- 2138 Okunma
- 20 Yorum
- 0 Beğeni
MAVİ GÖZLÜ AYŞE-1
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Bu yazının konusu Ayşe.
Ayşe olunca aklınıza köy gelmesin. Burası İzmir’in en nezih yerinde derme çatma yapılmış bir mustakil evdi aslında. Ayşe; yüzü hep neşeyle gülen, ağlamanın çirkinliğine inat yüzünde güneşten renkler aksettiren beyaz tenli, pembe yanaklarıyla saflığı sergileyen, mavi gözlerinle, İzmir-Konak sularında serinleyen bir martı edasında şirin mi şirin harika bir güzelliğin resmi çizilircesine endamında erkeklerin offf dedirteceği kıpır kıpır bir kız...
Şarkılar söyleyen, etrafa neşe saçan peri misali 23 yaşında bir taze.Annesinle ve biri erkek, diğeri kız- iki kardeşiyle yaşayan mazbut sakin terbiye görmüş Erzincan dolaylarından gelmiş bir aile içinde çiçekti Ayşe.
Babası yirmi senelik evliliğini yıkıp genç bir bayanla onları terketmişti. Ayşe annesine bakıyordu. Kızkardeşi Neşe ile oğlan kardeşi Osman ise bir tekstil firmasında asgari ücretle çalışıp eve bakıyorlardı. Annesi tarafından irsi bir rahatsızlıkları vardı hepsinin. zaten annesi kas zayıflığı denen illetten ayakta dengesini tutamıyordu. Bu yüzden genç olan hastalığı hafif seyreden Ayşe evde işleri hep o yapardı.
Yine bir sabah kalktı ve mutfağa doğru esneyerek ilerledi. Ocağa çay koyacaktı. Piknik tüpünden başka büyük ocakları yoktu. Çaydanlığı güzelce yıkayıp çayı tüpün üzerine oturttu.Piknik tüpü az yanıyordu.offf dedi ayşe!
Sonra bahçeye çıkıp hortumla bir güzel beton taşları yıkadı. Çiçekleri suladı.MERMERDEN BİR MASALARI VARDI EVİ TUTTUKLARINDA O MASA BAHÇEDE UNUTULMUŞTU ÖNCEKİ KİRACILAR TARAFINDAN...
Masayı silip bardakları yerleştirdi. bahçede ağaçlar baharın tomurcuklarının kokusunu öyle yayıyordu ki, ayşe derin bir nefes aldı. Tekrar mutfağa gidip çaya baktı. Çay suyu daha kaynamamıştı.Annesini uyandırdı. ANNESİNİNDE GÖZLERİ TIPKI AYŞE GİBİ MASMAVİ BONCUK GİBİ PARLARDI.
_Annem, güzel annem. kalk hadi bak çayı koydum . Bahçenin heryerini yıkadım.Çiçekleri suladım.Güzelce bir kahvaltı yapalım seninle. Annesinin elinden tutup yatakta oturmasına yardım etti.
Annesi; Günaydın güzel kızım. Hamarat kızım benim. Erkende kalkmış. Çayıda koymuş...
Gel bir öpeyim seni.
Ayşe gülümsedi o masmavi gözleri öylesi parlıyordu ki.
Fakirlik ne zordu. Erkek ve kız kardeşinin asgari ücretle baktıkları evde doğru dürüst kahvaltılık bile yoktu.
Annesi sabahları sadece haşlanmış bir yumurta yerdi.Birkedileri vardı. Yumurta kokusunu duyar duymaz anne Saadetin yanına miyavv diye yanaşır sürtünürdü. Kadıncağız o tek yumurtayı bile kediye birkaç mıncık vermeden yemezdi.Ayşe ise çayın yanında yağda yumurta severdi sabahları.
Mutfağa gitti ayşe. çay suyu kaynamıştı.çayı demledi ve demlenmesi için üst demliği hafif sağa yatırdı.Annesi tutuna tutuna banyoya gitti yüzünü yıkadı.
