- 557 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Bu, hâr..
Yeni gelinmiş bir yolculuk tan ve
Taze vaz geçilmiş bir karar dan
Sanki üstünde kalanlardı kadının o anki hali.
Eski Aşk’tan arta kalan.
E, eski acılara yeni gelin’di çünki.
Sana ölürüm
K’ör kuyulara ahımı,
Dedi, eski bir Türkçeyle, adam,
yabancısıydı kadın yeni sancıların
anlam veremedi lisanı t’ürkçeye o an.
Sadece ürktü..
Ve A’damdan düşmüş gibi acıları kabullenmişti ki
Nasıl kabullenmesin kendi düşmüştü ağına. evet
adamın aklında bir zamanlar irice bir düş tü!
Yağmur alabildiğini akınca o akşam vakti bütün acıları
O’aDAM dan içeri, kalacaklarını kaldı acı,
ve gitmek bilmedi nice bir ’an’ lar.
Yeni gelinen acılar uzak kısa mesafeden, zan’ederken kadın,
uzun acılara G’öç tutan adam çıkı’verdi O damdan dışarı.
Uyruğu acılar ülkesine kayıtlı bir lisanla,
çık dedi, taşra!
Buharlaştı sakince bütün susulanlar, aklına
DANK! Edince adamın
Bu har yakıverdi her karesini O’danın.
Kaç’an be an o kadının betinin b’enzimin den tenim derken sonra
kendi gerçek kendine, yakalandı ve anladı.
Bir insan rüyada da ölebilirmiş, geceleri çıkarırsak
Bütün gündüz boyu uykularında.