SEN GİTTİN YA
Gittiğin gün benim için her gün doğan güneş birden bire karardı. Sanki gün geceye
döndü. Her bahar açan çiçekler mis kokulu begonviller açmaz oldu. Etrafta cıvıl-cıvıl
uçuşan kuşlar ötmez oldu. Çocuklar eski neşeleriyle etrafta koşup oynamaz oldu.
Sen gittin ya insanlar hep bir ağızdan sus pus oldu. Kim bilir mis gibi kokan canım
begonviller senin dönüşünü bekliyordur. Artık ötmeyen kuşlar senin gelişinle tekrar
ötmeye başlar. Çocuklar tekrar neşeli bir şekilde koşup oynarlar. Tek susan konuşmayan
benim sanıyordum, meğer ne kadar çok susup konuşmayan varmış, aklıma gelmişken
söyleyeyim sokağımızda dolaşan sürekli havlayan o sokak köpeği de gidişini hissetmiş
olmalı, o bile artık kedilerin arkasından koşup eskisi gibi havlamıyor.
Seni bu kadar çok özleyen bir tek ben değilmişim. Senin gidişine onlarda üzülmüşe
benziyor, kim bilir onlar belki de senin gidişine değil de beni burada bir başıma bırakmış
olmana üzülüyorlardır. Belki de bana kızıyorlardır. Seni böyle bir başına o kadar uzaklara
bensiz göndermiş olduğum için bana kızıyorlardır da o yüzden benden yüz çevirmişlerdir.