Kapımı Çalmayın!
Halk oylamasında, genel ve yerel seçimlerde hiç kimse kapımı çalmasın!
Boş vaatlere, yalanlara ve duygu sömürüsüne yüreğim, beynim ve hanem kapalıdır zira bu güne değin hep kendi çıkarları ve gelecekleri için koştular. Her zaman seçmenin, vatandaşın, halkın omuzlarına basarak bir yerlere gelmeye çalıştılar. Amaçlarına ulaşmada seçmeni kandırmanın en kolay ve kestirme yol olduğuna hep inandılar.
Hiçbir ayrım yapmaksızın diyorum ki; ne sağdan, ne soldan, ne ortadan, ne de kenardan kısaca hiçbir taraftan oy istemek amaçlı yaklaşım ve arayışlar için kapımı çalmasınlar. Ben bu anlayıştakileri çok iyi bilirim. Birçoğu kapıdan giremeyince pencereden, olmadı bacadan hatta anahtar deliğinden bile geçebilecek yapıdadır.
Seçim süreçlerinde bir büyük sıkıntı da görüntü ve ses kirliliği yaratarak vatandaşı madden ve manen rahatsız etmeleridir. Oy avcılarının gerek ulu orta meydanlarda, gerek araç konvoylarıyla cadde ve sokaklarda korna çalarak ortalığı elli altıya vermeleri de işin cakası!
Günümüzde bir halk oylamasının yaklaşık maliyetinin Milli Eğitim Bakanlığı’nın 15-20 yıllık bütçesine eşdeğerliği rivayet olunmaktadır. Saçı bitmedik yetimlerin de hakkının bulunduğu devlet bütçesinden zamanlı zamansız böyle harcamalar yapmak Allah’ın gücüne gider! Üstelik bir yıl sonra genel seçimler de yapılacak iken…
Oy kullanmak temel vatandaşlık görevlerimizdendir ancak bunu gerçekleştirmek için cezai yaptırımlardan dem vurmanın ise kişi hak ve özgürlükleriyle bağdaşamayacağını küçük çocuklar bile anlar. İsteyen her seçmenin kendi özgür iradesiyle sandığa giderek oyunu kullanması gerekir.
Meydanlarda ve dolayısıyla televizyonlarda süper bas ve süper tiz tonda canhıraş bağırtı ve haykırışlarla dışarıda ve hanelerimizde bizleri açıkça taciz eden sözde propaganda (!) etkinlikleri yoluyla bazı siyasilerin birbirlerinin saçını başını yolmaları ve gözlerini oymaları an meselesidir!
Ulusumuz güven, huzur ve sükûnete müthiş özlem duymaktadır. Anarşi ve terörün azdığı; iç ve dış düşmanların kudurduğu; milli, manevi ve etik değerlerin büyük zararlar gördüğü; imansız taifesince maddenin manaya yeğlenmekte olduğu; her türden olumsuz dış etkenlerin ortalıkta cirit attığı çok zor bir zaman dilimini yaşamaktayız.
Dünya konjonktüründe siyasi, sosyoekonomik ve demokratik mücadele kulvarında büyük çabalar harcarken, ABD ile AB’nin her türden oyalama ve engellemelerini aşmaya çalışırken, kendi yağımızla kavrularak çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmamızı bizden daha fazla kim ister?
İyiyi, doğruyu, güzeli, haklıyı ve çalışanı tüm yüreğimizle destekleriz elbet! Acısıyla tatlısıyla, artısıyla eksisiyle, geçmişiyle geleceğiyle kısaca her şeyiyle bir bütünüz, soylu bir milletiz, âli bir devletiz. Hepimiz Türk’üz ve Müslüman’ız. Bu, böyle biline!
Yaşlıları, hastaları, bebekleri, küçük çocukları hatta büyükleri bile rahatsız edecek derecede ses tonuyla; ürküten suratlarla, jest ve mimiklerle; sinkaf edebiyatı yaparak tehdit ve külhanbeyi ağzıyla söylemler sunmaları pek yakışıksız değil mi? Düzeyli, duyarlı ve edepli her söylem mutlak saygıyla karşılanır.
Esasen büyük çoğunluğu geçim derdiyle uğraşmakta olan güzel insanımızı üzmeye, zamanlı zamansız ve yapay gündemlerle meşgul etmeye, kutsal oyuna göz dikerek duygu sömürüsü yoluyla yıpratmaya, görüntü ve ses kirliliği yaratarak zamanını, enerjisini hatta sağlığını çalmaya hiç kimsenin hakkı olmasa gerek!
Ulusumuz çok ama çok iyi yönetilmeyi fazlasıyla hak etmektedir çünkü insanımız son derece iyi niyetli, sabırlı ve hoşgörülü olup, bu güne değin hak etmeyenleri bile yüce meclise göndermiş ve onları sınamış bulunmaktadır.
Salt 550 vekilin maaş, ücret, yolluk, harcırah ve ödeneklerinin ulusumuza kaça mal olduğunu bir araştırmak gerek! Korkarım bu vekil miktarıyla sağlıklı yönetilemediğimizi bir gün dile getirerek belki de 1000’e çıkarılmasını da isteyenler olacaktır!
Şuyum buyum demiyorum; bir vatandaş olarak seslenmek istiyorum:
Ulusumuza madden ve manen hiçbir sıkıntı vermeyiniz. İyi niyetimizi, sabrımızı ve hoşgörümüzü kötüye kullanmayınız. Halkı küçümsemeyiniz. Takdir-i ilahinin doğal yansıması olan halk iradesine saygı gösteriniz.
Say beni, sayayım seni!
Sev beni, seveyim seni!
Sor beni, sorayım seni!
Tam yeri, hiç üzme beni! (Temmuz, 2010)
Sağ, sağlam ve sağlıklı kalın...
YORUMLAR
hocam merhaba! yüreğinize ve kaleminize sağlık.İçeriğini bile tam bilmediğimiz bir pakete evet ya da hayır diyeceğiz bizim bilmediğimizibilen siyasilerde meydanlarda kapılarda bizi yönlendirmeye cabalıyor.hem de devletin parasını gösterilerine harcayarak.