Annesi: havluyu ver Ayyşe..
Ayşe biraz tombul vücudunla koşturdup havluyu aldı ve annesine uzattı. Mutfağa dönüp demlenen çayı indirip annesine bir yumurta haşlamak için çukur bir kaba su koydu ve tüpün üzerine oturttu.Yumurta haşlandıktan sonra, kendisine de , tavada yağda 1 yumurta pişirdi. Akşamdan kalan ekmekleri bahçede masaya koydu.Anesine seslendi
_Bahçeye gel anne..
Annesi, ayakta zor duran vücuduyla sendeleye sendeleye bahçeye çıktı.Bahçede bulunan tahta divana doğru yürüdü ve dengesini zor utarak tahta sedire öyle bir oturdu ki Allahtan divan sağlamdı. Kalçası acımadı mı bilmiyorum.
Annesi: şükür dedi. bugüne de şükür..
Masada 2 bardak vardı. Ayşe çayları doldurdu, birini annesine uzattı. Çayda çok güzel olmuş annem. Ellerime sağlık.
Annesi gülümsedi. Ayşem yaparda çirkin mi olur.
Ayşe annesine yumurtasını soydu ve uzatı. Afiyet olsu n annem.
Saadet sıcak yumurtayı üfleyerek birkaç mıncık kediye verdikten sonra gerisini yemeğe başladı.
Peynir kalmadı mı kızım?
Yok dedi ayşe..Neşe daha maaşı almadı annem. Alsın ben marketten o yumuşak peynirden alacağım.Neşe de sever bilirsin. İşe giderken ekmeğine de sürer hem.
Tamam kızım dedi annesi. Bahçenin kokusunda yavan ekmek bile öyle tatlı geliyordu ki.
Onların hayatı buydu. Babaları varken daha çeşit vardı tabii kahvaltıda. Şimdilik böyle idare etmek zorundalardı.
devamı gelecek..
YORUMLAR
Merhaba, öncelikle tebrik ediyorum.
" vücudunla" " annesinle" gibi kelimeler var yazınızda. " Vücuduyla, annesiyle..." olmalı. Sanırım gözünüzden kaçtı. Metin ortasında büyük harfle yazma gereğinizi de anlayamadım. Ayrıca paragraf yapınıza da dikkat etmelisiniz. Benim gördüklerim bunlar. Dediğim gibi konuyu basitlikten kurtaracak olan, ileriki bölümlerdeki performansınız olacak. Yaşanmış bir öykü olması da ayrıca heyecan sebebi.
Seri olacak sanırım. Dilerim her bölümde kendinizi bir çıta daha ilerleterek seriyi tamamlarsınız...
Saygılar ve selamlar...
Okurken içim burkuldu, "şükür halimize" diyesim geldi...
Bir hayat hikayesi, sanırım hüzünlerle dolu olacak... Kas erimesi en kötü hastalıklardan biri...Bakalım diğer bölümlerde neler olacak? Şimdiden meraklandım...
Yüreğinize ve yazan kaleminize sağlık...Kutluyorum...
Sevgilerimi bırakıyorum...
sevgili Adalet ben ağlamanın çirkin olabileceğine hiç inanmadım ve doğruda bulmadım yeri geldiğinde bizi duygusal bütünlükte ifade eden en insanı tarafımzdr ağlamak, tıpkı gülmek gibi ve ayrıca eğerki ağlamanın güzelliği olmasaydi gülmekten hiç bir tad alamazdık hoşgörünüze... güzel bir çalışma bizden bir kesitti kutladım!...
evet okudum canım hayattan bir kesinti ve çokça yaşanan şeyler
kız evlat başka tabiki ama babanın yaptığı hiç hoş değil
devamını beklerim merakla
benimde çevrem işçi ve bende işçiyim çok gördük böyle hayatlar
küçücük kız çocukları eve ekmek götürme derdinde
o küçücük omuzlarına öyle çok yük binmişki şimdiden
neyse başarılar dilerim arkadaşım ..sevgimle