TABELA
Karakoçan’ın girişinde bir tabela… “Sen hariç herkes girebilir” yazabilseydik kime yasaklardık ilçemizi? “Ajdar hariç herkes gelsin” tarzı bir Mevlana uyarlaması görmüştüm. Çok hoşuma gitmişti. Sahi Karakoçan’da kimin gitmesini isterdiniz? Karakoçan’ı kime yasaklamamız gerekirdi böyle bir uygulamada?
Tabela elimizde… Nüfusa aldanmayın sakın, rakıma iltifat etmeyin.
Kişilere odaklanın, kendi nüfuzları için ilçeyi bir kalemde yakabilecek olanlara, alçak rakımlı yürekleri ile bizlere dağ gibi görünenlere hitap ediyorum. Sahi bir fare aslanım dese de faredir demese de… Bunu idrak edebilir misiniz?
Tabela elimizde… Fırçada, boyada… Yazın isimleri, düşün isimleri.
Sen falan kişi; insanlar arasında ayrımcılık yapıyorsun. Suçun bu, cezan ise; “canın cehenneme…”
Sen filan kişi; insanlara hor bakıyorsun, insanları hakir görüyorsun. Suçun bu, cezan ise; “Allah cezanı versin.”
Sen er kılıklı kişi; yalakalık ve dalkavukluğu meslek haline getirmişsin. Suçun bu, cezan ise; “kazık desem anlarsın herhalde, eşek değilsin ya!”
Sen ey güzel adam, çok çalışmışsın. Suçun bu sadece, cezan ise; “Kendi ateşinde yan.”
Sen ey akil adam, aklını ilçene adamışsın. Suçun bu sadece, cezan ise; “Akılsızlar diyarında yaşayacaksın.”
Sen ey idealist adam, her şey ilçem için demişsin. Suçun bu, cezan ise; “Bu ilçeye bir daha adım atmayacaksın.”
Ve sırf makam ve yalakalık üzerine heba edilen onca değerin sayısını da tabelasına düşmeli Karakoçan. Yağdanlıkların, yaftalıkların birer boyunduruk gibi gerdanlara asıldığı ve bununla mesut olan bir güruha bakın ki onların gözleri kör olmuş, kulakları sağır kesilmiş, dilleri lal olmuştur. Oysa ne yürekleri vardı umut üstüne, sevda üstüne... Külleri kaldı yazık.
Herkes hesabını iyi yapsın; politikacı politikası üzerine, müdürü müdürlüğü üzerine, muhtarı muhtarlığı üzerine… Herkes kendi tabelasına bugün yaptıklarını not düşsün; ihmal ettiklerini, bir çırpıda unuttuklarını, bir kalemde sildiklerini, görmezden geldiklerini, sağır kesildiklerini, lal olduklarını, kör olduklarını…
Siz kime lal kesildiyseniz vakti geldiğinde o da size lal kesilecektir.
Siz kime sağır kesildiyseniz vakti geldiğinde o da size sağır kesilecektir.
Çok sevdiğim bir söz var ve ara sıra dile getirmekten haz aldığım bir söz: “Bazen kaybettiğinizde kazanırsınız, bazen kazandığınızda kaybedersiniz.” Bunu Karakoçan’ı yönetenlerin çok iyi hesap etmesi ve bunun üzerinde düşünmesi gerekir diye düşünüyorum. Kendi muhalefetinizi yaratıyorsunuz ve kendi muhalefetiniz içinde eriyip gideceksiniz. Bu gün gibi aşikârdır. “Yabancıya hayran yerlisine düşman” bir anlayışla hareket edenler milletin uykuda olduğunu zannediyorsa aldanıyordur. Bu ilçeden giden her Karakoçanlının, her yetişmiş Karakoçanlının nasıl gittiğinin ve niçin gittiğinin hesabını vermeniz gerekir diye düşünüyorum. Kimse kusura bakmasın ama hiçbir Karakoçanlıya sahip çıkılmadı. Bir iki seneye kadar gideceğiniz kamu kurum ve kuruluşlarında özelliklede eğitim ile ilgili mekânlarda bir tane dahi Karakoçanlı idareci ve öğretmen bulamayacaksınız. Farkında mısınız?
Daha ne kadar “devekuşu sendromu” içinde yaşayacağız?
Daha ne kadar “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” sloganı ile kendimizi kandıracağız?
Kaç kişi tayin istedi şu 2 ay içinde bir hesap edin lütfen!
Gidene bir şey olmaz, kalan sizlersiniz. Çocuklarınız, umutlarınız, geleceğiniz. Kimin umurunda? Benim oturduğum apartmanda üç daire sebepsiz yere boşanıp komşu apartmana gitse yönetimi sorgularım: “Neden?” diye.
Esnafı korkuyor, siyasetçisi korkuyor, okumuşu korkuyor.
O zaman korkularınız yarın sizi boğarsa kusura bakmayın. Bugün konuşmayan yarın problemler arttığında kesinlikle kimseyi suçlamasın.
Tabelanızı sağlam tutun.
Hesap günü her şey ulu orta yüzünüze haykırılacaktır.
Bugün yanınızda olduğunu zannettikleriniz yarın katiyen yanınızda olmayacaktır.
Kime sırtınızı dayadıysanız o size köstek olacaktır.
Ve kaybettiklerinizin açığını yakın zamanda göreceksiniz. Kafanızı vurmanız gereken duvarları siz tayin edin o zaman. Kişilere angaje olmuş makamlar ne yazık ki kişilere kayıtsız şartsız kul köle olan bir anlayışı da getiriyor. Bir kişi bütün değildir, bütün de bir kişi değildir.
Bu ilçeye hizmet için gelenleri çiçekle karşılamayın lütfen, hizmetini en iyi şekilde yerine getirip gidenleri çiçekle uğurlayın. Birincisi tamamen korku ve yalakalığı, ikincisi ise tamamen samimiyet ve sevgiyi işaret ediyor. Tercih sizin.
Tabelasında ilçemin düşün beni.
Yüreğinizden düşün beni.
Gözlerinizden silin beni.
Bugün gitme günüdür, yarın?
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.