- 716 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
İ S K E L E D E
İSKELEDE
İskeledeydim. Akülü sandalyemle, binbir güçlük ve korkuyla çıkabilmiştim oraya. Sonuç: Muhteşemdi. Her tarafımda, deniz vardı. Aslında, yarım ada gibi, üç yanımdaydı deniz. Ama ben arkamı karaya döndüğüm için, her tarafımdaydı. Hatta: Kendimi, denizin içinde duyumsuyordum.
Koşuyordum, bir uçtan, öbür uca. Dalgaların, kıyılara koşması gibi. Bağırış çağırış atlıyor ve yüzüyorlardı çocuklar, gençler, insanlar. Atlarken, bizleri de ıslatıyorlardı. Uzakta duruyordum onlardan. Arabamın ve telefonumun ıslanmaması gerekiyordu. Yoksa, umurumda olmazdı ıslanmak.
Uçsuz bucaksız, Akdeniz’imin içindeydim işte. Tonlarca mavi-koku-ses kucaklıyordu beni. Bir deniz kızı olduğumu düşlüyordum. Upuzun, dalga dalga saçlarımı. Altın taraklarla tarıyordum, bir Yunus balığının sırtında dolaşarak. Kocaman gemilerle yarışıyordu Yunusum. Ben aşk şarkıları söylüyordum.
Sesimi duyan, yakışıklı bir prensle, gözgöze geliyorduk. Mavilerimiz, birbirinde eriyordu. Yüreklerimiz de… Elini uzatarak, beni çekip almak istedi prens. “ Kaç Yunusum.” Diye fısıldadım. Mavi derinliklere dalıverdi Yunus.
Prensle gidemezdim. Yasaktı karada yaşamam. Yoksa kalbim bir köpük olacaktı. Köpükler: Aşklarının peşinden giden, deniz kızlarının yürekleri değil miydi zaten? Kalbimde, anlatımsız bir yangın başlamıştı. Yasaklar çiğnenmek içindir. Ve ben aşksız-sevgisiz yaşayamazdım.
Atladım Yunusun sırtından. Koştum, prensin görkemli gemisinin ardından. Öylece, beni bekliyordu. Tuttu elimden, gemisine çıkarttı beni. Haftalarca, denizlerde dolaştık. Kaptan, nikahımızı kıymıştı. Prens hep denizlerde kalamazdı. Saraya gittik. Gittikçe, güçsüzleşiyordum. Prensim beni kucaklayıp, yatağıma yatırdı. Kalbim,birkaç dakika, son hızla çarptı ve köpük olup,denizlere karıştı.
İşte ben, hep bu yüzden köpükleri seyrederim. Onlardan birisi de, deniz kızı olduğum zamanlardaki kalbim. Sanırım gerçekten. Çook ama çok eskiden, bir deniz kızıydım. Onun için, Hep ona koşuyorum.
Sonra, güneşin batışını izlemeye başladım. Yine kopuktum çevremdeki insanlardan. Kısa bir süre sonra, yanımda birinin durduğunu gördüm. Melek yüzlü, bir gençti. Telefonuma, harika manzaranın fotoğrafını çekmesini rica ettim. Ve onun aşk öyküsünü dinledim saatlerce. Herkes gitti, biz kaldık. İnsan, tanımadığı birisiyle, çok rahat konuşuyor.Biz de öyleydik. Sonra, arkadaşlarım geldi ve ben de gittim. O genç, hala sevgilisini bekliyordu. Gecenin ıssızlığında. Beni koruyan, bir melekti aslında.
Nilgün ACAR 30. 07. 2010 ALANYA-EVİM