Hatalarımı düzelten kimse uşağım bile olsa efendim olur. -- goethe
gogh
gogh
@gogh

Yalancı Acı

26 Temmuz 2010 Pazartesi
Yorum

Yalancı Acı

1

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

743

Okunma

Yalancı Acı

Yalancı Acı

Yüzme bilmezdi. Göbeğinden utandığından mı, yoksa yüzme bilmediğinden mi bilinmez, sahilleri de sevmezdi. Belki de migrendi sebebi. Güneşe hassas göz bebekleri akşamları bile güneş gözlüğü taktırırdı ona. Bedavaya satın aldıkları gülücükleri pervasızca harcayan bu insanlara şaşıyordu. Gidip yanlarına soracaktı, “Niye gülüyorsun ha? Niye?”

Burada uzanmak onu öldürüyordu. Kitabına gömüldü tekrar. Kitap, güneşli bir günde cinayet işleyen bir adamı anlatıyordu. Güneşli bir yaz gününde ancak cinayet işlenir dedi içinden.

Yalvar yakar geldiği bu sahilde, başında koca bir şemsiye, elinde kitabı ve gözlükler gözünde tepkisizce zaman geçiriyordu. Denizden çıkıp yanına gelenlere ufacık bir gülücük verir, bunda da epey cimrilik ederdi. Yanına gelen biri, “Niye girmiyorsun denize?” diye sordu.

Bu sorunun cevabını bilmiyordu. Sustu, kitabından hafifçe başını kaldırıp gülümsedi. Ona acısını anlatacak değildi.

-Hey sana dedim!
-En iyisi havuç suyu içeyim. Unutkanlığa iyi geldiğini söylüyorlar, deyip kalktı.

Dalgalar denizi soyuyordu, “bu ses güzelmiş hıh…” dedi.

Bir çocuk şeftali yiyordu az ilerde. Karşısında şeftali yenmesine katlanamazdı. Tırnakların şeftali tüylerine değmesi onu öldürürdü, bu dalgalar da kumlara değmemeliydi. Dalga kayaya çarpmayınca dalga mıdır ki?

Acısını anlatan sığ insanları iyi bilirdi çünkü bir acı dinleyicisiydi. Avam acıya katlanamazdı. Bu yük altında inleyen ve hissetmekten uzak olanlar elbette keder yiyip keder içecek, kederle oturup kederle kalkacaklardı. Acı kan gibi, su gibi sahici de olsa anlatınca hakikatini yitirmiyor muydu?

Acılı bir insan tabancasını başına dayamış sokak sokak gezindikçe ve sağda solda ağladıkça, acıdan zerre payı olmayan sahildeki yalancı acı müptelalarına malzeme olmaktan kurtulamayacaktır. Her ne kadar iğrenç bir durumda olsa da, kapı kapı dolaşıp ağlayan, yerlerde sürünen bu sığ adam, havuç suyu için uzandığı şezlongdan kalkan, migrenini yahut göbeğini dert eden ve tavırlarıyla acısına entelektüel hava katmayı ihmal etmeyen, güya acısını yücelten bu hissiz züppeden her zaman üstündür saygıya layıktır. Çünkü bir gün muhakkak tetiği çekecek, duvarları kana boyayacaktır.

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Yalancı acı Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Yalancı acı yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Yalancı Acı yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Toynak
Toynak, @toynak
26.7.2010 08:35:29
başkalarının dertlerini bilmeyenler kendi dertlerini
ve kendi acılarını dünyanın merkezi kabul ettikleri içindir belkide bencillik..
kendi içinde derin bir felsefe
ve oldukça güzel bir konu...
varolsun kaleminiz
seviglerle
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.