Asi
Yağmur yağıyordu. Hep olduğundan daha sağanak bir halde. Upuzun cadde, ıslanmaktan korkanlarla doluydu. Bir kaçış hakimdi. Koşuşturmaca. Hummalı bir telaş. Bir tek o sakindi. Yolun tam ortasından, yağmura meydan okurcasına ilerliyordu. Adımları inadına aksak ve ağırdı.
Bu onun yaşamıydı.
Tümüyle sahipti gözlerinin içine aldıklarına. Baktığı her şeyi, gördüğü ve dokunduğu her şeyi benimsiyordu. Nereye gitse, neye dokunsa varlığının yaydığı o tatlı eriyiğe dönüşüyordu. Damarlarında ne kadar karanlık dolanırsa dolansın, ışığıyla aydınlatıyordu mekanları.
Zamansızdı.
Saat takmayı uzun yıllar önce bırakmıştı. Zaten sadece bir tek saati olmuştu. Onun da kayışı kopmuştu. İsabet bu ya demişti. Kaldırıp atmıştı kolundan saati. Üstelik kayışsız durmasının mümkünü yoktu pek saatin.
Öyle bağımlılığı, düşkünlüğü yoktu zevke sefaya. Az ve kıt yaşardı. Erken uyanır. Geç yatardı. Midesinde hep bir gurultu. Açlığı çağrıştıran, dahası açbiaç...
Maydonuzu severdi en çok. Tuza banıp banıp yemeyi. Bir tek olmazsa olmazı vardı. Alkol... Her türlüsü makbüldü. Ama rakı olursa daha iyi olurdu. Yanında hiçbir şey istemezdi.
Yağmurlar düşüyordu düşüncelerinin orta yerine. O ıslanıyordu bir akşamüstü yalnızlığında. Kimleri hatırlamıyordu? Bakışlarında eski ve yeni izler... Tanıdık ve yabancı simalar... Bir yerlerden, bir hikayenin içinden kopup da gelen birileri...
Bunca kalabalıklar arasında onca yalnız bir yürek?
42 numaraydı ayakkabıları. Bağcıkları hep açıktı. Sevmezdi alkolden başka bir bağımlılığı. Öyle zevke sefaya düşkünlüğü yoktu. Sohbeti kendinleydi. Kendineydi tüm söyledikleri. Başkaları yanlış anladı. Üstlerine alındılar birer birer. Tüm küfürlerinden gocundular sonunda. Sonunda, isyan bayrağını çekip gittiler.
Bilemedim, dedi.
Rengi beyazmış bizim bahçedeki çiçeklerin. Oysa bana hep pembe görünmüştü bir yüzleri. Bir yüzleri hep pespembeydi. Şimdi bembeyaz.
İddialaşmayı severdi. Dediğim dedikti. Biri bir yerden çıkıp gelsin, yanıldığını ispatlasın diye beklerdi. Kimse çıkıp gelmedi. O da yağmura gitti. Yağmurda yürüdü. Upuzundu cadde. Ve de ıslaktı her şey. Düşlerine sarıldı. Üşüdükçe düşlerine tutundu. Düşleri de soğuktu oysa... Baktı, elini cebine attı. Son bir sigara... Üstelik yağmurdan sırılsıklam. Ateşi çaksan da yanmaz. Ama o yaktı son sigarasını. Islak ıslak içti. Tüttürdü hayatın tam ortasına doğru...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.