sokaklarda,şimdi çocuklarımın oynaması bana ayrı bir mutluluk veriyordu.Sanki buralarda eksik bıraktığım bir şeyler vardı da onları çocuklarım tamamlıyorlardı hissine kapılıyordum.
O gün evimizin önünü süpürüyordum.Birden aklıma neden,nasıl diye hala anlamlandıramadığım bir şekilde üç yıl önce Elazığ’da karşılaştığım ve bir türlü hatırlayamadığım Mehmet geldi.Ve kendi kendime,
“Bu sefer karşılaşırsak hatırlayacağım”diyordum.Zira hatırladıkça beni oldukç rahatsız eden bir durumdu bu.hatırlamazsam bile bunu neden ona söylemiştim ki.Neden hatırlamış gibi yapmamıştım ki.Ben neden öyle davranmıştım ki?
O günün gecesi saatin geç olduğu bir vakit telefon çalıyor,arayan arkadaşım Gülseren ve şöyle diyordu;
-Hani üç yıl önce Elazığ’da krşılaştığımız ve hatırlayamadığın arkadaşın var ya…Çok hastaymış…Kansermiş…Keban’da babasının evinde kalıyormuş,sadece sıvı şeyleri ağzından akıtarak beslemeye çalışıyorlarmış…Durumu iyi değilmiş…Daha önce bana söyleyecekmiş ama hep unutmuş! Ben haberin şokuyla bir şaşkınlığın içine düşmüştüm ve sabah nasıl aklıma geldiğini hatırlıyorum ve tabi kendi kendime verdiğim sözü de.
“Bu sefer karşılaşırsak hatırlayacağım.” Telaş ve üzüntüyle Gülseren’e soruyorum;
-Peki sabah görmeye gitsem yetişir miyim?Yoksa geç mi kalmış olurum.aslında hemen gitmek istiyordum ama saatin geç olması ve ailesinin beni tanımaması beni kararsız bırakıyordu.
-Yetişirsiniz,telaşlanma, Diyordu Gülseren…
O gece sabahı yarı uyku yarı uyanık bir halde zor ediyorum.Neden sabah aklıma gelmişti,hiç aklımda yokken hem de karşılaşmamızdan üç yıl sonra? Ve ben neden “bu sefer karşılaşırsak hatırlayacağım”demiştim? Nasıl bir durumdu bu?Acaba onun aklından mı geçmiştim de ben de bunu his mi etmiştim? Hani telepati diyorlar ya.Böyle bir şey miydi? Beni görmek mi istemişti?Gülseren neden daha önce unutmuş da bu gece bana haber vermişti?Cevabını bulamadığım bir sürü soru dönüp dönüp bana sabahı ettirdiler.
Biran önce gitmeliydim.eşime,” Halamların dükkanından hem meyve suyu alalım hem de evlerinin tam olarak nerde olduğunu öğrenelim”, diyorum.”Tamam” diyor.
Halamların dükkanına gelince,enişteme soruyorum,
-Mehmet Kaya’yı veya babasını tanıyor musun? Evleri nerde acaba?
Eniştem tuhaf tuhaf yüzümüze bakıyor ve;
-RAHMETLİYİ NERDEN TANIYORSUN?diye soruyor bana…
Remziye DEMİR ÇİÇEK
YORUMLAR
evet...
bazen bir şekilde insana malum oluyor bazı şeyler..
çok nadirde olsa hepimiz yaşıyoruz bu tarz tesadüfleri..
hatırlamaya gelince bu sizin kusurunuz değil oda insan beyninin bazı şeyleri kopyalamadığı anlamamına geliyor..
güzel bir paylaşımda..
sevgiler güzel yüreğine arkadaşım.