Sizler nasılsanız karşınızdakileri de öyle sanırsınız " diye söze başladı ertesi gün Anka kuşunun babası..Yine ormanın tüm kuş çeşitleri oradaydı..Merakla bekliyorlardı ,bu gün ne diyecek diye ..

Kuşlara uzun ,ama Anka kuşunun babasına az gelen bir düşünmeden sonra başladı söze kaldığı yerden..Evet dedi;biraz evvel dediğim gibi,sizler nasılsanız karşınızdakini de öyle sanırsınız..Çünkü gözlerinizin üstünde kendi perdeniz vardır ve ancak kendinizi görebiliyorsunuz içlerinizi.. Böyle bir perdenin ardına saklanmakta çok kolaycılık geliyor sizlere..Aslında başınıza gelecekleri bildiğinizden, sanki kendiliğinden doğal bir perde imiş gibi kapatıyorsunuz gözlerinizi başkalarına başka alemlere başka dertlilere,yoksullara acizlere kimsesizlere.. Onlara bir şeyler yapmaya yeltendiğinizde, başlarınıza gelecekleri basbayağı biliyorsunuz..Yeltenseniz, ormanı yöneten, onu var edenin gazabına uğrayacağınızı biliyorsunuz ..Pekala ,bir gün sizlerinde kanatlarınızın veya ayaklarınızın kırılabileceğini , perde çektiğiniz için yok olduğunu sandığınız,yoksullukların, yapılan işkencelerin aciz bırakılmışlığın, soygunların ve bunların apaçık nedenlerinin karşınıza dikildiğinde ne yapacaksınız!..O zaman anlayacaksınız ki, beraberce uçmadıklarınızın yalnızlıklarından ötürü (onlarda bir zaman evvel sizler gibiydiler) kanatlarının kırıldığını yemlerinin savrulduğunu etlerinin lime lime edilip yendiğini ..Fakat ne fayda .. Sizler onlarla, uçmadığınızdan sizlerle de kimse uçmayacaktır..Ormanın insafsızı’na teslim edeceksiniz kendinizi..Şimdi düşünün bu söylediklerimi ve tartışın aranızda..Yarın mutlaka daha iyi olabilir diye umutlanın..Ne yapmanız gerektiği karasız kalırsanız yarın, sizlere ne yapacağınızı veya ne yapmamanızı söyleyeceğim ,diyerek uçtu Anka kuşunun babası ,Anka dağının arkasındaki ülkesine..Ormanın tüm kuşları söylenenlerden gözleri fal taşı kadar açılmış kafaları karışmış bir şekilde bakıştılar ..Sonra ağır aksak tuttular yuvalarının yolunu ..Düşünce başlarını öne eğmişti...